ismail uyaroğlu

entry21 galeri0
    21.
  1. Gül 3 (ismail Uyaroğlu)
    Her çocuğa bir ad konur
    Mustafa: acı olur onun göbek adı
    Ramazan: acı olur onun göbek adı
    Halil: acı olur onun göbek adı
    Kızlara da çiçek adları konur
    Ve genellikle
    Kuytu bir gül hecesi
    Süsler çoğunun çeyizini
    Gül, Güllü, Gülten, Gülşen, Gülden, Gülhas
    Gülnaz, Gülcihan, Gülfidan, Gülderen, Gülseren...

    Böylece kan yürüsün istenir
    Çiçeklerin sevinci yürüsün de
    ışısın yüzleri
    Ama hayat acıdır
    Ve acı olur onların da göbek adları

    [Evet, her dilde
    Türlü söylenişi olan gül
    Çocukların dilinde yerini
    Bir sözcüğe bırakır: kül]
    0 ...
  2. 20.
  3. Gül
    Yıllar süren o büyük yıkımdan
    Kurtardım bu gülü
    Ve işte sana sunuyorum
    Yeni bir renk ver ona
    Yap büyünü

    Bir kere bak
    Gözlerinin rengini alsın
    iki kere bak
    Sindirsin o rengi
    Üç kere bak
    Ve bırak
    Yalnızca dinle artık
    Duyacaksın değişimin sesini
    0 ...
  4. 19.
  5. pek adı geçmeyen, türk edebiyatının en güçlü kalemlerinden biri.
    0 ...
  6. 18.
  7. işte geldim, hadi konuşalım
    hayır, hayat
    sıkıyor artık beni
    ölümden söz edelim
    ölümden önemli konu var mı?

    düştüğü yeri yakar ölüm
    söyle hayat yakar mı?
    0 ...
  8. 17.
  9. 16.
  10. 15.
  11. kaçıyorduk hızla kendimizden
    ve hayat denen heyelandan
    iki hapçı, bir konsomatris
    bir komi, bir de ben
    elimizde kör birer bıçak
    sığınmak üzere bir şiire
    ağlaşarak

    siz çıktınız karşımıza ve sizin
    hal ve gidiş şeyleriniz

    dokunmayın bizim baykuşumuza beyler
    çığ düşmemiş hiç hayatına
    dengeli bireylersiniz siz
    uykusu düzenli, rüyaları aydınlık, ferah
    yakası hep temiz, tırnakları da
    ve vites düşüren hemen
    viraja ve hayata girerken

    ipek don giyer yazları
    ipek mendille silersiniz ayakkabınızı
    size çalışır bütün ipekböcekleri
    kibarsınızdır ve kibar kokular
    yayılır mendilinizden
    nerden mi belli
    zeki müren dinlemenizden

    ama dokunmayın bizim baykuşumuza
    kirlidir mendilimiz bizim, kanlı
    ve kötü şarkılar dinleriz devamlı
    yalayarak iyileştirmesi gibi yarasını
    vurulmuş bir ceylanın
    aranağmesinde intihar saklı

    bitirirken kendim için, küfür babında:
    dokunmayın benim baykuşuma
    şiirdir demem yoksa, kötü konuşurum
    adabımuaşeret tanımam ben, a(k)siyimdir
    defolun beylerrr!
    0 ...
  12. 14.
  13. kanla gargara yapınız sabahları
    çiğ et çiğneyiniz
    gece uyurken bile o zaman
    büyür iştahla dişleriniz

    yemeklerde sevdiklerinizin tabağına
    bir ölçü arsenik
    renk katar yemeğe ölüm tadı verir
    uydurma sanılmasın bu bilgiler
    hepsi ansiklopedik

    kim o şaşkın selam veriyor size
    canına mı susamış ne
    verirse versin kendisi bilir
    bıçağınız duruyor ne güne

    metin, ışıl, erdal, sevim
    iyi yurttaşlarsınız hepiniz, notunuz iyi
    kötü bir yurttaş
    ikamet ediyor fakat bu şiirde
    cinayet dersi pekiyi
    2 ...
  14. 13.
  15. Tanrı kabul etmiyor
    Sen evlat edin şeytan beni
    Şiirimi kötülüklerle donat
    Günahla güzelleştir
    Utandırmam seni,sapkın ve şair
    Yazıyor amel defterime,suçu:
    şer ve şiir...
    0 ...
  16. 12.
  17. KOÇAKLAMA

