istanbul Günahkâr bir şehir. istanbul Bir Tarafında Boğazda ki ve Herkesce malum olan zengin semtlerindeki şatafatlı,ihtişamlı,kibirli,umarsız Hayatları diğer tarafta insanları kötülüğe, ümitsizliğe,suça hapseden Nice insanların hayatını,hayallerini,umutlarını boğazın serin sularına gömen karanlık bir şehir. istanbul Benim için Şeytani güzelliğe sahip fahişe ruhlu bir kadın!
Yobaz dediğimiz şehirlerde her bokun işlendigini(tecavüzlu fuhus, cocuk istismarı ve korkunc cinayetler)son dönemdeki haberlerden duydugumuzdan sonra istanbul bile masum kaliyor.
Çöpe bırak ekmeği et atılan mahalleleri vardır bu şehrin. Koskoca otogarının en dibi kesif bir sidik kokar her daim. Gece el ayak çekilince e-5 boyunca çok çirkin kadınlar ipsiz sapsız adamların nefislerini söndürür apışaralarında. Bir evin bodrumunda kaldırım kenarındaki bir karışlık pencereden vuran cılız ışıklarla büyür kavruk çocuklar. izbe mezbele metruk evleri vardır sonra. Anasız çocukları bağrına basan. Sahi sen bilir misin Denizi bile iyot kokmaz buranın şehrin bağırsaklarının döküldüğü koskoca bir kuburdur artık. Ve bu kenefte olta tutan akşamcı tayfa yaşayabilen bir su mahlukunu kendi çirkef sofrasına meze yapar. Namert olayım görseydi bugünkü halini Fatih bile belki kıymazdı onca mücahide.
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu.
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hâlâ çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yâr olmaz istanbul gibi diyâr;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…
Gecesi sümbül kokan,
Türkçesi bülbül kokan,
istanbul,
istanbul…