FiLiSTiN TOPRAKLARINI SiYONiSTLERiN YÜKLÜ PARALAR KARŞILIĞINDA VE BÜYÜK VAATLER VEREREK iSTEDiĞi 2. ABDÜLHAMiT HAN VE GAZi MUSTAFA KEMAL PAŞA... iKiSi DE SERT TEPKi VEREREK FiLiSTiN TOPRAKLARININ YAHUDiLERiN ELiNE GEÇMESiNE KARŞI ÇIKMIŞTI. GÜNÜMÜZ MASONLARI VE TARiHSiZLER, ÜLKEMiZE iHANET EDENLER, ÇIFIT UŞAKLARI HALEN 2. ABDÜLHAMiT'E OLAN KiNLERiNi KUSMAKTALAR, MUSTAFA KEMAL PAŞA DAHi KENDi ZAMANINDA 2. ABDÜLHAMiT'iN DEĞERiNi ÇOK iYi BiLiYOR VE HATIRASINA LAF SÖYLETMiYORDU!!!
GAZi M. KEMAL PAŞA'YA GÖRE 2. ABDÜLHAMiT !
1938'DE M. KEMAL PAŞA "YANLIŞ TEŞHiS YAPILARAK" MASON DOKTORLARIN ELiYLE ŞEHiT EDiLMiŞTi... SONRA YÖNETiMiN BAŞINA SiYONiSTLERiN GÜDÜMÜNDEKi KIZIL iSMET iNÖNÜ GEÇTi VE VERDiĞi TAViZLER NEDENi iLE iSRAiL 1948'DE KURULDU, RESMi OLARAK iLK TANIYAN iSE KIZIL iSMETiN BAŞINA GEÇTiĞi TÜRKiYE DEVLETiYDi.
iSRAiL AĞLAMA DUVARINA GiDENLER, KiPA GiYiP DUA EDEN AMiRALLER, iSRAiL HAYRANI OLAN ASKERLER VE iLETiŞiM ALT YAPISINDAN TUTUN BiRÇOK ÖZELLiŞTiRMEYi iSRAiL'E PEŞKEŞ ÇEKEN HÜKÜMET ERKANI, BÜYÜK KULÜPLERDE MASON LOCALARINDA iSRAiLE UŞAKLIK YAPANLAR, ASKERi TEKNiK TEÇHiZATINI KATiL BiR ÜLKEDEN iHRAÇ EDENLER, KENDi BÜNYESiNDE EN iYiLERiNi YAPABiLiYORKEN HERON VS ZIVARTALARA BEL BAĞLAYANLAR, RAHAT MI iÇiNiZ ??? HER MASUM iNSANIMIZIN VE BU BEBEKLERiN HER KANI DÖKÜLMESiNDEN SORUMLUSUNUZ ???
MASON LOCALARINI KAPATAN, MASONLARI "YAHUDi UŞAKLARI" DiYEREK KARŞISINDAN KOVAN, GAZi MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN YARISI KADAR DAHi CESARET GÖSTEREMEYENLER, SiZLERi ALLAH (CC) ISLAH(TEMiZLESiN, PiSLiKTEN ARINDIRSIN) EYLESiN! AMiN.
ZULME VE HAKSIZLIĞA SESSiZ KALMAK, ZULMÜ VE HAKSIZLIĞI PAYLAŞMAKTIR! ŞiMDi ONLAR KATiL iSE, SiZ DÜŞÜNÜN ???
ÇOK MU AĞIR OLDU, HAYIR HiÇ OLMADI !
BiZ DUYGUSAL HAREKET ETMiYORUZ, AKSiNE MERCEKLE iNCELEYiP GÖRDÜĞÜMÜZÜ YAZIYORUZ ! AKSiNi iSPATLAYAN BUYURSUN ??
insanlar içerisinde, müminlere en şiddetli düşman olarak Yahudileri bulursun. (Maide Suresi 82. Ayet)
Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). içinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Mâide Suresi(51. Ayet)
Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: Allah'ın yolu asıl doğru yoldur.
Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır. Bakara Suresi(120. Ayet)
Sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. O sadece onlara gözlerin dehşetle dikilip kalacağı ve korkudan yerinden fırlayacağı bir güne kadar zaman tanımaktadır. ibrahim Suresi(42. Ayet)
PKK'NIN, ABD-iSRAiL'iN MAŞASI OLDUĞUNU iNKAR EDEN ŞEREFTEN YOKSUN PARAYA TAPAN ŞAHISLAR, LAĞIM KANALI HALiNE GELEN TV KANALLARI, MEDYA MAŞALARI VS ÇIKABiLiR, AÇIK VE RESMi BELGELER AYRICA iSTiHBARATLARDA AÇIKÇA BELiRTiYOR Ki, "BEBEK KATiLi PKK" YiNE BEBEK KATiLi iSRAiL'iN VE YANDAŞI
AB-D'NiN TAŞERONUDUR!!!!
SAĞCIYIM, ÜLKÜCÜYÜM, SOLCUYUM, DiNCiYiM, ŞERiATÇIYIM, TÜRKÇÜYÜM, KÜRTÇÜYÜM vb. DiYEN KARDEŞLERiM OYUNA GELMEYiN, BiZi BiZE KIRDIRMANIN DERDiNDE BU SALiP UŞAKLARI! BiZ ALLAH'IN KULU OLALIM YETER!
iskenderun olayından sonra ciddi olarak gündeme gelen o konu önemle araştırılıyor...
PKK ile israil bağlantısı nedir?..
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, böyle bir bağlantıdan söz etti.
içişleri Bakanımız da israil vahşeti ile iskenderun baskını paralel soruşturuluyor dedi. Bu iki üst düzey açıklama, konunun üzerinde durmayı gerektiriyor.
Böyle bir bağlantı nedir? Anlamak için arşivlerde şöyle bir dolaşalım.
Mesela, israilli uzmanların, Kuzey Irak'ta, peşmerge paralelinde PKK kamplarında eğitmenlik yaptıkları haberleri akıllardadır.
Ama görüntü de PKK ile israil arasında husumet vardır! PKK, Apo'nun israil eliyle Türkiye'ye teslim edildiğine inanıyor.