    çıktım dağın başına da
    adım kazdım taşına
    ölüm namert belalımdır
    bakmaz gözüm yaşına

    bu dağların rüzgarından
    hoştur aman benim başım hey
    ölüm düşme peşime
    gençtir daha benim yaşım

    düz ovaya inilir mi
    ölüm yıldı sanılır mı
    düşman sinmiş yolun gözler
    bile bile yanılır mı

    günü gelince onar yüzer
    biner biner ölürüz
    vuruşmaktır aslımız bizim
    döner döner ölürüz
    0 ...
  18. 11.
  19. ismail uyaroğlu "kirli şiir" adlı kitabında belirtildiği üzere aydın ortaklar öğretmen okulunu, şimdiki adıyla ortaklar anadolu öğretmen lisesini bitirmiştir.

    uyaroğlu şiirinde biz buna "kanını kaynatmak" deriz.

    düşünün: bir şair tanıyorsunuz, onu çok seviyorsunuz, onu devamlı okumak istiyorsunuz, âdeta şiirleriyle yaşıyorsunuz. sonunda bu şairin sizinle aynı okuldan mezun olduğunu öğreniyorsunuz.
    1 ...
  20. 10.
  21. eşikte

    günlerce sokaklarda seviştik
    uzaktan uzağa
    yalnızca soluğumuzla
    sonra bir gün
    sokaktan eve girdik
    gidemedik yatağa kadar
    hemen oracıkta
    eşikte.
    *
    1 ...
  22. 9.
  23. 8.
  24. 7.
  25. 1948'de Balıkesir'de doğdu. istanbul Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdi. Çeşitli illerde ve istanbul'da edebiyat öğretmenliği yaptı. Öğretmenlikten ayrıldıktan sonra yayınevleri ve reklam şirketleriyle, Cumhuriyet gazetesi ve Yazko'da çalıştı. ilk şiirinde ikinci Yeni akımının etkisinde kaldı. ilk kitabında yalınkat, yeterince işlenmemiş, devrimci, slogancı şiirler dikkat çekti. Sonraki yıllarda toplumsal gerçekçiliğe yöneldi. Biçim ve öz dengisine özen göstererek kendine özgü bir anlatım kurdu. Yalınlık, duruluk, lirizm, özlülük, uyak kullanmaya eğilim, uyaklar yardımıyla yaratılmak istenen şaşırtmacalı bir söyleyiş bu anlatımın temel özellikleri olarak sıralanabilir.
    1 ...
  26. 6.
  27. aşkın en umarsız halini anlattığı şiiriyle, beni benden alan şair.

    iki taksi çarpıştı az ötemizde ve biz
    Katıla katıla güldük
    Aşktı bize unutturan dünyayı
    Biz ki kimsesiz bir kedi görsek sokakta
    Alıp eve getirirdik daha dün
    Ey insanlık, anla ve bağışla bizi
    Felaketlere gülecek kadar
    Seviyoruz birbirimizi.
    0 ...
  28. 5.
  29. "sevincin eşiğindesin
    kan izi var eşikte
    ve içerde kanayan
    ince bir inci
    hadi gir içeri
    inciyi bul
    kanı sil
    kurtar sevinci"

    dizelerinin sahibi şair.
    0 ...
  30. 4.
  31. neden biliyorum ama ahmet telli ye özendiğini düşündüğüm şair. ya da etkilendiğini diyelim..
    0 ...
  32. 3.
  33. tanrısına da güven olmaz bu istanbul un
    hep yarına erteliyor kıyameti

    dizelerinin sahibi..
    2 ...
  34. 2.
  35. 1.
  36. 1960 sonrası toplumcu şiirin ikinci kuşak şairlerindendir...

    "sen yoksun"

    Bir zamanlar öyleydi
    Diyelim duruyordun bir ağacın yanında
    Kış oluyordu diyelim, tek yaprak olmuyordu dallarda
    Şimdi kimse inanmaz buna ama
    Çiçekle donanıyordu ağaç bir anda
    Kuşu bile oluyordu hatta

    Değdiriyordun diyelim parmağını
    Hüzne yavaşça
    Eriyip rengârenk bir uçurtma
    Oluyordu o an
    Hüzün dokunmanla

    Diyelim bakıyordun ağlayan bir çocuğa
    Donup kalıyordu gözyaşları çocuğun
    Akarken yanağında

    Bir zamanlar öyleydi
    Şimdi yoksun
    Mevsim kış, vakit hüzün
    Ve bütün çocuklar ağlıyor
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük