ota boka muhtıra veren o cesuuuur (?) paşaların anlamlı sessizliği. cumhurbaşkanının başkomutanlığına değinen akıllı askercikler bunu nasıl unutmuş hayret.
demokratik bir ülkede olduğu gibi her siyasi olaya askerin atlamama olayıdır.( gn. kur. başkanı tarafından sadece bir kınama mesajı yayınlanmış olup doğru olan yapılmıştır).
tanım lazım şimdi buraya da tanım bulamadım ki şu duruma.
arkadaş ne yaraymış yıllardır kapanmadı. fazla acıtmış anlaşılan tsk ki oturamıyorlar kıçlarının üstüne hep feryat hep figan.
arko krem sürmelerini tavsiye ederim.
yabancı bir ülkenin ordusunun planlı olarak Türk vatandaşlarını öldürmesi birinci dereceden Türk ordusunu ayrıca muhatap olarak ortaya çıkarır. Türk ordusu kendi yurttaşlarını saldırgan diğer ülke ordularına karşı korumakla anayasal olarak sorumludur. israil ordusunun Türk vatandaşlarını öldürmesi PKK'nın vatandaşları öldürmesinden daha kabul edilemezdir. Ordu 'PKK bir iç sorun, iç güvenlik ilgilenmeli' diyerek PKK'ya karşı doğrudan tavır almayabilir. Ancak başka bir ordunun kendi yurttaşlarını öldürmesi Türk ordusunu israil konusunda taraf almaya itmelidir. Türk ordusu, hükümetten ayrı olarak bu olayı muhakkak protesto etmelidir. Başka bir ordu tarafından vatandaşları öldürülen Türk ordusunun tamamen susması kabul edilemezdir. Böyle bir suskunluk sembolik olarak çok üzüntü verici sonuçlar üretecektir. Laiklik gibi iç politikaya ait konularda sürekli açıklama yapan ama Türk vatandaşlarını öldüren israil ordusu konusunda susan bir ordu büyük bir çelişki içindedir. 1998 yılında Ankara Sincan'da israil'in protesto edildiği bir törene karşı tanklarına yürüyüş emri veren ordunun, dokuz Türk'ü öldüren israil ordusuna karşı sembolik dahi olsa bir tepki vermemesi kabul edilemez.
postal yalayıcılarının ikiyüzlülüğünü gözler önüne sermiştir. kendi halkına atar yapmak kolay, sıkıyosa halkını katledenlere atar yap kurşun asker. genelkurmay başkanı'nın kınama yayınlamasıyla avunuyorlar. bizim bakkal da kınıyor, genelkurmay başkanı'nın bir farkı olması lazım. her siyasi olayda sesi gür çıkan, aslan kesilen askerin şakşakçılığını yapanların, askerin siyasi olaylara karışmaması gerektiğini hatırlatması da komik. adamlar halkını kesti, biçti, siyaset mi kalmış?
iç siyasette meclisin iradesini hiçe sayıp muhtıra veren paşaların, birazcık sıkı bi olay karşısında civcive dönüşünü "hükümet emir mi verdi? siyasi irade karar mı aldı?" diye saçmapan savunucuları olduğunu göstermiş bir olaydır. insan bu sahneye baktıkça duygulanıyor.
birebir kendisini bile ilgilendirmeyen birçok konuda sert açıklamalar yapan tsk'nın nedense bu sefer sessiz kalmasıdır. anladık ki tsk için tek tehdit, düşman meğerse irticaymış. onun dışında dünya yansa sorun yok. neyse yazdıklarımızdan yanlış anlam çıkarılmasın, keşke hep böyle siyasetten uzak ve sessiz kalsalar.
diplomasi nedir nasıl olur,dışişleri bakanlığı ne işe yarar, bu işler nasıl yürür bihaber gençlerin ağzından cahil cesareti ve kalabalık cüreti ile çıkan cümle.
askerin siyasete karışmaması gerektiğini sıkıya gelince hatırlayan (hıhı liselim, diplomasi evet. muhtıra yayınlanırken neredeydi askerin asli görevi?) ve terörün sıfır seviyesinde olduğuna inanan sevgi pıtırcıklarının varlığından haberdar etmiştir. vatan sağolsun.
ortada türkiye'ye karşı yapılmış açık bir tehdit olmamasından dolayı gayet yerinde olan hadise.siyaseti siyasetçiye bırakmayı öğrenmiş tsk için iyi bir örnek.