alevilere bir programda kürttür derken, başka bir programda "alevilik gayrımüslimlerin sığındıkları bişey" diyen ve milyonlarca insanın yolda görse yüzüne tükürmek isteyeceği bir şovenist ırkçıdır.
ırkçı olduğunu düşünmediğim şair. sadece türklüğe aşırı bağlı birisi, yazdıklarında faşizan bir yan olsa da; kendisine hayli yakışan bir olgu. ben faşizan hiçbir düşünceyi savunmasam da, ağzı olanın konuşmasından ziyade konuşabilenin konuşması gerektiği kanısındayım.
"ben öyle bilirim ki yaşamak
berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır."
türkiye de farklı düşünebilen nadir insanlardandır ayrıca yaşayan en iyi şairdir kanımca. ve bilgi üniversitesi öğretim üyesidir. taşları yemek yasak, toparlanın gitmiyoruz, kalın türk gibi kitapların sahibi .
önce komunist, sosyalist sonra milliyetçi, muhafazakar ve en son islamcı olmakla ilginç bir karışım potası sergileyen samimi müslüman ve ekstrem şair.
'karanlık şeyler yazıyorum hayatım hakkında ,
aşklarım inançlarım işgal altında..'
şiirinin adamıdır. şiiri erkeksidir. serttir. yumusakca soyleyemez hiçbir seyi. şiirindeki hiç bir ifade, hiçbir duygu öylesine değildir. eğer küfür edecekse agız dolusu eder. en yumusak kelimenin yanına okkalısından bir tokat koyar. bos bulunanı fena carpar. şiiri bana hep erkek(pipi ile ilgisi yoktur bu erkegin, adam olmak gibi) olmaya cagıran bir bildiri gibi gelmiştir.
kendiside öyledir. bir programda kendisine "zamanında sosyalizme bulasmıs biri.." dendiğinde, "ben hiç bir seye ucundan bulasmadım, ben gençligimi sosyalizm fikrinin türkiyeye hakim olması icin hasrettim. şimdi solcuyum diye gecinenler baslarına bişey gelecek korkusundan benimle birlikte yürümeye cekinirlerdi. " dediğini cok iyi hatırlıyorum. durum hala aynıdır. zerre kadar değişme yoktur. kafasındaki neyse onun için ölümüne, beni ayıplarllar, "bu cagda edilecek söz degil" derler, demeden konusuyor. kendisinin de söyledigi gibi yenilir yutulur laflar edecek adam değildir. dava adamı olmak vardır kanında düsünceleri bir kosede sessizce bekleyemez.
gorebildigim kadar fikri; turklugu islamın icinde eritmiş ve birbirinden ayrılmaz birşey haline getirmiştir. türk soyleminde ırksal bir mana yoktur. kısaca anadoluda yasayan muslumanları turk olarak gormektedir. ancak her seyde oldugu gibi bunda da az ile yetinmez birde gavurla mücadeleden korkmama sartı koyar. vurgu türkten cok islamadır. "islamdan arındırılmıs bir türklüğü anmaya değmez" demiştir. her zamanki gibi olmayacak işlerin peşindedir.
ne soyledigi benim icin her zaman onemli olan biridir. ne olmus ileri geri bi sürü sey soyluyorsa, varsın soylesin.. arkadan iş cevirmez, ne dusunuyorsa dilinde, kime ne oyun oynamıs, mertce soyler soyleyecegini bırakın soylesin, hakkıdır.
tarihle ilgili aktarımları, hatta bilimsel bazı gercekleri bile ancak bir sairin yapabilecegi yada gorebilecegi sekilde manipule ettigini gorursunuz. bizim somut olaylar diye gordugumuz seyi bambaska baglantılarla bambaska sekillerde gorur. bariz bir sekilde egosantriktir, o yuzden o konusur ve oturup, diz çöküp, saygı içinde, ne diyor ismet özel diyerek herkesin anlamaya calısmasını bekler.
hiçbir seyden korkmadan, ayıplarlar diye cekinmeden, kırılırlar mı acaba? demeden onun gibi yasayabilmek... bir insan ve bir erkek olarak iki şair idolümden biridir.
West Indies,Kızıl Elma,itaki,Maçin!
Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı şuç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların arasında uygunsuz biriyim
--spoiler--
--spoiler--
Haytanın biriyim ben, bunu bilsin insanlar
ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye
kara ruhlu der bana görevini aksatmayan kim varsa
laboratuvarda çalışanlara sorarsanız
ruhum sahte
evi Nepal'de kalmış
Slovakyalı salyangozdur ruhum
sınıfları doğrudan geçip
gerçekleri gören gençlerin gözünde.
Acaba kim bilen doğrusunu? Hatta ben
kıyı bucak kaçıran ben ruhumu
sanki ne anlıyorum?
Ola ki
şeytana satacak kadar bile bende ondan yok.
--spoiler--
--spoiler--
Ben ismet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
Sözlerim var köprüleri geçirmez
kimseyi ateşten korumaz kelimelerim
--spoiler--
--spoiler--
Gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
Bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
--spoiler--
diyen adama ne diyebilirsiniz ki? ben diyorum ki; deli bir dağa tavşan bile küsmez.
"sızıyı gideren su,
suyun sızladığını kimseler bilmez."
küçücük bir insan, kocaman bir şair. 'olmaz öyle şey!', derdim önceden ama oluyor işte. rimbaud da, ki onsuz modern şiir eksik, silah ve köle tüccarlığı yaptı. lafın kısası, çok güncel olduğu için yaşananlar biraz zor ama genel anlamda sanatçının eseriyle kişiliğini ayırmak gerek! ne yapalım, fikren 1920'lerin faşizminde kalmış ismet özel'i çöpe mi atalım bu kadar büyük şairken?! benim içim el vermiyor buna.
Benim harcım değil bir yar sevmek gizliden
her yanım bin türlü merakla dalanmakta
o loş buhur kokuları, analarımız
aşererken toprak yiyen analarımız
yüreğimin palamarlarını çözüyor aya karşı
gökçe sancım zonkluyor bileklerimde
zonkluyor talaşlar, talaşlar
şakağıma vuran balyozun talaşları.
ismet özel'in müslüman olmayan türk olamaz şeklindeki açıklamalarına katılmıyorum müslüman bir türk olarak. katılmamaktan da öte şiddetle karşı çıkıyorum. ama o veya bu şekilde türk milletine o veya bu sebepten değer vermesini beğeniyorum.
diyeceğim şu:
Bir kişi hakkında atıp tutarken biraz araştırın. önünüze geleni iktidar yalakası diye tanımlamayın.
gerçi kime anlatıyoruz?
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
yaprakla yağmurun aşkı meselâ
kim olsa serpilen coşturuyor bizi
imreniyoruz başkalarının mahvına.
Yağmur mahvoluyor çarparak
kendini parçalıyor mâşukunun açılan kıvrımında
yaprak dirimle irkiliyor nazlı ve mağrur
silkiniyor vuran her damlayla.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
ilkönce damarlarımızda duyuyoruz çağıltısını
uzak iklimlerin
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz:
Bize ait olan ne kadar uzakta!
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
başkalarının düşünceleriyle değil.
Üstümde yıldızlı gökdemişti Königsbergli
içerimde ahlâk yasası.
Yasa mı? Kimin için? Neyi berkitir yasa?
ister gözünü oğuştur,istersen tetiği çek
idam mangasındasın içinde yasa varsa.
Girmem,girmedim mangalara
Yer etmedi adalet duygusu
içimde benim
çünkü ben
ömrümce adle boyun eğdim.
Yıldızlı gökten bana soracak olursanız
kösnüdüm ona karşı
onu hep altımda istedim.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla
düşmanı gösteriyorlar,ona saldırıyoruz
siz gidin artık
düşman dağıldı dedikleri bir anda
anlaşılıyor
baştan beri bütün yenik düşenlerle
aynı kışlaktaymışız
incecik yas dumanı herkese ulaşıyor
sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda
tek başınayız.
Diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek
belki çocuk ve ihtiyar,belki kadın ve erkek
hepimiz,herbirimiz gizli bir isimle adaşız
yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lâzımdı
hayatımıza kendi adımızla başlardık
bilmediğimiz bu isim,hesaptaki bu açık
belki dilimi çözer,aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine
adımı aşkın üstüne kendim yazarım.
şiirleri hakkında kötü şeyler söyleyemem, iyi yazıyor. hrant dink hakkında söylediği şeyleri duyduktan, okuduktan sonra artık okumayacağım şairler arasına aldım kendilerini. şöye ki; hrant, bir büyük oyunun parçası olarak bile bile kendini feda etmiş olabilir, demiş ve bunu söyleyerek faşistliğini iyice onaylatmıştır.