"sana dün bir tepeden baktım aziz istanbul..." *
baktım da ne göreyim, sende neler var anlat anlat bitmez. yahu şuraya bakabilsek bir tepeden, gerek var mı ki aya çıkıp dünyayı görüntülemeye?
"sazlar çalınır çamlıca'nın bahçelerinde..." *
"benim de arabamın teybini çalmışlardı" diyordu rahmetli gökhan semiz**
bir istanbul ki, içinde aradığın her şey olduğu kadar "uzak dursun benden" diyeceğin her şey var. biraz zorlasan kendinden bile bulursun bir nümune. aynından lan, sen yani. ben, o, hepimizden var birer ikişer.
"o manayı bul da bul, ille istanbulda bul" *
ne seversin, ne vazgeçersin bu topraklardan ama yeniysen her şey çok farklı senin için.
gel bakalım çaylak kardeş, sana istanbulu gezdirelim.
avcılar kol gezer istanbul sokaklarında, bulurlar "ben yeniyim" edasını gözdeki bakışlarda.
"sen sen ol her yere atlama ilk geldiğinde taze istanbullu." öğütüne sebebiyet mekanlardır buralar. *
peki nereler o "buralar"?
paranız pek yoksa, boğaz kenarı restoranları bunun en sağlam örneklerindendir.
"istanbula geldim, karı kız var burada" diye ağzınızın suyu akarsa anında tepenizde biter çakallar. ortam vaadiyle çekerler konsimatris masasına. bir içki söyler donunuzu da bırakıp çıkarsınız, o da şanslıysanız. Lalelidir bu yer çoğu zaman, bazen de beyoğlu.