arkasında o kadar çok şey bırakmıştır ki; gözü yaşlı bir aile, hiç tanımadıkları halde onun için üzülmüş, dua etmiş, tedirgin olmuş, onu bir yakını yerine koymuş bir sürü insan, ve bir sürü de soru işareti.
arkasında tüm bunların yanı sıra, gazeteci olmasından mütevellit aklına gelebileceğini düşündüğüm cep telefonunun kamerasıyla kaydedilmiş görüntü, not vs. bırakmış mıdır acaba? diye soruyorum kendi kendime. bırakmışsa da, büyük ihtimalle biz hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz bunu.
112'den bi bok olmayacağını anlayıp kendi imkanlarıyla yaşamak için çok uğraşan ama maalesef donarak hayatını kaybeden adam. belki o koltukla biraz daha kayabilseydi en azından bi köye ya da ne bileyim insan olan bir yere gidebilir ve yaşayabilirdi.
ne zaman bir kar görülse akla gelen olacaktır. ne acı ki göz göre göre ölmüştür.donarak en fazla acıyı çekerek . ölümünden sonra en az hatırlanan ve en az yer ayrılandır haberlerde. en çok acıyı o çekmiştir. ıpıssız bir dağda şimdi gelecek birazdan gelecekler beni kurtarmaya diye bekleyerek geçmiştir son saatleri. allah rahmet eylesin. mekanı cennet olsun. ölümüne en fazla üzüldüğümdür.
ölümün hak edilmediğine inandıran, kendisini tanımayan etmeyen, kimsenin ne olduğuyla ilgilenmeyen binlerce insanı, milyonlarca insanı hüngür hüngür ağlatmış iha muhabiridir. feci kazanın en çok üzenidir, çünkü en çok ümit besleyenidir. eşinin ve çocuklarının bilip mutlu olması gerekir ki bir kahramandır kendisi. dünyanın en mutlu insanıdır; ama önemli olan, geriye kalan eşiyle çocuklarıdır, yardıma ihtiyacı olanlar onlardır.
ölüme insanüstü çabayla karşı koymaya çalışan, seçim gündeminin insanları uyuttuğu bir ortamda, devletin yetersizliğini, beceriksizliğini, çapsızlığını meydana çıkaran merhum gazetecidir. umarım gittiği yerde mutludur..
bir kaya kovuğunda üzerinde kar kaplı olarak ölmüş gazetecimizdir. muhsin yazıcıoğlu'yu sonradan keşfeden ve ona ağıtlar yakan mürtileri tarafından pek dikkate alınmayan 5 helikopter kurbanından biridir.
en nihayet yanılmıyorsam beşinci gündeyiz, cesedi bulunan iha muhabiri nasıl bilinemedi ölü bulunacağı, nasıl hayatta kalabilir o karın kötü hava şartlarının altında kırık ayakla nereye nasıl gidecek, şuurunun kapanmak üzere olduğu da belli iken ama haber, haber, flaş, flaş, mağarada arıyoruz inşallah yaşıyor, mucize olacak bu olacak, o olacak eşi de bu flaş haberlere dayanarak ümitle ''askerliğini komando olarak yaptı, dağda bulundu yaşıyor olduğuna inanıyorum'' diyor şimdiyse cesedi bulundu haberini alıyor. acısını, eşinin ölümünü kabullenmiş, dik durmaya çabalayan kadını yaşıyor mu yaşamıyor mu diye diye yüreğini ağzına getirip öldürüp öldürüp diriltmeye ne hakkınız vardı. yanılmışız, yanlış bir olasılıkmış cesedini bulduk ne demek? her yandan çürümüşüz.
trajik bir kazanın en acı kaybı. biliyorum, her ölüm acıdır. ordakilerin sevenleri var. üzülüyorlar şu anda. ama kazayı haber vermesinden dolayı, tek yaşama umudu onundu. kırık bacağı ile 400 metre gidebilmiş, bir ağacın altında donmuş. mutlu ol gittiğin yerde ismail. biz seni 112'de telefona çıkan abuk görevliye karşı göstediğin peygamber sabrın ile hatırlayacağız ve sana en azından bunun için saygı duyacağız. bir de o yaşama umudun olmasaydı...
