ispark

    53.
  1. Kaldırıma araba koyup para ödediğimiz belediye değnekçiliği.

    iş yerine arabayla gittiğim zamanlarda kafasına göre para istiyor sevgili ispark görevlisi.
    Bir gün diyor ki, 22 lira borcun var. 15 ver kapatayım. Başka bir gün diyor ki, 5 lira ver bugün yeter.

    En son şirket kahvaltısına börek yapıp götürmüştüm iş arkadaşlarım için. 5 börekle ödedim otopark borcumu.
    7 ...
  2. 1.
  3. büyükşehir belediyesine ait kuruluş, istanbul otopark işletmeleri a.ş. binlerce değnekçinin tımar edilip organize bir şekilde görev dağılımlarının sağlandığı devlet adına haraç toplayan resmi bir çete görüntüsü var. yıllardır aracınızı parkettiğiniz yol kenarına bir anda o iğrenç mavi tabelalarıyla çöküp 5 dakikasına 3 ytl alabilecek kadar da üstün belediye "hizmet" birimi görevi vardır. eskiden sadece lüks semtlerin caddelerde görülürken çok kısa bir zaman zarfında yattığım ranzanın üst katını parsellemelerini bekleyebileceğim kadar hızlı çoğalıyorlar. tiksinerek izliyoruz.
    5 ...
  4. 51.
  5. allah'ın kaldırımına para ödemektir. komik.
    4 ...
  6. 5.
  7. vatandaşın evinin önünü vatandaşa park yeri olarak kiralayan belediye şirketi.
    4 ...
  8. 14.
  9. 50.
  10. çok büyük yolsuzkluklar dönüyor. sorumluları yargılanmalıdır.
    4 ...
  11. 3.
  12. 13.
  13. zaten vergisini ödediğimiz yol ve kaldırımlardan tekrar para, hatta haraç olan kadir topbaş kuruluşudur. ayrıca dava ettiğim fakat kamu davasının 150 tl nin altında açılamayacağı gerekcesi ile dumur olduğum hadisedir.

    bazılarınız diyecek ki: "ispark iyidir, güzeldir. değnekcilerden kurtarmıştır bizi, park edilemeyecek yerlere park etmekteyiz"

    ispark vatandaşa hizmet etmek amaçlı değil tamamen kar amaçlı kurulmuş bir kuruluştur, aldığı boru gibi ücretler de bunun en büyük göstergesidir. ben taksim gümüşsuyu'ndaki işyerime arabamla gittiğim zaman bütün gün neden 10 TL para ödemek zorunda kalıyorum da başka yerde 2 ya da 5 TL ödemek zorunda kalıyorum ? gümüşsuyun'nda çalışıyor olmam zengin olmam anlamına mı geliyor ?

    bir örnek vermek gerekirse ; eskiden gümüşsuyu'nda yol kenarına park yapmak yasaktı. sebebi ise "1. derece acil ulaşım yolu" şeklinde görülmektedir. peki şimdi soruyorum. ispark oraları parselledikten sonra kaçıncı derece ulaşım yolu olmuştur ki artık ceza kesilmemektedir ? eskinden acil ulaşım yolu olan bir yol 3 kuruş para için artık acil ulaşım yolu olarak görülmemekte midir ?

    ispark'ın amacı gerçekten vatandaşa hizmet etmek olsaydı, değnekcileri kaldırmak olsaydı sembolik rakamlar alırdı. bütün gün 2 tl ya da bütün gün 3-4 TL gibi. bunda kimsenin şikayeti olmazdı. saat başı ücret almak nedir kardeşim ? o yüzden samimiyetsiz olan kuruluştur. vatandaşı tatmin etmemiştir.

    yanlış hatırlamıyorsam 2007 cirosu 80 milyon dolardır. deli gibi ciro yapmasına rağmen ne kadarlık gideri vardır sorulması gereken kuruluştur.

    ayrıca belediyeciliğin hizmet etme amaçlı değil ticaret yapma amaçlı olduğunu da göstermiş kuruluştur. ufak kentlerde de vardır bu otopark uygulaması sırf belediye para kazansın * diye de be kardeşim oraların gerçekten ihtiyacı vardır. kadir topbaş neyin hesabını yapmaktadır ki ispark dan 2010 yılı için 100 milyon doların üzerinde gelir beklemektedir.

    (bkz: derdin ne aslanım senin)

    bu soyguna birinin dur demesi gerekmektedir.
    3 ...
  14. 32.
  15. 7.
  16. değnekçilerden işi öğrenmiş ve bu sebeple de öğrenme maliyetini azaltmış, fiyatları ucuzlatmış şirket. tam ali sabancıya göre.

    ispark aslında hayret verici olarak çok önemli iş yaptı. kapkaç'ın bile bitmesinde çok önemli rolü vardır. şöyleki değnekçilik ile işe başlayan bir kesim değnekçilikten karınlarını duyurmaya başlayında hafiften kurumsallaştılar yani çeteleştiler. sonra yatay büyüyerek yeni iş alanlarına girdiler. örneğin kapkaç, hap-ot işi. sonra burdan da başarılı oldular iyice yüzsüzleştiler. içlerinden polatlar alemdarlar çıktı. ama ispark taa ilk baştan değnekçilik aşamasında bu işten para kazanamayacaklarını tek para kazananın devlet olacağını gösterdi.

    bu açından başarılı ve örnek olması gereken bir proje.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük