Dünyanın en büyük barosunu hukuka ve kanuna aykırı işlem yapmaya zorlayanların bilmediği gerçektir.Baro ve yöneticileri kendilerine emanet edilen meslek onurunu çiğnetmez.
istanbul barosunun "özel yetkili" olduğu için kendisini yasalarla bağlı görmeyen bir heyetin yaptığı yasaya ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarına aykırı istemlerini haklı olarak yerine getiremeyen istanbul barosu yönetim kurulu üyeleri hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine, silivri cumhuriyet savcılığının, avukatlık yasası'nın 58.maddesindeki usullere göre adalet bakanlığı'ndan izin almaksızın başlattığı usulsüz soruşturmada, yine usulsüz olarak ifade vermeye çağrılmalarına karşı verdiği haklı ve kutlanası tepkidir.
gizli ajandalarına göre önlerinde engel görülen ve türlü iddialarla kanıtsız tutuklanan aydınlar, üniversite hocaları, türk ordusunun emekli ve muvazzaf her rütbeden subayları, gazeteciler, öğrenciler vs.den sonra sıranın hukukun üstünlüğünü savunan ve mahkemenin yasaya aykırı istemlerine boyun eğmeyen barolara geldiği anlaşılıyor.
ülkedeki gerici sivil dikta, ziyadesiyle sımarmış ve kendisini dev aynasında olduğundan büyük görme hastalığına kapılmış durumda. öyle ki, kendi yaptıkları yasaları bile görmezden geliyorlar.
bu durumda, verdiği haklı hukuk mücadelesinde tüm gerçek hukukçular istanbul barosunun yanındadır. isterlerse hepsini içeri tıksınlar, arkasından gelecek binlercesi vardır. bu hukukçuların verdiği bir hak ve hukuk mücadelesidir, ancak sanıldığı gibi dar bir gurubun değil, aslında tüm türk halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesidir ve halk adına verilen bir direniş mücadelesidir.
nazım'ın dediği gibi, "sen yanmasan, ben yanmasam, nasıl çıkar bu karanlıklar aydınlığa".
