maça papazı vermiş boş bakınızı. böyle bir cümlenin boş bakınız olarak kalmasına içim elvermedi. o zaman açalım konuyu;
varlığını ispat edemediğini yok saymanın yanlış olduğunu anlatıyor cümle en sığ anlamıyla.
içimizde çok var; beyni anlamaya, dili anlatmaya yetmediği zaman yok saymayı adet edinmişler. onlara göre ancak anlayabildiği ve anlatabildiği şeyler vardır. onun dışında kalanları inkar ederler. keşke biraz daha yaşasalar da hidayet bulsalar. çünkü din bilimin bir gün ulaşacağı nihayettir.
BiRŞEYi iSPAT ETMEK iÇiN ONU GÖSTERMENiZ YETERLiDiR. AMA iNKAR ETMEK iÇiN BÜTÜN EVRENi GEZMENiZ VE ONUN OLMADIĞINI ÖNCE KENDiNiZ GÖRMELi ONDAN SONRA BULDUĞUNUZ DELiLLERLE iNKARI KABUL ETTiRMENiZ GEREKMEKTEDiR. O YÜZDEN iSPAT EDEMiYORSANDA iNKAR ETME.
yaratıcının var olup olmadığı ile ilgili tartışmalarda kullanılan argümanlardan biridir. ateizm ve türevî ekollerin savunduğu "yaratıcı yoktur" iddiası ve bu iddiayı kanıtlama adına kullandıkları felsefî argümanlara karşı kullanılan bu argümanın anlatmak istediği: "ispat edilmeye muhtaç olan bir olgunun kanıttan yoksun olması, o'nun yok olduğunun yani olmadığının kanıtı değildir."
tabi burada "yaratıcının varlığı ispat edilmeye muhtaç mıdır?" sorusu gelebilir akla.
bu soruya iki ayrı cevap verilmektedir. birincisi, yartıcının varlığının ispatını, iman etmek için birinci koşul olarak görenlerin verdiği "evet" cevabıdır. ikincisi ise yaratıcının varlığının, maddi bir kanıta ihtiyacı olmadığını iddia edip; insanın zihninde yer alan "yaratmak, sonsuzluk ve mükemmelik" gibi insan için uzak ve imkansız olan kavramların varlığının, yaratıcının varlığını zaten gösterdiğini savunanların verdiği "hayır" cevabıdır.