Ama beri yanda da israil-PKK bağlantılarının ipuçları var...
Bu ipuçlarına, Yazar Aydoğan Vatandaş'ın Armagedon adlı kitabında rastlıyoruz. Vatandaşın israil PKK'yı Destekli(yor)du başlıklı yazısında şu bilgiler var.
Aylar önceydi. Ankara'da terörle mücadeleden sorumlu üst düzey bir emniyet yetkilisi, ismini ve görev yaptığı birimi açıklamayan bir başka üst düzey istihbarat yetkilisi ile ayrılıkçı Kürt hareketi üzerine konuştuğumuzda,Türkiye'nin en yakın müttefiki olarak bildiği ülkelerin PKK'ya en büyük desteği verdiğini söylediklerinde oldukça şaşırmıştım.
Bu tür şeyleri her zaman duyar ve yazardık. Ancak bu sözlerin devletin en önemli aygıtlarından birini yönetmekle görevlendirilmiş biri tarafından söylenmesi Türkiye'nin içine düştüğü acziyeti gösteriyordu.
Dahası Abdullah Öcalan'ın Suriye üzerinden israil'in kontrolüne girmiş olabileceğini söylediklerinde daha da şaşırmıştım.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından farklı tarihlerde hazırlanan raporlar, ABD'nin bölgede apaçık bir Kürt devletinin kurulması için yoğun çaba sarfettiğini gözler önüne seriyordu.
Bu belgeler aynı zamanda ABD ile Türkiye arasında yaşanan adı konmamış gizli bir savaşın ipuçlarını da veriyordu.
Ama ismini açıklamayan üst düzey isthibarat yetkilisi tam odadan çıkarken kulağıma eğilerek şöyle dedi :PKK'YI DAĞDA DEĞiL BURADA ARA. ANKARA'DA...BU SÖZÜN NE ANLAMA GELDiĞiNi BiR GÜN ANLAYACAKSIN.
Bu sözün anlamını uzun bir süre anlayamadım. Ta ki Hanefi Avcı 32. Gün programında devlet içerisinde bir grubun APO ile işbirliği içerisinde olduğu'nu söyleyene kadar...
işin daha ilginç tarafı Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan Güneydoğu Anadolu'da Devam Etmekte olan Bölücü Hareketin Gelecekteki Muhtemel Seyri ve Türkiye'nin Bütünlüğü'ne Etkileri adlı dökümanda israil, PKK'yı ulusal çıkarları dolayısıyla destekleyen ülkelerin başında geliyordu.
Dokümanın birçok yerinde ABD, ingiltere, Fransa gibi ülkeler üstü kapalı olarak bazı gelişmiş Batı ülkeler şeklinde geçiyordu. Oysa Türk kamuoyunda bilinen, bundan çok farklıydı.
PKK'nın özellikle iran ve Suriye tarafından desteklendiği vurgulanıyordu ve Türkiye birçok kez bu ilkelerle çok ciddi sorunlar yaşıyordu.
Gerçi bu iki ülke her ne kadar PKK'ya açık destek vermese de, PKK'nın bu ülkelerde kamp imkanlarına sahip olduğu biliniyordu.
Ama PKK'nın bu ülkeler tarafından yönlendirildiği, kullanıldığı anlamına gelmiyordu.
Türkiye ile israil arasında yaşanan bu yakınlaşmanın mihenk taşını Suriye oluşturyordu ve her iki ülkenin de Suriye ile ciddi sorunları bulunuyordu.
Dolayısıyla Düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla hareket edildiğinden doğal bir ittifak ortaya çıkıyordu.
Ankara'dan bakıldığında şöyle gözüküyordu tablo: Suriye'nin Hatay üzerindeki emelleriydi.Suriye bu yüzden PKK'yı destekliyordu.Kudüs'ten bakıldığında ise Suriye,israil ile iki kez savaşmış son derece stratejik bir düşmandı.
israil Golan tepelerini geri vermedikçe, Suriye'nin stratejik düşmanı olarak kalmaya devam edecekti. Dolayısıyla Suriye Lübnan'daki israil karşıtı hareketlerle iran'la birlikte planlı bir şekilde destek verecekti.
O halde Türkiye'nin Suriye ile sorunları ve Suriye'nin israil ile olan sorunları arasında nitelik olarak derin farklar bulunuyordu.
Bu yüzden bu iki farklı terörden birinin ortadan kaldırılması doğal olarak diğerinin de ortadan kalkması anlamına gelmiyordu.
Nitekim Mehmet Ali Birand, 30 Ocak 1996 tarihli yazısında şöyle diyordu:
Suriyeli yetkililer ile yaptığım görüşmelerde duyduklarımı,sonradan Washington ve Ankara'dan doğrulatınca hayretler içinde kaldım.Zira Suriye-israil barış görüşmelerinde PKK konusu çıkarılmış.Görüşmelerden yine Suriye'nin terör örgütlerine verdiği desteğin bitmesi ele alınıyor ancak PKK yok.Barış sürecinde sadece israil tarafından terör örgütü olarak adlandırılan Filistin Kurtuluş Örgütleri'nin hesaba katılması kararlaştırılmıştır.
Cengiz Çandar ise 23 Nisan 1996 tarihli yazısında şöyle diyordu.Sizin terörizminiz israil açısından hiç öncelikli değil.israilli yetkililer,bizimkilerin anlattıklarının aksine,PKK konusunda tavır almalarının niçin mümkün olmadığını açıkladılar uzun uzun.
Bu bilgiler, fikir sahibi olmak için önemlidir.
işin doğrusu da devletimizin araştırması sonucu çıkacaktır..
Türkiye'nin israil'e karşı aldığı kararlara cevaben, israil Dışişleri
Bakanı Avigdor Lieberman'ın, Yedioth Ahronoth Gazetesi'nde yayınlanan
"PKK örgütüne askeri yardım teklifinde bulunabilecekleri" yönündeki
sözleri üzerine, gözler bir kez daha PKK-israil ilişkilerine çevrildi.
israil'in, kuruluşundan itibaren ayrılıkçı Kürtçü unsurlarla olan
ilişkileri biliniyor. 1961 yılı itibarıyla Irak yönetimine karşı
silahlı isyana kalkışan Molla Mustafa Barzani ve Celal Talabani'ye
bağlı Kürtlere en büyük desteği veren ülkelerin başında da israil ve
onun güdümündeki Yahudi lobisinin geldiği artık sır değil. israil'in
ve Yahudilerin PKK ile olan ilişkileri de inkâr edilemeyecek kadar
açık ve bunun kanıtları da mevcut.
PKK yöneticilerinden Murat Karayılan'ın, israil Dışişleri Bakanı A.
Lieberman'ın açıklamasının akabinde, verdiği beyanatta yer alan; "Eğer
israil devleti PKK ile ilişki kurmak istiyorsa, önce PKK önderliğinin
Türkiye'ye verilmesinde oynadığı rolden dolayı PKK ve Kürtlerden özür
dilemelidir." (Fırat Haber Ajansı, 12.09.2011) şeklindeki sözleri,
PKK-israil ilişkilerinin ve işbirliğinin üstünü örtmeye yönelik
çabadan öte bir anlam ifade etmiyor.
Zira, M. Karayılan'ın israil yöneticileriyle olan ilişkileri onun bu
sözlerini boşa çıkartıyor. M.Karayılan'ın, israil yetkilileriyle
temasını deşifre eden kişi, PKK lideri Abdullah Öcalan ile israil
yetkilileri arasında geçmiş dönemlerde ilişki tesis eden Yahudi-Kürt
kökenli Davut Bağıstani.
PKK-israil ilişkilerinin kilit ismi Davut Bağıstani, hâlihazırda
merkezi Erbil'in Aynkawa semtinde bulunan israil-Kürt Enstitüsü'nün
başkanlığını yürütmekte olup, üç yıldan beri aynı yerde yayınlamaya
devam ettiği "israel-Kurd" adlı dergide Yahudi-Kürt işbirliğinin
önemine vurgu yaparak, PKK'nın da propagandasını yapan bir kişi.
Davut Bağıstani, Erbil'de Kürtçe yayınlanan Rudaw Gazetesi'ne verdiği
bir beyanatta; "1967'de israil Başbakanı Golda Meir ve israil Savunma
Bakanı Moşe Dayan ile tanıştığını, israil'in şimdiki Cumhurbaşkanı
Şimon Peres ile 1970'te tanıştığını ve anılanla 34 yıllık dostluğunun
bulunduğunu" belirtiyor.
"Eşi Piyanka'nın da Yahudi asıllı bir Alman
olduğunu" söyleyen Bağıstani, Murat Karayılan'la ilgili olarak da;
"israil devletinin kuruluşunun 60. yıldönümü münasebetiyle, israil'de
düzenlenen törenlere resmi davetli olarak 08.05.2008'de katıldığını,
bir hafta süren israil ziyareti sırasında görüştüğü Cumhurbaşkanı
Şimon Peres'e PKK/KCK Başkanı Murat Karayılan'ın bir mektubunu elden
teslim ettiğini ve aldığı cevabi mesajını Irak'a dönüşünde
M.Karayılan'a ilettiğini, ayrıca MOSSAD yetkilileriyle de zaman zaman
görüşmeler yaptığını" (Rudaw Gazetesi, 19.05.2008) itiraf ediyor.
Davut Bağıstani, Erbil'de Kürtçe yayınlanan Çetir Gazetesinde yer alan
bir söyleşisinde de; "Türk Ordusunun 1995 yılında Zap, Haftanin, Gara
ve Çemço bölgelerine operasyon yaptığı sırada, Abdullah Öcalan'ın
yanında bulunduğunu" belirtiyor.
Barzani ailesiyle de ilişkisini
gizlemeyen Bağıstani, korunduğunu da itiraf ediyor. Bu hususta; "Bazı
islami grupların, Kürt-israil ilişkilerinin geliştirilmesi amaçlı
çalışmalarından rahatsızlık duyduklarını, bu nedenle kendisine yönelik
bir suikast eylemi planının Neçirvan Barzani'nin müdahalesiyle
bertaraf edildiğini" (Çetir Gazetesi, 19.07.2010) açıkça dile
getiriyor. ilginç değil mi?
Âdeta bir "israil Misyoneri" gibi hareket eden D.Bağıstani'nin bu
itirafları ortada dururken, M.Karayılan'ın sözlerinin hiçbir anlamı
kalmıyor.
Türkiye ve iran'ın, PKK ve PJAK kamplarına yönelik düzenledikleri
operasyonlardan rahatsızlık duyan D.Bağıstani, "israil-Kürt Enstitüsü
Başkanı" sıfatıyla 05.09.2011 günü Erbil'de, BM, BM Güvenlik Konseyi
ve Avrupa Birliği'ne yaptığı çağrıda; "Türk ve iran rejimlerine
yönelik acilen harekete geçilmesini" (e-kurd.net) isteyecek kadar
ileri gidiyor, PKK ve PJAK'ın hamiliğini üstleniyor.
Öte yandan, israil'de çıkan Yedioth Ahronoth Gazetesi'nde, "Ğay Bahor"
imzasıyla yayınlanan bir makalede de, dikkat çekici şu hususlar yer
almıştır:
"PKK'nın Silvan'da 13 askeri öldürdüğü 14 Temmuz günü, DTK 850
delegesiyle toplandığı Diyarbakır'da özerklik ilan etti. Aynı gün
Suriye'de 12 Kürt partisi ortak bir karar alıp Suriye yönetiminden
özerklik talebinde bulundu. Suriye, Irak, iran ve Türkiye'deki
muhtelif Kürt unsurlar, yavaş yavaş büyük bir devlet olmak için
birbirleriyle bağlantı kuruyorlar. Kurulacak Kürt devleti Güney Sudan
gibi, israil'in yakın müttefiki olacaktır. Kürtler kendilerini
Yahudilere daha yakın, ikiz kardeş gibi görüyor.
Göreceksiniz, israil düşmanı 4 devlet (Türkiye, iran, Suriye ve Irak), israil dostu bir
Kürt devletini doğurmak için parçalanmak zorunda kalacak." (Yedioth Ahronoth, 28.07.2011) Bu sözler de israilli bir Yahudi-Siyonist'in itirafı.
