israil sazanının yüzde 95'inin dişidir. israil sazanı erkeği, diğer sazan türlerini döller ve o sazan türünden oluşan balıkların tamamı kısırdır. Yani doğal olarak diğer sazan türünü kısırlaştırır. Ayrıca dişi istilacı balık başka ırkların erkekleri tarafından döllenebilir.aşırı yavrulamayla erkeğinin diğer balık türlerinin dişilerini kısırlaştırabilmesi nedeniyle baskın ırk haline geliyor.
Vücudunda binlerce kılçık barındıran israil Sazanı'nın eti lezzetsiz ve ekonomik değere sahip değil. bu istilacı balık sıfıra yakın oksijensiz ortamda bile yaşayabilir. Önüne çıkan her şeyi yer. Büyük balıklar fare ve yılanı bile yutar. Çok dirençli olduğu için göletlerdeki otla mücadele için üretildiği iddia ediliyor. Ayrıca sıtma hastalığıyla mücadele çerçevesinde sivrisinek larvalarının yok edilmesi için bu balıkların bırakıldığı söyleniyor. Eğer böyleyse otları ve sivrisinekleri yok edeceğiz diye diğer balık türlerini ve göletlerimizi yok ettik. şuda bilinmeli bu balıklar havadan gelmedi, bu balıkları biz ürettik.
yaşadığı göl, nehir ve baraj gibi ortamlarda büyük bir hızla üreyen aynı zamanda normal sazan balıklarının yumurtaları ve yavrularını yiyerek sazan balığının neslini tüketen balık. etinin kılçıklı ve lezzetsiz olması nedeniyle değerli bir balık değildir. sazan balıklarına verdiği zarar yüzünden israil sazanı balıkçılar tarafından tutulduğu zaman öldürülür ve yenmez suya tekrar geri bırakılmaz.
turgut özal'ın türk tatlı sularına hediyesi(!) olan robot balık.
evet robot.
zira bu bir balık değildir, genetiği değiştirilmiş bir silahtır.
ve şu an bu israil balığı türk tatlı su kaynaklarının tamamına hakimdir.
bakınız şöyle bir olayı aktarayım sizlere.
geçen gün hikayesini dinledim bu balığın, iznik'li bir vatandaşa bir balıkçı tarafından donmuş bir kaba konmuş buz kalıbı içinde bu balık veriliyor.
adam evine gidiyor, ertesi gün balığı ızgara yapmak için dondurucudan çıkarıyor. balığı saran buz çzüldüğünde balık kıpraşmaya, hareket etmeye başlıyor.
yani balık yakalanmış, buzlanmış, sudan çıkmış ama aradan 3 gün geçmesine rağmen hala yaşayabiliyor. ölmüyor, öldürülemiyor, yok edilemiyor...
ismine aldanıp israil menşeili olduğunu sandığım balık. halbuki bize de balkanlardan gelmiş kendisi. meğer bize balkanlardan gelen tek şey soğuk hava dalgası değilmiş. "iyi olmuş canım, hep bizim ülkedeki balıklar balkanlara, yunanistana falan kaçacak değil ya. biraz da biz onların balıklarını yiyelim" diyenler hayal kırıklığına uğramasın. besin değeri düşük, bol kılçıklı ve istilacı bir balıkmış kendileri. herhalde israil sazanı denmesinin sebebi de bu olsa gerek.
ama birilerinin bu balığı bulup, onun istilacı huyunu da görüp "dur lan, şuna israil sazanı diyelim de kafayı komplo teorileriyle bozmuş şu millete güzel bir sazan avi. yapalım" demiş olmasından işkillenmiyor değilim hani.
bulunduğu bölgedeki diğer tüm balıkların neslinin kurutmasından dolayı bu isimi almıştır, bir göle yada havuza attığınızda diğer tüm balıkları yok eden istilacı bir türdür, kendisi de çok kılçıklı olduğundan ekonomik değeri yoktur, bu yüzden her mevsim ve sınırsız olarak avlamak serbesttir, bir nevi devlete hizmet sayılır.
balık hakkında ilginç bilgilerden bir tanesi de bu balığa sadece bizim ülkemizde israil sazanı denmesidir, ingilizce de prussian carp yani alman sazanı diye bilinir.
diğer balıkları yok etme yöntemi ise balıkların yumurtalarını yiyerek üremelerine engel olmaktır.
eski zamane yöneticilerinin ülkeye musallat ettiği, balkan menşeili olduğu halde neden israil sazanı dendiğini anlayamadığım ve pek bir lezzeti olmayan balık türü.
çok büyük çoğunluğu dişi olup inanılmaz hızlı ürerler ve tatlı suları işgal ederler. kendinden küçük balıkları yiyip yutarak balık popülasyonunu yok ederler. özetle ismiyle müsemma, girdiği yeri kurutuyor azizim.