ahanda gece yağmur yağıcak yarın da hava biraz serinlicek hevesiyle hemencecik üzerine tıkladığım başlık. ama bir fanteziden daha fazlası değilmiş meğer...
sabaha karşı yağmışsa eğer pencereyi açar, istanbul yeni yıkanmış bir kadın misali buğuluyken, o güzelliğini seyreder ve bir kaç dakikalığına her şeyi unutursunuz.
avrupa yakası yağmıyor, resmen gök delinmişcesine boşanıyor.
gök gürültüleri insanları yerinden zıplatıyor.
küresel ısınmanın sonuçları mı bunlar acaba? artık ne kış kış gibi ne de yaz yaz gibi geçiyor. resmen bir sonbahar günü bugün. mevsim normalleri diye bir şey kalmadı artık..
otobüsten kulakta müzikle izlendiğinde hafif bir tırsma yanında azıcık da romantizm yaşatabilmiş ancak otobüsten inildiğinde insanı dine imana getirmiş yağmurdur. yağmur mudur?
taşan yağmur suları mazgal kapaklarını savurmuştur. ayrıca staj görüşmesine gidecek bendenizi tam evden çıktığım an yakalamış, üstüne bir taksinin yanımdaki su birikintisine 4234234 km hızla girmesi ile sabah sabah duş almama da sebep olmuştur. **. ayrıca şemsiyemi okulda unuttuktan sonra da şiddetini maşallah daha bir arttırmıştır. şu an ise evde ve huzur içinde olduğumdan yağmamaktadır. bir adım atayım dışarıya da görün siz.
üsküdar'da istanbul ticaret üniversitesi kampüsümüzden ders bitiminde mahsur kalmamıza neden olmuş ve sigara için bize zaman ayırttırmış olan yağmurdur. hatta paket bitti sigara almaya çıktık o ne yağmurdur arkadaş ya. bahçede şemsiye altında çocuk oyuncağı gibi gelen yağmur kampüsün bulunduğu caddeyi sele boğmuş.
düzlük bir alan olduğundan yokuştan gelen şelale suları, apartmanların giderlerinden ve çatılarından akan şelaleler ve doğa ananın sürahiden su dökermişçesine yağdırdığı yağmuru görünce hayatta kalma mücadelesinde plan yapmaya başlatmıştır.
istanbulda okul tatil ettiren yağmur olarak tarihe geçmiştir.eskiden kışları kar yağsa da okullar tatil olsa diye bi umutla geçiren öğrenciler artık yağan sağnak yağmurlarından bekçisi olmuştur.
tam bir afet. işyerinde eşofman terlik dolaştığımızı da söylersem ve bunu fotoğraflasam halime bakar bakar gülersiniz. lan patron geldi. öyle karşısında terlikle, resmen ev haliyle durmak utanç vericiydi. bildiğin şirket lan. kobi bile değil. adam karşında jilet gibi. sen, sana verilen emanet kıyafetlerle.. haziran ayında elektrikli soba yaktık. kurumaya bıraktık kendimizi. sekreter iç çamaşırına kadar ıslanmış garibim. gitti külot mülot aldı. öyle feci bir durumdu. sucuktan farkımız yoktu.