Türkiyeli Yahudi işadamı ishak Alaton ile BDP Diyarbakır Milletvekili
Leyla Zana'nın konuşmacı olarak katıldıkları Bilgi Üniversitesi'nin
(istanbul, 08.04.2011) "Barışı Kurmak" konferansında kucaklaşarak;
"Kürtlerin Türkiye'den ayrılmak isteyip istemediklerinin referanduma
sunulması ve Abdullah Öcalan'ın imralı'dan çıkarılıp ev hapsine
alınması" yönünde dillendirdikleri ortak görüşlerini de hatırlayalım.
israil'in ve Yahudi lobisinin, PKK ve diğer Kürtçü unsurlarla olan
ilişkilerini "hayali" olarak yansıtarak, gerçeği bir türlü görmek
istemeyen bazı medya organlarının ve yazarların, şimdi ne
düşündüklerini merak ediyorum.
PKK ile israil ilişkisi ortaya çıktı
Zor durumda kalan israil, PKK'yı devreye soktu...
Türkiye'nin aldığı 5 yaptırım kararından sonra zor durumda kalan israil, PKK'yı devreye soktu... PKK, son 3 günde Tunceli, Hakkari ve Bingöl'de saldırarak 5 güvenlik görevlimizi şehit etti.
PKK, israil'in taşeronu
Birleşmiş Milletler'in, hazırladığı raporla uluslararası sularda 9 Türk vatandaşını öldüren Siyonist israil'i haklı göstermesi Türkiye'nin büyük tepkisini çekerken stratejistler, bölgede yalnız kalan israil'in PKK'yı devreye sokabileceğine işaret etti. Uluslararası kamuoyunda yalnız' kaldığı belirtilen israil'in Türkiye'nin ataklarına karşılık terör kartı'nı oynayabileceği belirtiliyor. Mübarek Ramazan ayını vatandaşlara zehir eden terör örgütü PKK, Tunceli'de de bir teğmen ile bir uzman çavuşu şehit etmesinin ardından, önceki gün Yüksekova'da 2 korucuyu ve yine Tunceli'de biri polis bir öğretmeni katletmişti. Terör örgütü dün de Bingöl'de polis noktasına saldırdı.
PKK-iSRAiL iLiŞKiSi SOBELENDi
Siyaset bilimci Prof. Dr. Yasin Aktay, israil'in bölgede yalnız kalmış bir ülke olduğunu tekrarlayarak, Türkiye'de israil'in inisiyatifi dahilinde terörün azması beklenebilir dedi. Son dönemde takındığı tavırla iyice yalnızlaşan israil'in daha fazla yalnızlaşmayı göze almasının kendisi açısından da sakıncalar doğuracağını dile getiren Prof. Dr. Aktay, Akit'e yaptığı açıklamada PKK'nın önemli bir kesimi ile israil arasında ciddi manada derin ilişkiler olduğu kesin. Bunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla PKK'nın yaptığı birçok saldırının altında israil'in gündem değiştirme ve bizi kendi sorunlarımızla uğraşmaya itme mantığı yatıyor. PKK'nın birçok saldırısının altında israil'in Türkiye'yi zaafa uğratma politikası yatıyor. israil ve PKK'nın bu şekilde bir ilişkisi var. Fakat bu herkes tarafından bilinen, sobelenmiş bir ilişkidir. Bu anlaşıldığı için PKK tarafından gelen bütün saldırıların israil tarafından yaptırıldığı anlayışı çıkacaktır diye konuştu.
ÖNÜMÜZDEKi DÖNEMDE GÜVENLiK ODAKLI POLiTiKALAR GÖRECEĞiZ
PKK'nın, israil destekli bir saldırı düzenlemesinin Kürt halkını kendilerinden iyice uzaklaştıracağını dile getiren Prof. Dr. Aktay, Bu durum; hem PKK'nın Müslüman Kürt halkıyla ilişkilerini zora sokacaktır, hem de israil açısından suçüstü niteliği taşıyacaktır. Bu ilişkinin bu şekilde deşifre olması PKK'nın da uzun vadede etkisini azaltacaktır. israil cürmü kadar yer yakar& şeklinde konuştu. Prof. Dr. Aktay, şunları kaydetti: Türkiye'de israil'in inisiyatifi dahilinde terörün azması beklenebilir. israil'in etkisi dahilinde ülkemizde terörün artması beklenebilir. Bu olası terörün tırmanması durumunda güvenlik güçlerinin de operasyonlarını artıracağını söyleyebiliriz. Açıkçası, önümüzdeki süreçte, güvenlik odaklı bir gündemin içine gireceğimiz söylenebilir. Türkiye'nin uluslararası gündeminde ise son günlerde israil önemli bir yer kaplıyor. Diğer taraftan Mısır ve Libya gibi ülkeleri de içine alan Arap Baharı'nda etkin bir Türkiye görüyoruz.
KÖNi: BU ATEŞ GÜNEYDOĞU'YA SIÇRAYABiLiR
Devletler Hukuku Profesörü Hasan Köni de gerilen ilişkiler nedeniyle israil'in PKK kartına sarılarak Türkiye'nin canını acıtmaya çalışacağı görüşünde. iki ülke arasındaki asıl krizin 20 Eylül'de Filistin'in Birleşmiş Milletler'de bağımsızlığının oylanmasından sonra ortaya çıkacağını söyleyen Prof. Dr. Köni, Türkiye, Filistin'i tanıyacak ama Filistin konu oldu mu israil babasını tanımaz. 20 Eylül'den sonra Ortadoğu'da kan ve ateş iyice artacak. Bu ateş, Güneydoğu'ya yansıyacak& diyor.
PKK-iSRAiL iTTiFAKI BELGELi
PKK'nın israil'le ittifakı daha önce de üst düzey pek çok isim tarafından dile getirilmişti. Mavi Marmara saldırısının olduğu günlerde PKK da iskenderun'da saldırı düzenleyerek 7 Mehmetçiğimizi şehit etmiş ve ardından PKK lideri Murat Karayılan, Türkiye'nin israil'le beraber ortak düşmanları olduğunu dile getirmişti. israil televizyonuna konuşan eski bir MOSSAD ajanı Eliyezer Safrir de Onlara uçaksavar topları sevk ettik. Aynı zamanda saha topları. Belli bir aşamada kendilerine Sterella' omuz füzeleri de verdik. Kurslar da verildi tabii ki... Land Roverim'de Sterella füze atar ile gittim ve umudum Irak uçağı düşürmekti orada. Sınıf'ın tatbikatı esnasında bir Irak uçağı göründü, bir füze yöneltmekten ve ateş etmekten daha basit ne vardı ki? demişti.
Şehit polis ve eşi bugün toprağa verilecek
Önceki gün Tunceli'de, halı sahada futbol oynayan polislere, teröristlerce açılan ateş sonucu şehit olan komiser Cem Kerman ile öğretmen eşi Dilay Turan Kerman'ın bugün toprağa verileceği öğrenildi.
TUNCELi EDiRNE
Tunceli'deki hain saldırıda şehit olan komiser Cem Kerman (27) ve öğretmen eşi Dilay Turan Kerman için dün Malatya'da tören düzenlendi. Törene katılan 2. Ordu Komutanı Orgeneral Servet Yörük ise Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar'a baş sağlığı diledi. Törenin ardından şehit komiser Cem Kerman'ın cenazesi askeri uçakla Çorlu'ya, öğretmen eşi Dilay Turan Kerman'ın cenazesi de Ankara'ya gönderildi.
BABA OCAĞINA ATEŞ DÜŞTÜ
Tunceli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Cinayet Büroda görevli 5 yıllık polis memuru Komiser Cem Kerman (27) ile öğretmen eşi Dilay Turan Kerman'ın şehit olduğu haberi, önceki gece Kerman ailesine bildirilmesinin ardından, Meydan Mahallesi, Asmalı Mescit Sokak'ta yaşayan baba Ercan Kerman ve anne Gülsen Kerman'a taziye ziyaretleri dün de sürdü. Edirne Emniyet Müdürü Mehmet Yazıcı da, acılı aileye taziye ziyaretinde bulunarak, baş sağlığı diledi.
Şehit komiser Cem Kerman'ın cenazesinin bugün Selimiye Camisi'nde yapılacak törenin ardından, şehit komiserin geçen yıl evlendiği eşi öğretmen Dilay Turan Kerman'ın da memleketi Ankara'da toprağa verilecekleri öğrenildi.
Polis Kerman'ın şehit olduğu haberi, Edirne'deki baba evinde büyük acıya yol açtı.
Meydan Mahallesi Asmalı Mescit Sokak'ta yaşayan Baba Ercan Kerman ve anne Gülsen Kerman'a acı haberi Edirne Emniyet Müdür Yardımcısı Cemalettin Kaymaz verdi. Aldığı acı haber ile yıkılan Kerman ailesine sağlık ekibi müdahale etti. Anne Gülsen Kerman'a sakinleştirici iğne yapıldı. Bir yıl önce evlenen çiftin ölüm haberini alan yakınları da baba evine geldi.
ŞEHiT KOMiSER CEM, EŞi iÇiN TUNCELi'Yi TERCiH ETMiŞ
Baba Kerman, şehit olan oğlu Cem Kerman'ın, öğretmen eşi Dilay Turan Kerman'ın, öğretmenlik atamasının olabilmesi için Sakarya'dan Tunceli'ye tayin istediklerini belirterek, Cem akademiden sonra kura çekerek Sakarya'da göreve başladı. 5 yıl sonra Tunceli'ye tayin istedi. Gelin KPSS'ye girmişti. Onun tayini çıksın diye Tunceli'yi seçtiler. Hani Ankara'yı, istanbul'u yazsalar kazanamayacak. O nedenle Tunceli'yi seçtiler dedi.
HEM KOMiSER HEM BASKETBOL HAKEMi
Tunceli'de halı sahada futbol maçı yapan polislere yönelik saldırıda şehit olan komiser Cem Kerman'ın 5 yıl boyunca görev yaptığı Sakarya'da Amatör Basketbol Ligi'nde basketbol hakemliği de sürdürdüğü ve amatör liglerde çeşitli maçlarda görev aldığı öğrenildi.
HAKEM ARKADAŞLARINDAN HELALLiK iSTEDi
Kerman'ın yeni görev yeri Tunceli'ye gitmeden önce http://www.sakaryabasket.com internet sitesinden basketbol hakemi arkadaşlarına veda mesajı gönderdiği belirtildi. Kerman, veda mesajında şu ifadelere yer verdi: Değerli hakem arkadaşlarım, antrenör arkadaşlarım, oyuncu kardeşlerim. Eşimin Tunceli iline tayini çıktı, doğal olarak ben de beraber tayin olacağım. Umarım herkesle görüşebilirim fakat görüşemediğim arkadaşlarım, kardeşlerim olursa, şimdiden kusura bakmasınlar ve haklarını helal etsinler. Benden yana herkesin hakkı helaldir.
Diğer yandan, Kerman'ın sevenleri de http://www.cemkerman.com& ; adlı internet sitesinde taziye defteri açtı. Facebook'ta da ilk şehitlerimiz Cem ve Dilay Kerman& adıyla taziye sayfası oluşturuldu.
YARALI POLiSLERiN TEDAViSi SÜRÜYOR
Tunceli'de halı sahada futbol maçı yapan polislere yönelik düzenlenen silahlı saldırıda yaralanan ve askeri helikopterle Elazığ'a getirilen ve Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan polis memurunun tedavisi sürüyor.
Sağ akciğerinden kurşun yarası alan ve önceki gece ameliyata alınan polis memurunun sabah saatlerinde suni solunum cihazından çıkarıldığı ve bilincinin açık olduğu öğrenildi.
Hastane yetkilileri, yaralı polisin tedavisinin devam edeceğini ve yoğun bakım ünitesinde kalan hastalar için hayati tehlikesi var veya yok demenin yanlış olacağını kaydetti. Yaralı polis Sezgin Usta ise, Tunceli'den Samsun'a sevkedildi.
Öte yandan Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar ve Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, dün yaralı polisleri hastanede ziyaret etti. Kılıçlar, Yaralılarımızın durumu gayet iyi, hayati tehlikesi olan yaralımız yok dedi.
Tunceli'de halı sahada futbol oynayan polislerin üzerine teröristlerce uzun namlulu silahlarla ateş açılması sonucu 1 komiser ile eşi şehit olmuş, 3'ü ağır 8 polis memuru da yaralanmıştı. Saldırıya polislerin ateşle karşılık vermesi sonucu 1 terörist ölü olarak ele geçirilmişti. Saldırıda yaralanan polislerden biri askeri helikopterle Elazığ'a getirilmişti.
ERDOĞAN'DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tunceli'de teröristlerin saldırısı sonucu bir komiser ve öğretmen eşinin şehit olması dolayısıyla içişleri Bakanı idris Naim Şahin'e başsağlığı mesajı gönderdi.
Başbakanlık Basın Merkezi'nin internet sitesindeki açıklamaya göre, Erdoğan, Tunceli'de teröristlerin saldırısı sonucu bir komiser ve öğretmen eşinin şehit olması dolayısıyla içişleri Bakanı Şahin'e bir başsağlığı mesajı göndererek, üzüntülerini bildirdi.
BiNGÖL'DE POLiSE SALDIRI: 2 YARALI
Öte yandan; Bingöl'ün Genç ilçesinde kaymakamlık lojmanının önündeki polis noktasına önceki gece düzenlenen silahlı saldırıda 2 polis memuru hafif şekilde yaralandı. Bingöl Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, silahlı saldırının uzun namlulu silahlarla yapıldığı belirtildi. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
5 Eylül günü saat 00.05 sıralarında ilimiz Genç ilçe merkezinde bulunan kaymakamlık lojmanına bir araçtan uzun namlulu silahlarla açılan ateş sonucu 2 emniyet görevlisi hafif şekilde yaralanmıştır. Yaralılar Bingöl Devlet Hastanesi'ne sevk edilmiştir. Olayın ardından jandarma ve emniyet güçleri tarafından başlatılan takip devam etmektedir.
Şehit ve gazilerden BDP kongresine tepki
Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimler Derneği Genel Başkanı Taner Uran, devletin tüm organlarının teröre karşı etkin mücadele metotlarını uygulaması gerektiğini bildirdi.
Uran, yaptığı yazılı açıklamada, terörün baskısı altında olan vatandaşlara karşı devletin şefkat ve gücünü göstererek, masum vatandaşların terör örgütünün boyunduruğundan kurtarılması gerektiğini belirtti.
Uran, Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda yapılan BDP 2. Olağan Kongresi'nde bölücü terör örgütünün sözde marşı çalınarak asker, polis, imam, yaşlı, kadın, çocuk demeden insanları katleden eli kanlı teröristlerden öldürülenlere saygı duruşunda bulunulduğunu ifade etti.
Bu olayın şehit aileleri ve malul gazilerini derinden üzdüğünü bildiren Uran, terörün bitmesini talep ettiklerini ve bu konuda kan davası gütmediklerini, tek isteklerinin adaletin yerini bulması olduğunu vurguladı.
Uran, şunları kaydetti:
Terörle mücadele kanununa idam cezası tekrar getirilmeli, infazlar başta eli kanlı bebek katili olmak üzere derhal yapılmalıdır. Siyasallaşan terörün uzantılarının eli kanlı teröristlerden hiç farkı yoktur. Bunlara karşı cezalar etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Devletin tüm organları teröre karşı etkin mücadele metotlarını uygulamalıdır.
yeni akit
Kaynak: haber5.com
PKK'lı tetikçinin israille ilişkisi mercek altında
Mersin'de yakalanan 8 PKK'lıdan Yıldızbakan'ın, Mavi Marmara baskınından bir gün önce iskenderun'daki kışlaya saldıran ekipte olduğu ve israil'le bağlantısı bulunduğu iddia edildi!
Mersin Aydıncık'ta mobilya yüklü bir kamyona düzenlenen operasyonla yakalanan PKK'nın Amanoslar yapılanması Antalya grubunun sözde lideri Kenan Yıldızbakan'ın israil bağlantısına işaret eden detaylara SABAH Gazetesi ulaştı. Yakalanan gruptaki PKK'lı teröristlerden biri olan Barış Kızılçay'ın "Yıldızbakan'ın israil'e gidip geldiğini, israil'de sevgilisinin evinde kaldığını biliyorduk" dediği öğrenildi. 30 Mayıs 2010'da, iskenderun'daki Şehit Remzi ilboğa Kışlası'nda askerlerin nöbet değişimi sırasında roketatar ve uzun namlulu silahlarla yapılan terör saldırısında 7 asker şehit düştü. Saldırının, israil'in 31 Mayıs'taki kanlı Mavi Marmara baskınından 1 gün önce, Mavi Marmara'nın israil karasularına yakınlaştığı sırada olması 'iskenderun saldırısında israil parmağı da var' iddialarına yol açmıştı.
'18 ay sonra ipucu'
Ertuğrul Erbaş'ın Sabah'daki haberine göre; iskenderun' daki saldırıdan 18 ay sonra Mersin'deki son operasyonda yakalanan PKK'lı terörist Barış Kızılçay, Kenan Yıldızbakan'ın israil ilişkisine ilişkin bilgi verdi. "Özgür Murat" kod adlı Barış Kızılçay, iskenderun saldırısında bizzat yer alan "Fırat Siverek" kod adlı Kenan Yıldızbakan'ın israil'e gidip geldiğini ve israilli bir kadının evinde kaldığını söyledi. iskenderun'daki eylemi Kenan Yıldızbakan ile "Sefkan Amed" kod isimli Cengiz Nergiz'in gerçekleştirdiğini söylediği belirtilen Kızılçay'ın şu bilgileri verdiği öğrenildi: "Roketatarı Sefkan, M-16' yı ise Fırat'ın kullandığını kendilerinden dinledim. iskenderun eyleminin israil tarafından yaptırıldığı yönünde haberler çıkması örgüt içinde rahatsızlık yarattı. Ben somut olarak, eylem israil istihbaratının işidir diyemem fakat ister sohbetlerde isterse Fırat arkadaşın israil'deki yaşantısı ayrıca bir israilli bir kadınla israil de kalması belli bir noktada israil halkını destekleyen sohbetleri göze çarpmaktaydı" dedi.
