şerefsiz siyonistler, türkleri görünce tir tir titreyeceğine gelip benim kardeşime eziyet çekiyor. umarım hemen nota, nato verilir, yoksa bu israil çok fazla olmaya başladı.
hemen nota verilip derhal savaş açılmalıdır. israil sabrımızı taşırma diyen savaş meraklıları -ki bunlar sadece olayın içinde israil varsa savaşa meraklıdır,başka şeylere sesleri hiç çıkmaz- da en ön saflarda cepheye sürülüp bir an önce gebermeleri sağlanmalıdır. savaş açmak çocuk oyunudur çünkü. plastik tüfeklerle gidilir, elma, armut atar insanlar birbirlerine. buradaki olayda da büyük devlet olmanın gereğini yapmaktadır israil. özür de dilemediler ne yapacaksın? boş boş muhabbetlerle olmuyor bu işler. icraat yapacaksınız beyler...
not: israil hayranı, yahudi sevdalısı değilim. bunu iddia eden kendi götünü parmaklayabilir.
işin komik tarafı araplar için bu kadar çığıran hükümetimizin, aynı insancıllığı çin'e karşı uygur türkleri sebebiyle, ermeni ve ruslara karşı azerbaycan türkleri sebebiyle yapmamasıdır.
insanlık açısından değerlendirildiğinde sağlıklı sonuca ulaşılabilecek durum.
biz hümanist tavrımızı koymadığımız sürece dünya asla hak evrimini doğrulayamayacak.
aynı şeyi bizim de yaptığımız iddaa ediliyor. kötünün karşılığı kötülükse ben islamı ve hümanist tavrı eleştiririm. ama bunu ne islam kabul eder ne de hümanist tavır.
her ikisine de yazıklar olsun.
bu olan şey kötüdür elbette, ama ilk değildir. israile türkiye'den giden her kafile hem giderken hem de dönüşte rahatsız edici derecede aranır, sorgulanır, hatta insan kendi kendine acaba terörist miyim diye sormaya başlayabilir ya da yanımdaki adam terorist mi ola diye paranoyaklaşır, çünkü aynı sorular temcit pilavı gibi yüz kere sorulur. ve yarım saatlik rötar da yine şaşırılacak birşey değil çünkü israil'den türkiye'ye zamanında kalkan uçak bugüne kadar zaten hiç olmamıştır.
başta da belirttiğim gibi bu olan şey elbette kötüdür, lakin bodrum'dan istanbul'a 4 saatlik bir rötarla gelmiş biri olarak yarım saati de rötardan saymıyorum. siz türkiye'de kaç kere zamanında kalkan bir sefer ile karşılaştınız?
herhangi bir şekilde yandaşları değilim, sadece bu şeylerin daha birkaç günlük bir mevzuu değil, yıllardır ola gelen mevzular olduğunu vurgulamak istedim.
somali'ye yardım meselesi gibi, onlarca yıldır açlar ve onlarca yıldır çocuklar ölüyor, çamurlu sulardan susuzluğunu gidermeye çalışan afrikalı çocukları ilk kez bu ağustos ayında görmediniz herhalde ama şimdi aklınıza geldi.
demem o ki;
onlarca yıldır böyle arama yapıyorlar ve rötarlar vs hep var ama şimdi aklınıza geldi.
mesele şu ki; tepki göstermekte geç kalıyorsunuz baylar, bayanlar, ya da hiç tepki göstermiyorsunuz o da ayrı bir terane.
lafının arkasında duramayan, doğru düzgün stratejisi olmayan, kendi vatandaşını dışarıda rezil ettiren bir dış siyaset.
teröristle müzakere eden, ülkeyi teröre emanet eden, operasyon yapıcaz diyip tam tersi açılım yapan bir iç siyaset.
enerji-enerji diyip, doğalgaz'a-elektrik'e zam yapan, hes kurucaz diyip pes eden, cari açık yırtık çarşaf, ekonomi dipsiz kuyu modunda hareket eden bir iç-dış ticaret.
spor yükselecek deyip sporu batıran, ulaşımı rahatlatacağız diyip yolları çöktüren, tarım geliyor diyip hayvanları öldürten bakanlıklar.
her taraf güvende diyip, orman kundaklamaları, bombalı eylemler, dükkan yağmalamalarına göz yuman bir güvenlik-savunma başkanlığı.
camii'de siyaset ve provakasyon yapılmasına izin veren bir diyanet. ılımlı islam modası, kafirle dyalog planı.
milli gurur bitti resmen. ar damarımız çatladı.
bari milli menfaatleri koruyun.
o da yok.