bursa'da tanıdığım, kendine özgü bir üslupla çok iyi bağlama çalan müzisyen. hüsnü şenlendirici ile çalışmakta bu aralar. Almira'da birlikte verdikleri konserde (birlikte diyorum çünkü bursalı olduğundan onun da kitlesi hiç az değildi.)hayranlıkla izlemiştim bağlama çalışını. müzikle hemhal olmak için de üç yıl mısır'da sina çölü'nde yaşamış ilginç adam.
bağlamanın sınırını zorlayan bu adam, çölde yapmış olduğu şahane beste ile "dünyanın türküsü"nde dikkatimi çekmiş ve o günden sonra da gündemimde yer etmiş iyi bir müzisyendir.
kendi adında bir sitesi ve az sayılmayacak kadar fanları vardır bunun. bir ara dinleme fırsatı buldum gerçekten çok iyi. bağlamaya istediğini yaptırabilen ender adamlardan biri.
coca colanın tadı, santana'nın gitar tonu gibi özel, duyduğunuz anda "aha iso" dedirten bir tonu ve çalış stili vardır. nasıl çekirdekten yetişme olduğuna dair de bir hikaye vardır. ismail tunçbilek küçükken (bkz: develer tellal pireler berber iken) mahallede başparmağını incitir, eve gidip annesine ağlayarak "gitti fa diyeez" der. böyle de bir insan işte kendisi.
ayrıca (bkz: derdin ne).
erişilmez, taklit edilemez, hiçbir zaman tam olarak algılanamayacak olan, değeri sevdiklerince bilinen bağlama virtiözü. taksim trio grubunda çocukluk arkadaşı aytaç doğan ve hüsnü şenlendirici ile çalmaktadır. anormaldir, fecidir yahu işte daha ne diyim bilmem ki... son olarak almanyada ikamet ettiği anlaşılan şahin isimli bir sanatçının albümünde çalmıştır, isteyen arkadaşlar youtube'dan bu videoya mm recording sahin album yazarak ulaşabilirler, damakta tat bırakıcıdır...
az kaldı albümü çıkacak. ah istanbul, uzun ince bir yoldayım ve belalım albümünde olacak sanırım. sanırım diyorum üstüme gelmeyin. aranjör zafer haznedaroğlu ile çalıştığı gelen bilgiler arasında.
bağlama virtüözü olmasının dışında çok büyük bir müzik dehasıdır. 20 kişilik bir yaylı orkestrasında bir kemancıya "senin akordun yarım ton aşağıda" dediği, arap yarım adasında ki bir çok parçanın yaylılarını notasını hazırladığı da söylenir.
ekleme : akord muhabbeti bir şehir efsanesiymiş herhalde. bir çok kişi söyleniyormuş.*
daha 14 yaşındayken tatlısesin kasetine yönetmenlik yapıp, bursa büyükşehir belediyesi konservaturarında hocalık yapmıştır. çok feci duygulu çalar. ordan oraya salınır gidersiniz.
Müzikte ki kirlilikten yılıp,arınmak ve yeni sesler bulmak için, çölde bir kaç ay geçirdiğini öğrendiğimde, çok daha fazla önemsediğim bağlama virtiözü.
bağlama konusunda teknik duygu ve hız olarak çoğu insanı ve müzisyeni derinden etkiler..duyduğunuz zaman "bu tunçbilekten başkası olamaz"dedirten bir tarzı ve duygusu vardır..crossing the bridge belgeselinde orhan gencebay için bağlamayı köyden şehire getiren adam denir..ben de elektro&akustik bağlamayı şehirden festivallere, büyük orkestralara,dünya çapında gitar, perküsyon,kanun,klarnet,piyano virtüözlerinin yanlarına taşıyan birisidir diyorum..mısır kahire seneleri,endülüs ispanya maceraları,taksim trio ile tüm dünyada ve festivallerde nam salması, grubun dağılmasından sonra da kendi konseptinde ilerlemesi de bunlara ektir..
aytaç doğan'la erman şansal tarzı bir ilişkisi vardır..gündem yaylı grubuna öyle keman partları yazıp çaldırmıştır ki duyanları mest ettirir.. çok muhabbetli,kafa bir adam olması da tüm bunların yanında tadından yenmez dedirten bir durumdur..hayran kitlesinin yegane arzusu şudur ki, egzersiz&antreman yaparken bile yanında bi kişi bulundursun o da videoya çeksin ki solo albümü sabırsızlıkla bekleyen o kitle biraz ferahlasın.