MiT'E bilgi verildi
Kenan Yıldızbakan'ın da "Evet israil'e gittim. inşaat işiyle uğraşıyordum. Bu yüzden gittim" dediği öğrenildi. istihbarat Daire Başkanlığı Kenan Yıldızbakan'ın ülkeye giriş çıkışlarını incelemeye aldı. iddialara ilişkin ayrıntılar MiT ile de paylaşıldı.
'Bu kadar tesadüf içimize kurt düşürdü'
Konuyla ilgili olarak SABAH'a bilgi veren üst düzey bir emniyet yetkilisi ise şunları söyledi: "Henüz somut bir şey yok her şey tesadüfmüş gibi görünüyor. Fakat bu kadar tesadüfün ardı ardına gelmesi yine de zihnimize kurt düşürüyor. Hukukta; 'hayatın olağan akışına ters' ilkesi vardır. Burada da aynı durumu görüyoruz. PKK'lı bir tetikçi, 7 şehitli bir eylem... Tam da Mavi Marmara'nın ilişkileri gerdiği bir dönemde... Sonra anlıyoruz ki PKK'lı tetikçi israil'e gidip geliyor, orada kalıyor ve orada bir sevgilisi var. Bu bağlantıyı inceliyoruz. http://www.habervakti.com...news_details&id=60103
Milli Savunma Bakanı ismet Yılmaz, balıkçı ağlarına takılan israil'e ait insansız hava aracının bulunmasıyla ilgili olarak açıklama yaptı.
Düşen heronun özellikle PKK'ya istihbarat sağlanıp sağlanmadığı konusunda derin şüpheler bulunuyor.
Kırıkkale'de Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun fabrikasıyla ilgili bilgi alırken, bu konuda yöneltilen bir soruya cevap veren Bakan Yılmaz, Arkadaşlar bakıyorlar, bir çalışma bize getirecekler. Ondan sonra değerlendirme yapacağız dedi.
TEKNiK iNCELEME ARACIN SABIKASINI ORTAYA ÇIKARACAK
Edinilen bilgiye göre; Genelkurmay Başkanlığı ve MiT tarafından oluşturulan bir uzman heyet israil'e ait olduğu ortaya çıkan Heron'la ilgili teknik incelemesini sürdürüyor. Bu incelemede, aracın nereden, ne şekilde ve ne kadar ve hangi nitelikte istihbarat sağladığı ve bu bilgileri hangi kaynaklara ilettiği üzerinde çalışılıyor. Özellikle PKK'ya istihbarat sağlanıp sağlanmadığı konusunda derin şüpheler bulunuyor.
ARACIN NEREDE VE NE ZAMAN DÜŞTÜĞÜ BELiRLENECEK
Ayrıca aracın tam olarak ne zaman ve nerede düştüğüne dair kesin bilgiler de bu inceleme sonucunda ortaya çıkacak. Öncelikle söz konusu aracın Türkiye'nin güney sahillerinde düşüp düşmediği belirlenecek. Bunun belirlenmesi durumunda Türkiye'nin israil'e çok sert bir cevap vermesi bekleniyor. Zira bu tür araçların başka ülke sınırları dahilinde faaliyette bulunması doğrudan casusluk olarak nitelendiriliyor. Ayrıca daha önce Mavi Marmara gemisine baskın yapıldığı gece iskenderun'da PKK tarafından askeri birliğe yapılan saldırı hatırlandığında, aynı bölgede israil'in insansız hava araçları uçurması bu konuda daha önce öne sürülmüş birtakım iddialara kuvvet veriyor.
iSRAiL SESSiZ
Geçtiğimiz hafta Adana açıklarında balıkçı ağlarına takılan israil'e ait Heron'un Türkiye'yi mi izlediği sorusu halen cevaplandırılmadı. israil, Türkiye'nin güney sahillerinde istihbarat mı topluyor gibi pek çok soru yapılacak teknik incelemenin ardından cevaplanacak. iskenderunlu balıkçılar ağlarını balık için atmışlar, ancak ağlarına uçağa benzer bir cisim takılınca hemen sahil güvenliğe haber vermişlerdi. Denizden çıkan cismin israil'e ait insansız hava aracı Heron olduğu kısa süre sonra tespit edilmişti. Konuyla ilgili israil makamlarının sessizliği ise dikkat çekiyor.
israil'in aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'dan küstah açıklama.
israil'in aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Türkiye'nin israil'e karşı aldığı kararlara cevaben bazı "cezalandırıcı" adımlar atacaklarını açıkladı. buna göre israil, ABD'de Ermeni lobisiyle işbirliği içine girecek ve PKK'ya askeri yardım teklifinde bulunacak.
israil, Türkiye'nin Mavi Marmara saldırısından dolayı özür dilemeyen israil'e karşı attığı adımlara cevap vermeye hazırlanıyor. israil'de yayınlanan Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan habere göre israil Dışişleri Bakanı Lieberman, Türkiye'ye karşı bir dizi sert tedbirler almaya karar verdi.
Bakanlığın üst düzey isimlerinin, konuyla ilgili yarın Lieberman'la yapacakları toplantıya hazırlık için dün bir araya geldikleri belirtildi. Cumartesi günkü toplantıda israil'in, Türkiye'ye vereceği cevap konuşulacak.
Dünkü toplantının ardından bilgi veren Kaynaklar ise Türkiye'nin aslında israil'in özür dilemesiyle ilgilenmediğini ve Ankara'nın islam dünyasındaki imajını yükseltmek için israil yönetimi ile tartışmayı tercih ettiğini düşünüyor. Lieberman'ın da bu yüzden özür dilemek için yaratıcı formüller aramanın gereksiz olduğunu, onun yerine israil'in Türkiye'yi cezalandıracak girişimlere odaklanması gerektiğini düşündüğü aktarılıyor.
Dışişleri Bakanlığı'nın da Türklere karşı kullanılmak üzere bir diplomasi ve güvenlik araç kutusu kullanma formülü üzerinde ilerlemeye karar verdiği belirtiliyor. Atılacak ilk adımın israil ordusunun bütün emekli mensuplarının Türkiye'ye gitmesini önlemek için onlara yönelik bir seyahat yasağı çıkarılması olacağı aktarılıyor. Ancak bu tavsiye sert bir tavsiye olacak ve israillilerin de Türkiye bağlantılı uçuşlar yapmaktan caydırılmasını amaçlayacak.
israil'in planladığı bir diğer adım ise Ermenilerle işbirliğini kolaylaştıracak adımlar olacak. Bu ay içerisinde ABD'ye gidecek olan Lieberman'ın, Ermeni lobisi temsilcileriyle bir araya gelmesi ve Kongre'de Türkiye karşıtı işbirliği yapma teklifinde bulunması bekleniyor. Atılacak bu adım, sözde Ermeni Soykırımı'nın uluslararası alanda tanınmasına israil'in yardım edeceği anlamına da geliyor. Ayrıca Ağrı Dağı konusunda Türkiye ve Ermenistan arasındaki tartışmada israil, Ermenistan'ı destekleyecek.
Habere göre Lieberman'ın planları arasında, "işbirliği yapmak ve mümkün olan her alanda destek vermek için" PKK'nın Avrupa'daki elebaşları ile görüşmek de bulunuyor. bu toplantılarda PKK'nın israil'den, eğitim ve silah desteği olmak üzere askeri yardım isteyebileceği belirtiliyor.
Ancak PKK ve Türk Ordusu arasındaki çatışmalar, Türkiye'nin insan hakları konusunda eleştiri almasına neden olduğundan, Lieberman'ın araç kutusunda Erdoğan'a karşı kullanacağı bir diğer aracın ise israil'in dünya genelinde misyonlarında Türkiye'nin azınlıklara karşı "gayrimeşru" adımlarıyla mücadele için bir kampanya başlatması olduğu kaydediliyor.
Lieberman tarafından formüle edilen sert tedbirlerin, Lieberman'ın Başbakan Tayyip Erdoğan'a "israil karşıtı hareketlerinin tek yol olmadığını açıkça göstermek" istemesinden kaynaklandığı dile getiriliyor.
Ancak Kudüs'teki yetkililer, Türkiye'nin küresel konumunun bugünlerde yükselmekte olduğunun, Ankara'nın NATO ve Yunanistan ile arasında gerilim olduğunun ve aynı zamanda Erdoğan'ın Suriye ve iran ile ilişkilerinin çok tercih edilebilir olmadığının not edildiğini aktarıyor.
Habere göre Lieberman, "Erdoğan'dan, israil ile uğraşmanın acısını çıkartacak bir bedel alacağız. Türkiye bize saygı ve nezaket gösterse iyi olur" dediği aktarılıyor.
israil açık açık söyledi: PKK'ya yardım edeceğiz !
Türkiye'nin sert çıkışlarına karşın israil'in de eli boş değil. işte kriz çıkaracak sorunlar !
israil Dışişleri bakanı Lieberman Türkiye'nin adımına karşılık bir takım sert girişimlerde bulunmayı düşünüyor. Bunlar israil'in ABD'deki Ermenistan lobisi ile hareket etmesi ve PKK'ya askeri yardım olarak sıralanıyor.
TÜRKiYE iSRAiL'iN ÖZRÜNÜ UMURSAMIYOR
israil merkezli ynet.news com'un haberine göre, israil Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman Türkiye'nin tavrına karşı sert önlemler almayı benimsedi. Haberde, israilli yetkililer Türkiye'nin israil'in özrünü umursamadıklarını amacının israil ile olan tartışmayı sömürerek Ankara'nın Müslüman dünyası içindeki statüsünü güçlendirmek olduğunu düşünüyorlar deniyor.
"Bu yüzden Lieberman sorunu ortadan kaldırmak için yaratıcı çözümler aramanın anlamsız olduğuna karar verdi, bunun yerine Türkiye'yi cezalandırmak için israil'in yapacaklarına odaklanmayı seçti." ifadeleri yer alıyor yazıda.
ERDOĞAN'A CEVAP iÇiN TOPLANACAKLAR
israil Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey yetkilileri Perşembe günü Cumartesi yapılacak bir toplantıya hazırlık amacıyla bu konu üzerinde Lieberman ile birlikte toplanacaklar ve cumartesi günü yapılacak toplantıda israil'in Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdogan'ın tavrına nasıl cevap vereceklerini tartışacaklar.
israil'in Türkiye'ye yönelik alacağı önlemlere ise ynet'te şöyle değiniliyor ;
ORDU MENSUPLARINA TÜRKiYE YASAĞI
ilk adımın israilli eski ordu mensuplarını Türkiye'ye seyahat etmekten alı koymaya yönelik uyarıda bulunmak olacağı söyleniyor. Bu adımın israillileri Türkiye'ye gidişten alıkoyacağı düşünülüyor.(israil'de hem kadınlar hem de erkekler askerlik yapıyor.)
ERMENiLERLE iŞBiRLiĞi YAPACAKLAR
israil'in planladığı bir diğer hareket ise Türkiye'nin tarihsel rakipleri olan Ermeniler ile işbirliğini kolaylaştırmak. Lieberman bu ay ABD'ye yapacağı seyahat esnasında Ermeni lobisinin liderleri ile buluşmayı ve Kongre'de anti Türk işbirliği önermeyi düşünüyor.
ERMENiSTAN'I DESTEKLEYECEKLER
Bu hareket uygulamada israil'in Ermeni soykırımının uluslararası tanınmasına yardım etme şeklinde olabilir. israil ayrıca Türkiye sınırları içinde yer alan Ağrı dağı tartışmalarında Ermenistanı destekleyebilir.
PKK LiDERLERiYLE TOPLANACAKLAR
Lieberman ayrıca Avrupa'daki PKK liderleri ile toplantılar yapmayı planlıyor, "onlarla işbirliğine gitmek ve mümkün her alanda onları desteklemek için". (Gazete Haberturk)