doğrudur kanımca. hıncal uluç biraz uçmuş. sonuçta filmin sonunda birbirlerine yalan söylerken aslında halen birbirlerine aşık olduklarını anlıyoruz. tam ayrılırken özlemle tekrar birbirlerine sarılmaları da cabası. hıncal uluç sadece ayrıldıkları noktada kalmış, halbuki filmden bir sonuç çıkarabilmek için önce filmin geneline, sonra sonuna bakılır, sadece ortasına değil.
kızları her türlü haltı yiyip, anal oral seksi yaşayıp yine de ben bakireyim diyen, erkekleri de "bütün sevgililerim versin ama karım bakire çıksın" diyen bir millet, içinde cinselliğinde bulunduğu bir aşk filmine(ya da aşk'a) porno yakıştırması da yapar elbette.
içindeki sahneler düşünülüp , direk ingilizceden düz mantık çeviri yapıldığında doğru olan önermedir. içinde o kadar çok aşk* var ki grup olanı bile vardır ... *
'aşk' kelimesinin tanımsızlığından yararlanmanın alternatiflerinden biridir. evet efendim aşk gerçekten izafi bir kavramdır. dünya nüfusu kadar tanımı olması normaldir. bu tanımları da parnetlerin yaş ve cinsiyet çeşitliğiğiyle harmanladığımızda, tahmin etmesi olanaksız sayıda kombinasyonlarla karşılaşırız. ıssız adama aşk filmi diyen insanın aşk kavramı filmdeki karakterler arasında geçenlerle uyuşabilir. 'aşk, elele gezmek gülmek eğlenmek yemek yemek beraber uyumak, sevişmektir' diyorsa kişi, kimse çıkıp da ona hayır diyemez. buna karar verecek bir merci yoktur çünkü. ama birilerine aşkın ne olduğunu anlatmak için öneriliyorsa film, işin çirkin yerine gelmişiz demektir.
ama ben ıssız adam filmine aşk filmi demem o başka, içinde kendi aşk kavramıma dair hiç bir şey bulamamışımdır, yakıştıramamışımdır. bir de ıssız adam zaten 'aşk filmi' olarak değil 'modern hayatın yalnızlaştırdığı insanları anlatan, yemekler, anneler, eski şarkılar ve aşk üzerine bir film' tanımıyla piyasaya sürülmüştür.