istanbul da işçi çocuğu olmak

entry9 galeri0
    1.
  1. istanbul'da işçi çocuğu olmak...

    2000 yılına girildiğinde cebinde 0.50 kuruş ile * okula gitmektir! okulun yaptığı saçma beden eğitimi formalarını alabilmek için hafta sonu gazinolarda komilik yapmaktır, gidiş gelişi 3 km olan okul yolunu istisnalar hariç her gün yürümektir, çöpe atılmış bir müzik dergisini bulup kimse fark etmeden almak ve okumaktır, elektronik marketlerde gördüğün * sharp müzik setinin çıkardığı sese hayran olmak ama sabah gazetesinin kuponla verdiği gurindik marka dandik müzik setini alıp "çok iyi lan" demektir, sevdiğin şarkıyı radyoda yakalamak ve eski püskü kasetlerin üstüne kaydetmektir, kolpa adidas giymek pazardan alınan metalica tişörtü ile mutlu olmaktır, doğum günününü 3-5 arkadaşınla pastaların en güzeli olan anne pastası ile kutlamaktır, 3-4 hafta biriktirdiğin para ile kadıköy'e gitmek akmar pasajının dışında korsan cd satan adamlara "o gurubun cd si var mı abi" demektir, arkadaşlarına bir pasajın içerisinde le cola içmek ve bisküvi yemektir...

    istanbul'un varoşunda cennet denilen yerin ötesinde cehennemi yaşamak, birilerinin verdiği ayakkabı ile okula gitmek, mavi önlüğü bile ödünç almaktır. Pazarda görülen oyuncağa bakmak, bisikletle dolaşan arkadaşa imrenmek, bilgisayarı olan arkadaşın evine gidildiğinde 1 saat arkadaşın oyun oynamasını izlemek, Evde beyaz kağıda o oyundaki karakterleri çizmeye çalışmaktır. Kira parasını o yaşta düşünmek, ortaokul bitince liseye giden abla'da var bari ben çalışayım demek ve bir pastahanede haftalık 30.00 liraya çalışmaktır, pastahaneye gelen liseli öğrencileri gördükçe imrenmek ve onlara özenmektir. Ertesi yıl tüm imkanları zorlayarak okula yazılmak, kayıt parası isteyen liseye inat ilçe milli eğitim müdürünün kapısına kadar gidip "benden para istiyorlar bu yasak değil mi?" demektir, sonra onun verdiği yazılı kağıtla, para isteyen müdür yardımcısının kapısını tekrar çalıp 1.65 boyla ve adam gibi yürekle gider yapmaktır! o okula sevdire sevdire kendini kayıt ettirmektir!

    eğitimin zaten doğru düzgün verilmediği bir ülkede, eşitsizliğin tavan yaptığı sistemde, parayı bayılıp özer ders alanlarla, dershanelere gidenlerle, patronların çocuklarıyla aynı sınava girmektir. Girdiğin sınavdan sana biçilen değer kadar puan almak, aldığın puanla boktan bir m.y.o'Ya yazılmak, okurken çalışmak, yine etrafına bakmak, yine bakmak, yine bakmaktır.

    Köle gibi çalıştırılan ve pazar günüde "mesai yapayım 3 kuruş daha kazanayım" diyen babanın yüzünü unutmaktır. Hiç bir zaman ailenle tatile gidememek, geçmişe dair birlikte doğru düzgün gülümseyen bir kaç fotoğraf bile bulamamaktır.

    işçi çocuğu olmak, doğarken kaybetmek, yaşarken kazanamamak, sistem tarafından devamlı geriye, geriye ve daha geriye atılmaktır.

    Ve bunlardan bahsedince, fakir edebiyatı yapmak, duygu sömürücüsü olmak, ezik olarak yaftalanmak, varoş çocuğu diye dışlanmaktır!

    tüm yazdıklarımı hepsini boş ver... işçi çocuğu olmak 10 yaşında berberde yerleri süpürürken hayatı anlamaktır!