malum kazada helikopterin icinde bulunan iha muhabiridir. suan kayıptır ancak olay sahsıma göre büyük bir muammadır. enkazı bulan köylüler ile yapılan görüsmede habertürk muhabiri bayan ismail günes'in durumunu sordugunda köy muhtarı öldügünü söylemistir. muhabir bunu teyit ettirmek icin 2 defa daha sordugunda muhtar ben bu adamı tv'de gördüm eminim onun olduguna hayatını yitirmis demistir. ancak simdi yetkililer ismail günes'in kayıp oldugunu söylemektedirler.
kaza anında 112 ile yaptığı görüşme sebebiyle pekçoklarının kafasını karıştıran gazetecidir. o durumda hareket edememesinin sebebi kırılan ayağı ve o andaki şok etkisidir, buna şüphe yoktur. kendisi rahatlıkla konuşabildiğine ve ayağım kırıldı hala tespit edemediniz mi gibi gayet bilinçli bir şekilde konuşup bekleyebildiğine, sağında solunda ne olup bittiğine bakabildiğine göre helikopterden uzaklaşabilecek kadar sağlam bir insandır. muhtemelen kendine geldiği an 112'yi aramıştır. hiçbir insandan, feci bir kaza sonrasında 5 cesedin arasında "ölmüşler lan çıkayım ben, ayak da kırık ama hadi bakalım. dur şunun montu da kapayım" diyerek helikopterden dışarı çıkmasını bekleyemezsiniz.
bu bağlamda, gayet yapılı bir adam olduğunu da düşünürsek; kurtulamaması için hiçbir sebep yok. enkazda 22 gün kalanı da, -72 dereceden gelip "ne? yok bi şey?" diyen adamları da gördük. çık artık ortaya, daha fazla bekletme.
kendisini ölüme terk ettiğimi hissettiren gazeteci. o sesi duyan her insan onu kurtarmakla yükümlüymüş gibi düşündürten insan. belki diğerleri kaza anında ölmüştü ama o yaşıyordu ve yardım bekliyordu, ona ulaşamamak sanki hepimizin suçuymuş gibi...
son konuşmasıyla bizleri çok üzmüş olan gazeteci. hala tespit edemediniz mi diye defalarca sormuştur, ne oldu tespit ettiler güya! umarım sen yaşıyorsundur.
cesedi hala bulunamamış iha muhabiri olup, bu kazadaki tek mutluluk sebebimiz olmasını dilediğimiz kişi. iha'dan verilen bilgiye göre askerliğini komando olarak yapmıştır ve güçlü bir adamdır, sigara da kullandığı için yanındaki çakmakla, kibritle bir ihtimal bir şeyler yapabildiği düşünülmektedir. deniz arman'ın aklına gelmiştir bu fikir, benim de hoşuma gitti şahsen. bir şeyler yapmış olabilir bu adam.
Helikopter enkazında yapılan arama çalışmalarında bulunamamış olup , adı kayıp olarak geçmekte olan iha muhabiri.Umarım yaşıyordur ve bu kadar olumsuzluk arasında herkes için bir teselli olur.
talihsiz bir kaza sonucu helikopterdeki belkide en şanslı ve en şanssız kişiydi.Şanslıydı çünkü nefes alıyor sağ bir şekilde 112yi arayabilmiş ve umutla kazadan kurtarılmayı beklemişti. en şanssızlarıydı çünkü hayatı yakalamışken hayat gözleri önünde acıyla onu terketti. ve muhtemelen donarak öldü..
Allah rahmet eylesin. Bu ülkede bir helikopter 3 günde bulunuyorsa vay gidene.. vay halimize..
112 görevlisiyle yaptığı 19 dakika süren telefon konuşması:
112 görevlisi: 112.
ismail Güneş (i.G.): Ben iHA muhabiri ismail Güneş, helikopter ile düştük.
112.: Nerede? Neredesiniz?
i.G.: Bilmiyorum nerede olduğumuzu. BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu ile birlikteydik.
112: Neredesiniz?
i.G.: Hatırlamıyorum.
112.: Etrafınıza bakın, ne görüyorsunuz?
i.G.: Her taraf kar, sis. Her taraf sis.
