istanbul'un taşı toprağı altındır düşüncesiyle istanbula gelip , hayal kırıklığına uğrayıp önce benliklerini daha sonra büyük şehirde kendilerini kaybeden insanlardır.Sora sora Bağdat bulunur mantığıyla sora sora köye dönebileceğini düşünen insanların bi önceki modunda olan kişilerdir.
istanbulda bir de kendileri gun gibi ortada durmasina ragmen ami gotu kaybeden insanlar vardir ki, kizli erkekli, gormeyiniz, gorseniz bile bakmayiniz.. uzak durunuz..
yok efendim yön duygusu, algıda seçicilik falan yok! bu insanlar evlerinin yolunu bile şaşırırlar o derece hani... yanlış istasyonda inip, yanlış vapura binenlerdendirler. artık dikkatsizlik mi demeli sebebine yoksa o kadar alışmak ki bir zaman sonra tüm otobüsleri kendi evinin önünden geçer sanmak mı, ne bilemiyorum artık... ama var böyle insanlar,kaç senelik evinin yolunu bulamayanlar, kendimden biliyorum!
bu süregelen ve sonsuza ivmelenen, devinimsel ve kaotik ama sofistikelikten ırak ve sukut-u hayallare kurban sehirde bilincini taşıyan oz benliğini, derinliği olmayan kanllara da bogmanın sonucu olusan col fırtınaları misali boslugun eseri kişilik ergimesidir
ya da
adresi bulamıyorsunuzdur işte
her ne ise