    --spoiler--
    Ustam geldı sırtıma vurdu unut dedı romanları
    işcisin sen işçi kal giy dedi tulumları...
    --spoiler--
    72 ...
  2. 2.
  3. &feature=colike

    --spoiler--

    Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
    Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar
    Elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları
    nerelere gizlesin şu avucun nasırları

    --spoiler--
    4 ...
  4. 3.
  5. --spoiler--
    şerefsiz olmaktansa alnının teriyle her kuruşunu helalinden kazanmasının insana verdiği şeref ayrıdır. memur çocuğu olarak büyüdüm.
    alt komşumuzun 3 tane çocuğu vardı. hepsi benden küçüktü. 2 erkek 1 kız. bana her istediğimde giysi alınıyordu. küçük olan giysilerimi annem her seferinde onlara veriyordu. dahası babam ufak çocuklara matematik anlatıyordu. ama o erkek çocuklar beni sokakta her gördüğünde dışladılar. 13-14 yaşlarımda olmama rağmen hiç bir zaman "benim giysileimi giyiyorsunuz. bir de beni oyuna almıyorsunuz. ver giysilerimi" demedim. demeyi de aklımdan geçirmedim.
    sonuç olarak kardeşim sen genede bu durumda olup gene de hayata lanet etmiyorsan adam gibi adamsın.
    --spoiler--
    2 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. diğer illerdeki gibi zor olandır.
    0 ...
  9. 6.
  10. eve ancak yılda 2 yada 3 defa muz girmesidir. annenin muzları çocuklarına paylaştırıp kendi yememesidir. babanın gece mesaileri yüzünden 1 hafta yüzünü görmemektir. kışın eldiven yerine eski çorap giymektir. sana verilen eski oyuncaklara sarılıp uyumaktır. etin balığın tadını senede bi kaç defa tadıp ileride vejetaryen olup asla balık yiyememektir.
    4 ...
  11. 7.
  12. büyük şehirin büyük zorluklarıyla, girdaplarıyla erken yaşta tanışmaktır. kapitalist sistemin acımasızlığı ile erken tanışmaktır.
    (bkz: bu adam benim babam)
    4 ...
  13. 8.
  14. anlaşıldığı kadarıyla her şeye rağmen ve belki de her şeyden dolayı: eğitimsiz kalmak, cehalet kokmak, 70' lerde abd ve sermayenin tetikçiliğini yapmış bir ideolojiye köpek olmak, şovenizmle varlığını anlamlandırmaya çalışmak dolayısıyla bir işci çocuğu olarak sınıf bilincine sahip olamamak. marx' ın tüm bu sayılan zorlukların, sefaletin nedenlerini sistematikleştirdiği, yüzlerce yazına kaynaklık yapan büyük bir bilimsel miras bıraktığından bihaber olmak ve bir işci çocuğu olarak bu adama düşman olarak, belki de en fazla kendine ihanet etmekmiş.
    *
    başka bir çıkarsama da şudur ki; bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi, sefalet içinde, emek sömürüsüne direk muhattap olan adamların değil de; çoğu zaman kalburüstü, statükoya meyilli, eğitimli adamların solcu olması, solculuk oynamasıymış...
    1 ...
  15. 9.
  16. büyük dayının oğlunun küçük gelen elbiselerini giymek yada küçülen elbiseni halanın oğluna vermektir. iyi marka araba görünce direk camına yapışmaktır. arkadaşlarından ödünç aldığın tasolar ile başkalarını yenip taso kazanmaktır. yazları bacak kadar boyunla araba yıkamak ve lastiğini değiştirmektir. gittiğin okulda zengin öğrenciye dokunulmazken, yürüyerek geldiğin okulda andımıza yetişemedin diye müdürden dayak yemektir. okuldan mezun olurken anadolu lisesi kazandın diye seni döven yavşak müdürün herkesin içinde seni örnek öğrenci ilan etmesidir. kanarya içine giden minibüs parası olan 65 kuruş çok geldiği için okula hergün gidiş-dönüş toplam 2 saat yürümektir. bu yaşadığın hayata rağmen sahip olduğun isimden yola çıkarak senin ideolojine karar veren komünist öğretmen tarafından derslerinin düşük olmasıdır.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük