15 dakikalık yolu 40 dakikada katedip karşılığında kız kulesine karşı çay sigara içebilmektir.
elde edilen bedeli fazlasıyla öder.
istanbul bir cennettir.
kalabalık bir şehirde göt göte yaşamaktır.
ayrıca deprem tehlikesi olduğu halde dayanıksız binalarda yaşamaktır.
kadıköyde yürürken yazıcıoğlunun orda "abi korsan film var, oyun var, program var, porno var" diyerek sizi sinir eden satıcıyla muhattap olmaktır.
ama güzeldir istanbul. onu ağlatanlar utansın.
o an geldiğinde ''istanbul'da yaşamamayı dilemek...''gibi bir hissiyatı yaşamak...Ki onca severken, onca isterken bu şehirde solumayı ve bu şehrin kollarında ölüm uykusuna dalmayı...
evden işe giderken sadece köprüden geçme maliyeti 1 aylık neredeyse 210 tl.
aynı şehir içinde bir noktadan bir noktaya gitmek bu, birde bunun içine en kısa mesafe otoban geçişi derseniz;
aylık 270 tl lere gelir.
bu bir bedeldir...
evden işe giderken köprüden geçen insan gerizekalıdır zaten. dünyanın her yerinde insanlar, işlerine yakın yerden ev tutarlar. her semt, kendi içinde bir şehir gibiyken neden arabanla başka semtlere gidiyorsun? çok gerekse artık çoğu yere 2,5 liraya metro gidiyor bin git.
istanbulu pahalı yapan şey bunlar değil kiralar ve meyve sebze fiyatlarıdır.
maddi kısmı bir yana manevi bedeli çok daha ağırdır. parayı kazanır yerine koyarsın ama bozulan sinirlerin ve sağlığın geri gelmez. o yüzden istanbulda doğup büyümüş insanların kırsalda yaşayanlara göre ömürleri ( verende alanda elbette yaradan ancak böylede bir gerçek var ) daha azdır. 20 milyon insan var şu anda. geçim derdi bir yandan kalabalık bir yandan trafik bombok ve insan çeşitliliği maksimum düzeyde. üstüne kendisini tekrardan hatırlatan bir deprem gerçeği var. ömrün boyunca olmayacak olsa bile ömrün boyunca ne zaman olacak stresi yaşatıyor sana.
istanbul biraz şanssız bir şehir aslına bakarsanız,
Zira Ekonomik yükün çoğunluğunun dolayısıyla nüfusun önemli bir kısmının sırtına yüklendiğini düşündüğümüzde, aslında size bu bedeli ödetenin bu güzel şehir değil, bu çarpık sistemin olduğunu görmek çok da zor olmasa gerek.
Kısa mesafeler uzun zaman alır bu şehirde, dolayısıyla akıp giden ömrünüzü farklı şartlar altında ve farklı aktiviteler ile değerlendirebilme şansınız varken vaktiniz siz bir yerden başka bir yere gidebilme adına çabalarken yok olur ve en kötüsü de bu duruma alışırsınız, bir yandan da istanbul'u suçlarsınız.
Baktığınızda her şey istanbul dadır,her şey hiçbir şey olur, hiç birinden faydalanamazsınız.
Siz istanbul dan bir şeyler alırken, bu çarpık sistemin bu şehrin ardına gizlenip sizden çok şey alıp götürdüğünün farkında bile olmazsınız.
- barınma çok pahalı, kira da ev de inanılmaz.
-gıda pahalı, kalitelisine erişim zor
-iş hayatı sorunlu, patron mekanizması çalışanı sömürüyor
-yeşil alan çok az hatta yok
-trafik fena ve düzensin.
-yabancı istilası yüzünden, yaşadığın yerde yabancı gibisin
-sürekli kendini korumak zorundasın, her an seni dürtmek isteyen bir sistem yada birileri var.
-insan ilişkileri berbat.
1. ülkedeki diğer şehirlere nazaran daha stresli yaşam,
2. günün her saati kalabalık sokaklar,
3. ikamet edilen yere göre kiraların astronomik seviyeye gelmesi,
4. mültecilerin kontrolsüz bir şekilde bu şehre gelmesi,
5. trafik çilesi,
6. kazanç durumuna göre enflasyonun en çok yaşandığı ve geçim sıkıntısının yaşandığı şehir olması.
avantajları;
1. günün her saati ihtiyaç olan her şeye ulaşabilme imkanı,
2. gelir düzeyine göre türkiye standartları üzerinde yaşama imkanı bulunması,
3. toplu taşımanın ülkedeki en gelişmiş seviyede olması,
4. şehirde belirli bölgelerde nefes alabilme imkanı (her ne kadar kısıtlı da olsa),
5. dünyanın en güzel görüntülerinden birine sahip istanbul boğazı.
