kendisinin herkesi beğenmemeye hakkı olduğunu düşünen; ama bir başkası kendisini beğenmezse ona "manyak" deme hakkı olduğunu sanan abartılı mimik ustası.
türk şiirinin acilen ihtiyaç duyduğu yeni bir sesi ve üslubu vaat eden şiirleri vardır. imgelerinin buralı, samimi ve tanıdık olması ve yani sapına kadar türkçe yazması sevilir.
büyük şair imiş. bunu kendisi de söylerdi eminim. evet mazur görürüz şairlerdeki ene'yi ama hemen de bu kadar da bir çırpıda da büyük şair olmayıverin yahu.
şu ülkede kaç insan ismail kılıçarslan'dan bir dizeyi ezbere biliyordur?
evet şekerim büyük şairlik bununla ölçülüyor.
az ağırdan alın. bak ben bile daha büyük sıfatını eklemedim kendime.
şiirlerinde öyle bir öfke vardır ki sadizm ve mazoşizm arası gidip gelinir. şiirlerinden en bitanesi;
bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, o sevimsiz bakışından bile
ben burada doğdum, ankarada, bin yıllık bozkırın tam da ortasında
dedemin havuç tarlaları var ve çanakkalede savaşan babasını anlatarak
ya hak, ya hayyül kayyum diyerek sallıyor çapasını, namaza gidiyor
ezan okununca düğmesine basılmış gibi şapkasını ters çevirip
kara davut, hayatüs sahabe, delailül hayrat okuyarak, zekatını kıtı kıtına
öşürünü, zekatını, sadakasını kıtı kıtına, vergisini tam tamına dedem
bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, başaramayacaksın bunu
enver, talat, cemal, yakup cemil, ismet ve diğerleri başaramadıysa nasıl
sen de başaramayacaksın sayın başkan, sevgilimin elini tutup
elini tutup sevgilime başörtüler alacağım, yasinler okuyacağım dara düşünce
yasinler okuyacağım, sen bilmezsin inşirah okuyacağım, istihare yapacağım
sonra arkadaşlarla bir araya gelip sezai bey, ismet özel, nuri pakdil falan
sonra arkadaşlarla bir araya gelip tehlikeli uyruklarımızla belki allah diyeceğiz
bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, apoletlerinden nefret etmeyeceğim
koşa koşa gittiğin amerikadan ama, nefret nefret nefret edeceğim her zaman
bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, sevgilimin elini tutup
elini tutup sevgilimle sinemalara, kitapçılara, balıkçılara gideceğim
içmeyeceğim, zihnim açık olacak, dişlerimi sıkacağım, türkçe konuşacağım
sahi sen en çok, zihnimin açık, dilimin türkçe olmasından korkuyorsun değil mi
bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, benim param yok
kalanlara peruk taksınlar diyerek kızımı bilmem nereye
sekreterimle, metresimle, basın danışmanımla kırıştıramam
motosikletim yok, egemen değilim, bağışlamaz beni halk
ah, sahi, biz halkız sayın başkan, tâbi olanız, silah altına alınanız
bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, oy vermeyeceğim
aile planlamasına inanmayacağım, ucuz prezervatif dağıtmana dil uzatacağım
dil uzatacağım senden ölümüne korkan, gölgesinden korkan o yavşaklara
kızacağım sayın başkan, tıpkı senin şimdi bana kızdığın gibi işte bunu okudukça
bu ülkeden nefret etmeyeceğim sayın başkan, vazgeçmeyeceğim sevgilimden
vazgeçmeyeceğim dedemin anlattığı ali, hamza, muhammed, isa, musa ve yusuf
amerika sen busun isimli şiir kitabı çıkmış yahut çıkmak üzere olan şair.
-giriş-
amerika sen busun, orospu çocuğusun
bitmeyen bir bitmeyen iki bitmeyen üç
buluşlu çok uluslu çok egemen çok yapışkan
birdenbire politik birdenbire bomba
ve havariyyun son yemekte son dansta
mister sean penn ne işin var iranda
adam kameraya bakmayı biliyor
bundan sebep kürtçe öğreniyor
her şey sahte bir sahte iki sahte üç
allahın hakkı gibi de düşünebiliriz demek ki
condaliza su böreği yapmayı öğrense
ne alakası var demeyin erzurumun air forcela
-gelişme-
tamam peki on bir eylül tamam peki usame
tamam peki müdahale tamam peki felluce
tamam peki chavez tamam peki kum mollaları
tamam peki eminem tamam peki hispanik
şimdi durup düşünelim şimdi kimyevi gübreden bomba yapmayı
ölmeseler bile üstleri başları anladınız mı espri anlayışı var adamların
süper heroları porno dükkanları yeşil kartları özkökleri çandarları
çandarlı halil paşa çıkarıp masanın üstüne aman allah ben ne diyorum
türk şiiri politiktir türk şiiri düz ayak yazılmaktadır kızgındır türk şiiri
tamam peki bomba tamam peki güneş enerjisiyle çalışan telekinezi uzmanları
erzurum üzerinden tahran, tahran üzerinden türkiye anlamadınız mı sayın başbakan
siz anlayana kadar atlar ve atı alanlar üsküdardan ulan ben kızkulesine bakarak
kızkulesinin herasına leandrosuna bakarak küfür sallayan kızgın adamım
kemal tahirim bir bakıma, bir bakıma otuz yaşındayım, ismet özelim anlayana
meseleye dönelim meseleye dönelim meseleye dönelim müslüm gürses
sen o çıtkırıldım herifle raks ederken yalılarda, amerika bitirecek dünyamızı
hümanist olalım müslüm baba yeni rakı bulalım beyaz peynir ve kavun
polatlıdan alalım kavunları, ensesi siyah ve yağlı çocuklardan alalım
bizi kandırmalarına izin verelim tartıda hile yapsınlar o çocuklardan alalım
-ciddi gelişme-
los angeles clippersı çılgınca destekleyen bir avuç yeni yetme gibi uyandım
kafam zonkluyordu jimin yerinde içtiğim üçüncü sınıf zeytinli tekilalardan
kendimi tanıtmama izin verin: bendeniz birinci sınıf deniz piyadesi morrison
adalet savaşçısı büyük ordumuzun adalet dağıtan şerefli bir üyesi
öyleydim yani eskiden şimdi bir barda ölmeye çabalayan bir barda bir barbar
beyaz tenli beyaz topuklu beyaz kızları babalarının önünde çok beyaz
michael, jackson, elton, john ve ben, çok beyaz çok barbar çok şizofren
ah sevgili dostlarım böyle anlatmamışlardı ki bize üç kralda orayı
bir akşam, çölde bir akşam, kızgın çölde bir akşam, kızgın kumlu çölde bir akşam
lanet olsun dostum tam da müthiş bir partinin orta yerinde tam da flash royal
birdendire flash, birdenbire hastane ve uzun bacaklı amerikan hemşireleri
şimdi bir barda bir barbar, bacağı yok, sevgilisi yok, umudu yok bir barda bir barbar
lanet olsun dostum ha, barış ve adalet götürmeye gitmişken, lanet olsun o çöle