''marcos, san francisco'da bir eşcinsel, güney afrika'da bir karaderili, avrupa'da bir asyalı, san ysidro'da bir chicano yerlisi, ispanya'da bir anarşist, israil'de bir filistinli, san cristobal sokaklarında bir maya kızılderilisi, neza'da (meksiko şehrinde büyük bir gecekondu bölgesi) bir çete üyesi, (solcu halk müziğinin büyük etkisi olduğu) ulusal üniversite'de bir rockçu, almanya'da bir yahudi, savunma bakanlığı'nda bir halk temsilcisi, soğuk savaş sonrası dönemde bir komünist, galerisi veya mevkii olmayan bir sanatçı, bosna'da bir barış taraftarı, meksika'daki herhangi bir şehrin herhangi bir mahallesinde bir cumartesi gecesi evde yapayalnız bir ev kadını, ctm'de (grevlere şiddetle karşı olan hükümet taraftarı sendika federasyonu) bir grevci, arka sayfalara yer dolduracak haber yazmak zorunda bırakılan bir muhabir, gece saat 10'da metroda yalnız başına bir kadın, topraksız bir köylü, işten atılmış bir işçi, mutsuz bir öğrenci, serbest piyasa ekonomisinin tam ortasında bir muhalif, ne kitabı ne de okuyucusu olan bir yazar ve tabii ki meksika'nın güneydoğusundaki dağlarda bir zapatista'dır.''
israil-filistin meselesinde - birakin ayrintilari - az da olsa tarihi bilgi sahibi olan her insan evladi, bu meselede haksizliga ugrayanin, topraklari zorla gasp edilenin, ambargoya maruz kalanin, ulkesi paramparca bir hale getirilenin, kendisine birakildigi iddia edilen topraklarda evden ciktigi andan itibaren her kose basinda kontrol noktasinda kimlik gostermek zorunda kalanin,tum sinir kapilari isgalci gucun insiyatifiyle keyfi olarak kapatildigi ve bulundugu yerde herhangi bir uretim faaliyetinde bulunmasina izin verilmedigi icin issiz kalanin, 'terorizm'e karsi yurutuldugu iddia edilen her operasyonda once kendi cocugu olenin, bizzat kendi liderleri tarafindan ihanete ugratilanin, tum dunyanin gozunun icine baka baka ciglik atarken kimseye sesini duyuramayanin, elektrik isgalci guc tarafindan istenildiginde kesildigi icin hastanesinde dahi elektrik bulunmayanin ve dunyanin gorup gorebilecegi en buyuk zulme ugrayanin filistin oldugunu bilir. bilir ve elinden ofkelenmekten baska hicbir sey gelmez.
filistin'i desteklemek ozellikle birisine karsi oldugu icin yapilacak bir sey degildir, ya da moda oldugu icin. haksizliga tahammul edememektir sadece. kendini onlarin yerine koymaktir.
Hayvana karşı insanın yanında yer almak bir nevi. Neymiş efendim onlar atmış roket ilk olarak. O insanlara kendini savunma hakkı mı bırakıldı kendini patlatmaktan başka ? Bu denli deli bir yola bile girebiliyorlar. Dünyada böylece kurulan bir ülke yoktur.Olamaz da.
farklı düşünenlere hakaret etmeyi şiar edinmiş, hazımsız, terbiyesiz, lüzumsuz bok herifler için yapılabilecek bir şey yok ne yazık ki. onlar bildikleri ezberleri tekrarlayıp, ağızlarından salyalar saçarak sağa sola sarmaya devam etsinler.
türkiye'de her daim modadır. türk insanının genlerine işlemiş olan cahilliğin, ezberciliğin, yalakalığın dayattığı davranış biçimidir.
israil-filistin meselesinin tarihsel gelişimini, dününü bugününü bilmeyen, sike yoğurt döksen sarma diyerek atlayacak yığınlar, israil'in gazze'de, batı şeria'da gerçekleştirdiği her operasyon sonrası ortalığı ayağa kaldırırlar.
yok efendim filistinliler kardeşimizmiş, yok israil zulüm yapıyormuş, bilmem ne... samimi olsalar zerre canım yanmayacak ya, samimi de değiller. sırf modaya uymak için bıdı bıdı...
lanetlenmeyi, aforoz edilmeyi göze alarak buradan açıkça ilan ediyorum ki; sabah akşam israil topraklarına katusha füzesi yağdıran, kendileri güvenli sığınaklarında keyif çatarken çocukları cepheye süren utanmaz barbar hamascılar benim kardeşim falan değil.
böylesine girift bir konuda düşünmeden, ölçmeden biçmeden taraf olan, kendisine dayatılan filistin taraftarlığını bir gün olsun sorgulamayan ezberci yığınlarla dolu coğrafyalar, ne yazık ki her türlü provokasyona, manipülasyona açıktır.