Yüce Allah'ın kuran'da israil'i insanlığa tanıtımıdır aynı zamanda. defalarca mucize, gönderilen ardı ardına peygamberler ve hala değişmeyen bağnaz ve karanlık zihniyete karşı kuranda yazan ve israiloğullarını bekleyen hazin ve soğuk son.
--spoiler--
BAKARA SÛRESi
(40) Ey israiloğulları !6 Size verdiğim nimeti hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız benden korkun.
BAKARA SÛRESi
(47) Ey israiloğulları! Size verdiğim nimetimi ve (bir zamanlar) sizi cümle âleme üstün kıldığımı hatırlayın.
BAKARA SÛRESi
(83) Hani, biz israiloğulları'ndan, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.
BAKARA SÛRESi
(122) Ey israiloğulları! Size verdiğim nimetimi ve (bir zamanlar) sizi cümle âleme üstün tuttuğumu hatırlayın.
BAKARA SÛRESi
(211) israiloğullarına sor; biz onlara nice açık mucizeler verdik. Kendisine geldikten sonra kim Allah'ın nimetini değiştirirse, (bilsin ki) şüphesiz Allah, cezası pek çetin olandır.
BAKARA SÛRESi
(246) Mûsâ'dan sonra israiloğullarının ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)? Hani, peygamberlerinden birine, "Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi. O, "Ya üzerinize savaş farz kılındığı halde, savaşmayacak olursanız?" demişti. Onlar, "Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda niye savaşmayalım" diye cevap vermişlerdi. Ama onlara savaş farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, yüz çevirdiler. Allah zalimleri hakkıyla bilendir.
ÂL-i iMRÂN SÛRESi
(49) Allah onu israiloğullarına bir Peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara şöyle diyecek): "Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah'ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer mü'minler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır."
ÂL-i iMRÂN SÛRESi
(93) Tevrat indirilmeden önce, israil'in (Yakub'un) kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi israiloğullarına helâl idi. De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Tevrat'ı getirip okuyun."
MÂiDE SÛRESi
(12) Andolsun, Allah israiloğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah şöyle demişti: "Sizinle beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekatı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkar ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır."
MÂiDE SÛRESi
(32) Bundan dolayı israiloğullarına (Kitapta) şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.
MÂiDE SÛRESi
(70) Andolsun, israiloğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
MÂiDE SÛRESi
(72) Andolsun, "Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: "Ey israiloğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur."
MÂiDE SÛRESi
(7 israiloğullarından inkar edenler, Davud ve Meryemoğlu isa diliyle lanetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü.
MÂiDE SÛRESi
(110) O gün Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu isa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı, incil'i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen, israiloğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkar edenler, "Bu ancak açık bir büyüdür" demişlerdi.
A'RÂF SÛRESi
(149) israiloğulları (yaptıklarına) pişman olup, gerçekten sapmış olduklarını görünce, "Eğer Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa, mutlaka ziyana uğrayanlardan oluruz" dediler.
A'RÂF SÛRESi
(13 israiloğullarını denizden geçirdik. Derken, kendilerine ait putlara tapan bir kavme rastladılar. israiloğulları, "Ey Mûsâ! Onların kendilerine ait ilahları (putları) olduğu gibi sen de bize ait bir ilah yapsana" dediler. Mûsa şöyle dedi: "Şüphesiz siz cahillik eden bir kavimsiniz."
A'RÂF SÛRESi
(137) Hor görülüp ezilmekte olan kavmi (israiloğullarını), toprağına bolluk ve bereket verdiğimiz yerin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Rabbinin israiloğullarına verdiği güzel söz, onların sabretmeleri karşılığında gerçekleşti. Firavun ve kavminin yaptıklarını ve (özenle kurup) yükselttiklerini yerle bir ettik.
A'RÂF SÛRESi
(134) Üzerlerine azap çökünce, "Ey Mûsâ! Rabbinin sana verdiği söz uyarınca bizim için dua et. Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve israiloğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz" dediler.
A'RÂF SÛRESi
(105) Bana, Allah'a karşı sadece gerçeği söylemem yaraşır. Ben size Rabbinizden açık bir delil (mucize) getirdim. Artık israiloğullarını benimle gönder.
YÛNUS SÛRESi
(93) Andolsun, biz israiloğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir
YÛNUS SÛRESi
(90) israiloğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle birlikte zulmetmek ve saldırmak üzere, derhal onları takibe koyuldu. Nihayet boğulmak üzere iken, "israiloğulları'nın iman ettiğinden başka hiçbir ilah olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım" dedi.
iSRÂ SÛRESi
(2) Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik ve onu, "Benden başkasını vekil edinmeyin" diyerek, israiloğullarına bir rehber yaptık.
iSRÂ SÛRESi
(4) Biz, Kitap'ta (Tevrat'ta) israiloğullarına, "Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz" diye hükmettik.
iSRÂ SÛRESi
(101) Andolsun, biz Mûsâ'ya apaçık dokuz mucize verdik. israiloğullarına sor (sana anlatsınlar): Hani Mûsâ onlara gelmiş ve Firavun da ona, "Ben senin kesinlikle büyülendiğini zannediyorum ey Mûsâ!" demişti.
iSRÂ SÛRESi
(104) Bunun ardından israiloğullarına şöyle dedik: "Bu topraklarda oturun, ahiret va'di (kıyamet) gelince hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz."
--spoiler--
TÂ HÂ SÛRESi
(47) "Ona gidin ve şöyle deyin: ‘Şüphesiz biz Rabbinin elçileriyiz. israiloğullarını (serbest bırak ve) bizimle gönder. Onlara işkence etme. Sana Rabbinin katından bir mucize getirdik. Selam, doğru yola uyanlara olsun.' "
TÂ HÂ SÛRESi
(80) (Allah şöyle dedi)"Ey israiloğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık, size Tûr'un sağ yanını vadettik ve size kudret helvası ile bıldırcın indirdik."
ŞU'ARÂ SÛRESi
(22) "Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) israiloğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir."
ŞU'ARÂ SÛRESi
(59) işte böyle yaptık ve onlara, israiloğullarını mirasçı kıldık.
ŞU'ARÂ SÛRESi
(197) israiloğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir?
NEML SÛRESi
(76) Şüphesiz bu Kur’an israiloğullarına üzerinde ayrılığa düştükleri şeylerin çoğunu açıklıyor.
SECDE SÛRESi
(23) Andolsun, biz Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik. Sen de kitaba (Kur'an'a) kavuşma konusunda sakın şüphe içinde olma. Onu israiloğullarına bir yol gösterici kılmıştık
MÜ'MiN SÛRESi
(54) Andolsun, biz Mûsâ'ya hidayet verdik. israiloğulları'na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat'ı) miras bıraktık.
ZUHRUF SÛRESi
(59) isa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve israiloğulları'na örnek kıldığımız bir kuldur.
DUHÂN SÛRESi
(1 O şöyle demişti: "Allah'ın kullarını (esaret altındaki israiloğullarını) bana teslim edin. Çünkü ben güvenilir bir peygamberim."
DUHÂN SÛRESi
(31) Andolsun, israiloğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun'dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi.
CÂSiYE SÛRESi
(16) Andolsun biz, israiloğullarına kitap, hükümranlık ve peygamberlik verdik. Onları güzel ve temiz yiyeceklerle rızıklandırdık ve onları (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık.
AHKÂF SÛRESi
(10) De ki: "Ne dersiniz? Şâyet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, israiloğullarından bir şâhit de bunun benzerini (Tevrat'ta görerek) şahitlik edip inandığı halde, siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız?). Şüphesiz Allah zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez."
SAFF SÛRESi
(6) Hani, Meryem oğlu isa, "Ey israiloğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim" demişti. Fakat (isa) onlara apaçık mucizeleri getirince, "Bu, apaçık bir sihirdir" dediler.
--spoiler--
günümüze kadar süren savaşların sebebidir. sonra yok gazze bombalandı yok 135 israilli öldü, 325 filistinli öldü yasları, nerde insanlık nameleri.
hani evrensel bir dindi, nedir bu ırkçılık?
din politik bir olgudur denince de linç girişimi başlanıyor. herhangi bir müslümanın veya dinden bir kişinin kendi kutsal kitabında bir ırkı veya toplumu kötülemesnden ve hatta lanetlemesinden sonra nasıl hoşgörü içinde olabilir? sadece anlamsız ve sorgusuz karşılıklı kin ve nefret, akabinde şiddetten sonra ne beklenebilir?
aslında kur'an israiloğullarına ayar da vermiyordur. onlarıyüceltiyordur. hep onlara daha fazlasını verdiğini ama onların kıymet bilemdiğini, onların bu fırsatları teptiğinden bahsedilmiştir. bu sadece islam için değil diğer dinlerde de uygulanmıştır.
bunun sebebi de gayet açıktır.
israiloğlu dediği kişiler aslında firavunlardır. ve tarihin en güçlü ve somut tanrıları onların tanrılarıydı. onlardan sonra çıkan diğer tanrılar ve eliçileri onların kopyalarından öteye gidemediler. bu kopya dinler şu anda bile milyonların inandığı ve iman ettiği mevcut dinler. hepsi o eski dinlerden feyz almış, bir kaç isim değişikliğiyle kopya etmiştir kendini. tabi yücelmek içinde büyük olanı taşlamışlardır.
bu aynen sözlükler arasındaki mücadele ve politikaya benzer.
firavunların güneş tanrısı ekşi sözlük, elçisi ssg, kopya dinler olarak uludağ sözlük ve elçisi zall, ve itü sözlük ve yine kendi elçisi, arada ufak sözlükler ve elçileri ve yok oluşları...
kimse birbirini inkar edemeden mürit (yazar) toplamaya çalışmaktadır. aynı kurgu üzerinde kendi çaplarında fark yaratmaya çalışarak, bir birine bok atmaktadır. sonuçta tüm yazarlar aynı... hepsi kendi sözlüğünün kuralına uyarakl arıt oy peşinde, atılma korkusyla yaşamakta... aynı cennet cehennem hikayesi.
ve bu hikaye bin yıllardır devam ediyor. gerçekten ilginç.
cahilliğin bu kadarı dedirten başlık. öncelikle kuran- ı kerim' de kimseye ayar verilmez, böyle bir mantık olamaz. kur-an ve hz.muhammed kendinden öncekileri ve olanları inkar etmemiştir ki ayar vermeye ihtiyaç duyulsun. israiloğullarının yaptıklarını ve geçen olayları anlatmak ne zamandan beri ayar vermektir? israiloğulları kur-an ile lanetlenmedi, onlar kendi peygamberleri tarafından lanetlendiklerini öğrenmediler mi zaten? kur-an-ı ker-im ve hz.muhammed' in geleceği diğer tüm büyük kitaplarda zaten haber edilmedi mi? inanmak isteyen istediğine inanır kimin umrunda? nedir bu telaş, nedir bu israiloğullarına illa laf atma takıntısı, nedir bu illa tüm müslümanları yobaz gösterme çabası?
en iyi bilineni ve üzerinde tartışılanı isra suresinde israiloğullarının 2 kere sınanacağının anlatılmasıdır. hatta yahudilerin ilk uyarıyı hitlerden ikinciyi de filistinlilerden alacağı anlamını çıkaranlar olmuşsa da kendi kitapları tevratta;* kudüs'ün birleşik uluslar ordusu tarafından ele geçirileceği haber verilmiştir.
özde, yahudilerin, kuran-ı kerim'e gelene kadar kendi kitaplarında yer alan ayarlara bakmaları da yeterlidir. ama kendilerinden yıllar sonra gönderilmiş son semavi din olan islam'ın kutsal kitabında da uyarılmalarına rağmen olmadık işler yapmaya devam etmektedirler. israil'in yaptıklarına ''ama müslümanlar da rahat durmuyor''diyenler, kutsal kitaplarda yazanlar bir bir gerçekleştiğine göre bu ayar değil de nedir? israiloğulları uslu çocuk oldu da hep mi müslümanlar yaramazlık yaptı?