simdi dunyanın cok katotik olması sebebiyle tum insanlara bir cip takıyorlar.
boylece herkes sut liman oluyor. kavga yok. gurultu yok. herkes huzurlu. ama bir taraftan hayattan tum renklerini de alıyorlar. ne bilim mesela butun kitapları yasaklıyorlar, butun renkli objeleri sadece duz islevsel objelerle degistiriyorlar.
asiler var. sisteme karsı cıkan. gizli sıgınaklarda yasayan. cip takmayı reddeden. polisler var bunları yakalayıp hapseden.
velhasılı bir polis bir asinin pesindeyken bir sıgınak buluyor. sıgınakta klasikler var kitap olarak, renkli bir dolu obje var. cok ilgisini cekiyor. gizli gizli sıgınaga gitmeye baslıyor. kitapları okuyor. objeleri inceliyor. sonra karsı devrim baslatıyor dunyada cip takılmasına karsı.
filmin ana mesajı dunyada kaos da olsa tum dunygular yasanılmalı. nese de huzun de. sevinc te uzuntu de. yasamak oyle anlamlı.
tamam, bu filmdeki her seyi anlıyorum.
ama asırı kavgalar, asırı sidik yarısları, asırı kıskanclıklar, asırı kaos beni cok yoruyor.
dunyayı bu kadar yorucu yasamak sart mı?
daha huzurlu bir varolus sekli yok mu?
ben demiyorum butun duyguları alalım insanlardan ama bu iki hikayenin bir ortası yok mu? lutfen olsun cunku:)
Mutantvari süper güçleri olan liseli öğrenciler su amerikan filmlerinde gördüğünüz sari okul servisine binerek gökyüzünde bir yerlerde olan bir okula gidiyor. Ilk gun hepsi test ediliyor. Kimi asitli tükürük fırlatıyor, kimi hamstere dönüşüyor kimi agaclari bitkileri falan kontrol edebiliyor. Asıl elemanımız ise başlarda bir bok yapamıyor. Ardindan kötü bir grup gökyüzündeki okulu yere düşürmeye çalışıyor hamstera dönüşebilen liseli kimsenin gecemedigi bir yere girip bir kac kablo falan kesiyor. Esas oglanimizin birden yildizi parlıyor çok güçlü oluyor ve okulu yere dusmekten kurtarıyor.
Bu film ya gercekten var ya da benim çarpık hayal ürünümün bir eseri. Allah için bulun su filmi.
benim için de var öyle bir film iki kez denk gelmiştim koskoca filmden tam olarak aklımda kalan tek sahne. bir çocuk bir yavru ayı bulup eve getiriyor, ablası da "yine köpek mi aldın." diye söyleniyor sonrasında onun bir ayı olduğunu görüyor ve korkuyor.
bir de yabanda dağda kırda yalnız dolaşan ve yanılmıyorsam savaşan bir adam vardı hayal meyal hatırladığım üzre.
Var öyle bi film konusu şöyle bi adam uçuyor o ona vuruyor o ona vuruyor o ona vuruyor diğeri o’na sonra bi adam geliyor o ona vuruyor diğeri o’na diğeri de o’na gibi.
üstünden uzun zaman geçse de konusu akılda kalan ancak adı bir türlü hatırlanmayıp içe ukde olan filmlerdir.
2004 temmuz ayıydı. hatırlayanlar bilir eskiden trt2'de her akşam 10 gibi yabancı filmler yayınlanırdı. kimi izleyen için zaman kaybı olsa da bazıları hafızada yer bırakır tekrar izlemek istenirdi. bu film de 1900'lerin başında amerika'da geçiyor. siyah-beyaz eski bir zombi filmi. kahramanımız bir siyahi ve kasabadaki zombi saldırısında sağ kalan son kişi oluyor. evine sığınıp zombilere karşı kendini korumayı başarıyor. öyle böyle filmin sonuna kadar hayatta kalıyor ama filmin sonunda trajikomik bir şekilde kasabaya gelen yardım ekibi onu zombi sanıp vuruyor. filmin adını hatırlayan bir hayırsever mesaj atarsa sevinirim.
küçükken izlemiştim. bir tane ufak bi kız çocuğu vardı,bunu arkadaşları üvey ailesi falan öteliyodu. sadece okuldaki öğretmenini seviyodu bu kız. sonra süper güçleri oluyo nesneleri dokunmadan hareket ettirebiliyo falan.
neydi lan o filmin adı ?
dunya'da bir hastalik yayiliyordu ve genc kiz kucuk kardesini alip kacmak zorunda kaliyordu. kacarlarken kardesine araba carpiyordu oluyordu. kiz da kanser oluyordu. ama filmin sonunda iyilesiyordu galiba. bilmiyorum.
Bir film vardı. Bir tane adama "sabit disk" diyorlar. Sebebi ise adamın fotoğrafik hafıza sahip olmasıydı. Adam orta yaşlı. Geçmişte gizli servis de çalışmış.
Bu adamı bulmak için herkes seferber oluyordu falan. Bulamadım gitti, ismini.
yıllar önce izlediğim bir film var. film çok eski belki 60 belki 70 yapımı bilemiyorum. hatırladığım tek şey böyle kayalıklı, kanyon gibi bir yer. iki tane dev canavar var. biri gorilimsi acayip bir şey. diğeri dev bir kertenkele ya da ejderha benzeri bir yaratık. bunlar birbirleriyle kapışıyorlar. insanları kovalıyorlar. gorilimsi canavar bir insanı kovalarken adam dar bir kayanın arasına falan giriyor. canavar sığmıyor oraya falan. o zamanlar çok etkilenmiştim bu filmden. hatırlayan birileri varsa lütfen yardımcı olsun. yıllarım bu filmi aramakla geçti.
edit: king kong'la godzilla'nın dövüştüğü filmdeb bahsetmiyorum. bu daha farklı. ejderha ayakta değil dört ayağı üstünde yürüyor.
2005 için televizyon yapımı olan fikret kuşkan ve eski eşinin de oynadığı "yolculuk" filmiydi, bulana kadar beni de delirtmiştir, delirmek istemeyenler gıgıllayabilir.
zamanında çocukluğumun karanlık dönemlerinde bir pazar sabahı kanal d çocuk kulübünde gösterilen, yuvarlak ve yenilebilen bir şeyin üzerinde uçan bir çocuk ve onun arkadaşı olan garip yaratıklarla ilgili çok sevdiğim bir film izlerim.
aradan geçen yılların ardından film aklıma gelir ne yapsam bulamam, sonra yabancı bir forum sitesinde "90ların en iyi animasyonları" tarzı bir başlık görürüm ve listedeki filmlerden biri arayıp ta bulamadığım o film çıkar.
ve zamanında çok sevdiğim filmden hiç haz almasam da o günlerin hatrına izlenir. işte insanı böyle tuhaf nostaljik duygulara gark eden filmlerdir bu ismi hatırlanamayan filmler.
la bi film vardı filmeliridir. film şöyleydi şimdi gece vakti sarı bi otobüste bir grup genç vardı. sonra yarasaya benzer büyük bir yaratık gelip saldırıyordu kaçıyolardı falan. genelde samanyolunda çıkardı. korku gecesi gibi bi ismi vardı. 23 yıl 23 gün sonra doğacak falan diyolardı.... Neydi lan o?
Can sıkar böyle ki;
Bi adam ve kurt köpeği üzerine kurulu bi film. Altın arayarak sürekli gezerler. Ormanın içine baraka falan yapmıştı adam. Çok eski bi film. 7-8 yıllık galiba.