ismail kılıçarslan

    55.
  1. 54.
  2. Beyfendiyi zaten sevmezdim ama az onceki programi ile iyice kıl oldum. 2 kelimeden biri seküler, yok baby shower nerden gelmis, yok amerika bilmem ne etmis, ala dergisinin bulundugu vaziyet, kına gecesi nolmus da modavari olmus.. acaba hic kendini izliyor mu merak ettim. Cok kotu.
    4 ...
  3. 58.
  4. bugün tayyip erdoğan "tekkeye mürid aramıyoruz" söylemiyle tarafını cem kuçik'ten yana seçmesi sonrası hayallerinin yıkıldığını düşündüğüm, yüz ifadesini de fazlasıyla merak ettiğim tosuncuk. kötü biri mi bilmiyorum ama çirkin bir adam.
    5 ...
  5. 4.
  6. "bizden olsa olsa kedilere beşik olur
    bir kediyi alarak koynumuza
    kımıltısız bir böcektir yaşamımız"

    diyen şair.
    4 ...
  7. 46.
  8. bugünkü yazısı okunması gereken zat-ı muhterem.

    --spoiler--

    Son zamanlarda twitter'da çokça eleştirildiklerine şahit olduğum bir sosyolojik grup var: Şallı kızlar ya da kısaca 'şallılar'. Hani şu pahalı markalardan giyinen, giyimi kuşamı fazlaca 'islami' bulunmayan, makyaj yapan, slm cnm nbr falan diye yazışan, hatta işi ileri götürüp "olm manyak bi şarkı dinledim" benzeri cümleler kuran prototip'ten bahsediyorum. Jipe binip bilmem hangi marka çantasıyla dolaşanlardan yani.

    işte AK Parti'ye oy veren geniş muhafazakar-dindar kitlelerin bütün sosyolojik deformasyonunun yegane suçlusu bu 'şallılar'. Âlâ Dergisi okumak onlarda, Kanyon'dan alışveriş yapmak onlarda, göze far çekmek, yanağa allık sürmek onlarda. Çoğunda 'namaz-niyaz olayı'da zayıf galiba; Af buyurun, twitterda erkeklere mention falan da atıyorlar. Allah bilir DM'den yürüyordur da bunlar.

    Tamam. Sorunu bu şekilde tespit edip içlerini rahatlattığıma göre, yazıyı buraya kadar okuyan erkekler bundan sonrasını okumayıp mutmain kalplerine ve secde etmekten delinmiş seccadelerine kesin dönüş yapabilirler.

    Kime ait olduğunu hatırlamıyorum, lakin ben Mehmet Çelik hocadan duymuştum şu muhteşem dizeleri:

    Her günahın şarap gibi sarhoşluğu olsaydı
    o vakit anlardık kim ayyaş, kim ayık

    Bunu bir kerede ve sertçe söyleyeceğim: Tesettür Müslüman erkeklere de farz olsaydı, 28 Şubat sürecinden bu yana yaşanan sosyolojik deformasyonun üzerlerinde(daha doğrusu üzerimizde) nasıl sırıttığını bir bakışta anlayabilirdik.

    28 Şubat'ta üniversitelerde oluşturulan baskı ortamında 'bacılarımız peruk takmamalı, başlarını açmamalı' deyip sakallarından kurtulma gerekçesini 'jilet elimden kaydı' cümlesiyle açıklayan 'erkek'leri gördü bu gözler. Bir müddet sonra okul önlerinde direnen bacılarını nasıl yalnız bırakıp sınavlara sıvıştıklarını da;

    Tesettür, özelde başörtüsü Müslüman kadının alamet-i farikası. Bütün sosyal hayatını bu alamet-i farika üzerinden kurmak zorunda. Senin gibi gerekirse sakalını kesemez. Senin gibi gerekirse her türlü ortama girip çıkamaz. Senin gibi diğerlerinden ayırt edilebilecek belirgin bir özelliği olmaksızın kalabalığın arasına karışamaz. Senin gibi dilediği şirkette, istediği devlet dairesinde çalışamaz. Sokaktaki hakareti bile senin yerine o yemek zorunda kalır.

    Bir yozlaşmadan söz edeceksek, bir deformasyondan, bir çürümeden söz edeceksek benim oyum önce erkekleredir hacım. Çünkü sen (yani ben) 'muhafazakarların takıldığı mekanlarda' sabahlara kadar nargile çekip okey oynayınca hiçbir sorun yokmuş gibi yapmanın yolunu bulur, bunu kendine izah edebilirsin. Aynı ortamdaki bir 'şallı' grubu, azıcık yüksek sesle gülse 'bunlar hep böyle' cümlesini de yapıştırırsın ama.

    Sen 400 dolarlık ayakkabı alabilir, saçını 150 liraya kestirebilir, jipe binebilir, erkek arkadaşlarınla deniz kenarı tatiline çıkabilir, 'bağzı kızlar çok güzel' geyiğine takılabilirsin. Senin 'Müslüman olduğunu anlayabileceğimiz' belirgin bir vasfın yok ki. 'Asıl meselenin tam da bu olduğunu' kavrayabilecek bir zihne de sahip olmadığın için hayat sana güzel. 'Kurban olduğum koca Rabbim' bu dini sana değil, seni temsilen şallılara indirmiş ne de olsa. Sen dilediğin gibi sekülerleşebilir, istediğin herzeyi yiyebilirsin.

    'Şallı' diye dalga geçtiğin grup tam olarak 'sen böylesin' diye böyle. Anlıyorsun değil mi hacım? Deformasyon cinsiyet ayrımı gözetmiyor.

    Hah. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim. Modern dünyanın sana yutturduğu güzellik kriterlerine inanıyorsun sen hacım. Kaşlarını aldırmayan, üzerine giydiği elbiseyi 'uyumlu bir kombin' haline getirmeyen kızları güzel olarak tanımlamıyorsun. 'ikimiz de çalışırsak elbirliği ile kalkınır gideriz\' yalanına inandırıyorsun kendini. Sonra da gevrek gevrek sırıtarak 'şallı kızlar' geyiği yapıyorsun.

    Ne diyordu Tolstoy: 'Behey gafil. Başkasının şalını eleştireceğine kendi kafana bir şal geçirerek başla işe.'

    --spoiler--

    http://yenisafak.com.tr/y...slan/salli-erkekler/39431
    3 ...
  9. 60.
  10. 7.
  11. şiirlerinde öyle bir öfke vardır ki sadizm ve mazoşizm arası gidip gelinir. şiirlerinden en bitanesi;

    bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, o sevimsiz bakışından bile
    ben burada doğdum, ankarada, bin yıllık bozkırın tam da ortasında
    dedemin havuç tarlaları var ve çanakkalede savaşan babasını anlatarak
    ya hak, ya hayyül kayyum diyerek sallıyor çapasını, namaza gidiyor
    ezan okununca düğmesine basılmış gibi şapkasını ters çevirip
    kara davut, hayatüs sahabe, delailül hayrat okuyarak, zekatını kıtı kıtına
    öşürünü, zekatını, sadakasını kıtı kıtına, vergisini tam tamına dedem

    bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, başaramayacaksın bunu
    enver, talat, cemal, yakup cemil, ismet ve diğerleri başaramadıysa nasıl
    sen de başaramayacaksın sayın başkan, sevgilimin elini tutup
    elini tutup sevgilime başörtüler alacağım, yasinler okuyacağım dara düşünce
    yasinler okuyacağım, sen bilmezsin inşirah okuyacağım, istihare yapacağım
    sonra arkadaşlarla bir araya gelip sezai bey, ismet özel, nuri pakdil falan
    sonra arkadaşlarla bir araya gelip tehlikeli uyruklarımızla belki allah diyeceğiz

    bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, apoletlerinden nefret etmeyeceğim
    koşa koşa gittiğin amerikadan ama, nefret nefret nefret edeceğim her zaman

    bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, sevgilimin elini tutup
    elini tutup sevgilimle sinemalara, kitapçılara, balıkçılara gideceğim
    içmeyeceğim, zihnim açık olacak, dişlerimi sıkacağım, türkçe konuşacağım
    sahi sen en çok, zihnimin açık, dilimin türkçe olmasından korkuyorsun değil mi

    bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, benim param yok
    kalanlara peruk taksınlar diyerek kızımı bilmem nereye
    sekreterimle, metresimle, basın danışmanımla kırıştıramam
    motosikletim yok, egemen değilim, bağışlamaz beni halk
    ah, sahi, biz halkız sayın başkan, tâbi olanız, silah altına alınanız

    bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, oy vermeyeceğim
    aile planlamasına inanmayacağım, ucuz prezervatif dağıtmana dil uzatacağım
    dil uzatacağım senden ölümüne korkan, gölgesinden korkan o yavşaklara
    kızacağım sayın başkan, tıpkı senin şimdi bana kızdığın gibi işte bunu okudukça

    bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, vazgeçmeyeceğim sevgilimden
    vazgeçmeyeceğim dedemin anlattığı ali, hamza, muhammed, isa, musa ve yusuf
    3 ...
  12. 6.
  13. amerika sen busun isimli şiir kitabı çıkmış yahut çıkmak üzere olan şair.

    -giriş-
    amerika sen busun, orospu çocuğusun
    bitmeyen bir bitmeyen iki bitmeyen üç
    buluşlu çok uluslu çok egemen çok yapışkan
    birdenbire politik birdenbire bomba
    ve havariyyun son yemekte son dansta
    mister sean penn ne işin var iranda
    adam kameraya bakmayı biliyor
    bundan sebep kürtçe öğreniyor
    her şey sahte bir sahte iki sahte üç
    allahın hakkı gibi de düşünebiliriz demek ki
    condaliza su böreği yapmayı öğrense
    ne alakası var demeyin erzurumun air forcela

    -gelişme-
    tamam peki on bir eylül tamam peki usame
    tamam peki müdahale tamam peki felluce
    tamam peki chavez tamam peki kum mollaları
    tamam peki eminem tamam peki hispanik
    şimdi durup düşünelim şimdi kimyevi gübreden bomba yapmayı
    ölmeseler bile üstleri başları anladınız mı espri anlayışı var adamların
    süper heroları porno dükkanları yeşil kartları özkökleri çandarları
    çandarlı halil paşa çıkarıp masanın üstüne aman allah ben ne diyorum
    türk şiiri politiktir türk şiiri düz ayak yazılmaktadır kızgındır türk şiiri
    tamam peki bomba tamam peki güneş enerjisiyle çalışan telekinezi uzmanları
    erzurum üzerinden tahran, tahran üzerinden türkiye anlamadınız mı sayın başbakan
    siz anlayana kadar atlar ve atı alanlar üsküdardan ulan ben kızkulesine bakarak
    kızkulesinin herasına leandrosuna bakarak küfür sallayan kızgın adamım
    kemal tahirim bir bakıma, bir bakıma otuz yaşındayım, ismet özelim anlayana

    meseleye dönelim meseleye dönelim meseleye dönelim müslüm gürses
    sen o çıtkırıldım herifle raks ederken yalılarda, amerika bitirecek dünyamızı
    hümanist olalım müslüm baba yeni rakı bulalım beyaz peynir ve kavun
    polatlıdan alalım kavunları, ensesi siyah ve yağlı çocuklardan alalım
    bizi kandırmalarına izin verelim tartıda hile yapsınlar o çocuklardan alalım

    -ciddi gelişme-
    los angeles clippersı çılgınca destekleyen bir avuç yeni yetme gibi uyandım

    kafam zonkluyordu jimin yerinde içtiğim üçüncü sınıf zeytinli tekilalardan
    kendimi tanıtmama izin verin: bendeniz birinci sınıf deniz piyadesi morrison
    adalet savaşçısı büyük ordumuzun adalet dağıtan şerefli bir üyesi
    öyleydim yani eskiden şimdi bir barda ölmeye çabalayan bir barda bir barbar
    beyaz tenli beyaz topuklu beyaz kızları babalarının önünde çok beyaz
    michael, jackson, elton, john ve ben, çok beyaz çok barbar çok şizofren
    ah sevgili dostlarım böyle anlatmamışlardı ki bize üç kralda orayı
    bir akşam, çölde bir akşam, kızgın çölde bir akşam, kızgın kumlu çölde bir akşam
    lanet olsun dostum tam da müthiş bir partinin orta yerinde tam da flash royal
    birdendire flash, birdenbire hastane ve uzun bacaklı amerikan hemşireleri
    şimdi bir barda bir barbar, bacağı yok, sevgilisi yok, umudu yok bir barda bir barbar
    lanet olsun dostum ha, barış ve adalet götürmeye gitmişken, lanet olsun o çöle

    -sonuç-
    amerika sen busun, orospu çocuğusun!

    ismail kılıçarslan
    4 ...
  14. 45.
  15. "Acınızı anlıyorum" diyemem size, yalan söyleyemem.

    Çünkü, köyüm hiç yakılmadı.

    Çünkü, iki silahlı güçten birini seçmeye hiç zorlanmadım.

    Çünkü, oğlum-kardeşim “kaçağa giderken” bombalanmadı.

    Çünkü, dinlediğim Kürtçe şarkının kasetini “çevirme” var diye arabanın camından atmak zorunda kalmadım hiç.

    Çünkü, “devletin gücünü hissettirmek” lazım diyen bir zeka engelli sabahları top sesiyle uyandırmadı beni yatağımdan.

    Çünkü, telefon kulübesinden anamı ararken “acaba takip eden var mı” diye etrafıma tedirginlikle bakmadım hiç.

    Hayır. “Acınızı anlıyorum” diyemem size, yalan söyleyemem."
    2 ...
  16. 2.
  17. enterasan şairlerdendir, gençtir, aktiftir, sevilmesi gerekir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük