ismail abimizin şarkılarıyla coşup eğlenmiş, ruhunu arındırırak kendini rahatlatıcı müziğine teslim etmiş ve akabinde Robert De niro'yu izleyip oyunculuk yeteneğiyle büyülenmiş kişilerin dikkatinden kaçmayan bir gerçek.
Bana kalırsa aralarındaki tek fark, ismail'in yüzünde ben olmayışı. Bence benin olmayışı da ikisini karıştırmamak için yüce rabbimin bir hikmeti.
robert de niro yu yan yatırıp bir bacağını havaya kaldırınca oluşmaya başlayan benzerliktir. gerçi ne kadar benzerse benzesin de niro şu fotoğraftaki türüt pozunu ve o yavru ceylan bakışlarını asla atamaz.
o kadar benziyor ki, ben ilk açtığım fotoğraftakini ismail türüt sandım. "bakalım ilk fotoğraftan, bu ismail türüt, evet diğerine bakalım bu da robert de niro, gençlik fotoğrafı herhalde" derken meğersem tam tersiymiş. o kadar benziyor yani.
Hani var ya "nereye baksam hep seni görüyorum" diye şarkı...
Abulamız Robert de Miro (pardon, niro olacaktı) eniştemizin aşkı ile kime baksa onu görüyor.
benzetme çok güzel, çok yerinde ama robert de niro diye ismail türüt'ün, ismail türüt diye robert de niro'nun fotoğrafı konulmuş. ya da ben ikisini ayırt edemiyorum.