112: Helikopteri nereden kiraladınız?
i.G.: Bacağım kırık olduğu için konuşamıyorum. Erhan ağabey nereden çıkış yapmıştık? Çağlayancerit orada bir yerde düştük. Hangi yere düştüğümüzü hatırlamıyoruz, her taraf sis, göremiyorum. ... 35 00 benim numaram.
112 görevlisi: Telefonu kapatmayalım, yerinizi tespit etmeye çalışıyoruz.
i.G.: Kahramanmaraş'ın dağlarından, her taraf sis. göremiyorum.
112 görevlisi: Parti merkezinden kiminle görüşebiliriz, sizinle ilgili?
i.G.: Bilmiyorum, şarjım bitmek üzere. Alo. Biz nereye gidiyorduk? Yozgat tarafında bir yere gidiyorduk hanımefendi.
112 görevlisi: Kapatmayın yerinizi tespit etmeye çalışıyorlar.
i.G.: Erhan ağabey, nereden geldik, nereye gidiyoruz? Şu an Çağlayancerit'ten gelip, nereye gidiyoruz. Yozgat-Yerköy mü? Çağlayancerit'ten, Yozgat-Yerköy'e gidiyoruz. Burası çok soğuk. Alo. Yer tespit edemiyor musunuz?
112 görevlisi: Siz kapatmayın beyefendi telefonu.
i.G.: Hanımefendi şarjım bitecek.
112 görevlisi: Alo, Alo. iyi misiniz?
i.G.: Kötüyüm, ayağım kırık.
112 görevlisi: Şu anda siz helikopteri görebiliyor musunuz?
i.G.: Şu anda helikopterin içindeyim.
112 görevlisi: Alo. Diğer beş kişi yanınızda değil mi şu anda? Size cevap verebiliyorlar mı?
i.G.: Diğerlerinden ses yok. Erhan ağabey, Erhan ağabey de ıhlayarak cevap veriyor. Alo, hanımefendi, yerimizi tespit edemediniz mi?
112 görevlisi: Şu anda emniyet bulmaya çalışıyor, sakin olun.
i.G.: Erhan ağabey, ıhlıyor sadece. Ben de üşümeye başladım. Ben sakin olmaya çalışıyorum.
112 görevlisi: Sakin olmaya çalışın, tespit etmeye gayret ediyorlar.
i.G.: Muhsin Bey'i göremiyorum.
112 görevlisi: Aynı helikopter ile mi havalandınız?
i.G.: Evet. Ayağım çok kötü kırıldı. Ölen de var herhalde. Bu arkadaş kim ya?
112 görevlisi: Şarjınız bitinceye kadar açık kalsın, aramaya devam ediyorlar çünkü. Kapatmayın alo.
i.G.: Alo. Ayağım kırıldı.
112 görevlisi: Başka yerinizde kanama var mı?
i.G.: Gözükmüyor.
112 görevlisi: Kravatınız var mı? ip gibi kravat gibi bir şeye elinizi uzatabilir misiniz?
i.G.: Kravat yok. Şu anda gözükmüyor.
112 görevlisi: Polis ekipleri yerinizi bulmaya çalışıyor. Siz moralinizi yüksek tutun. Zaten sizin yerinizi tespit edecekler. Edemediler daha.
i.G.: Herkes öldü herhalde.
112 görevlisi: Kanamadan dolayı sessiz kalmış olabilirler, endişe etmeyin, sizi kurtaracaklar.
i.G.: Erhan ağabey, Erhan ağabey. Kırık ayağımın altında, kaval kemiğinde. Kanama değil, kırıldı ya.
112 görevlisi: Alo, beyefendi. Şu anda bacağınızın durumu nasıl?
i.G.: Ağrıyor. Alo. Yeri tespit edemediniz mi? Donmaya başladım, üşümeye başladım. Üşüyorum. Tipi var. Helikopterin içine girdim. (inleme sesleri) Buradakiler öldü herhalde ya. Erhan ağabey, Erhan ağabey. Yok. Kimseden ses gelmiyor. Eyvah çok kötü.
112 görevlisi: Ayağınız sıkıştı mı?
i.G.: Evet. (inlemeler) Tespit edemediler mi ya? (inleme) Ayağımı oynatamıyorum.
112 görevlisi: Emniyet yerinizi tespit etmeye çalışıyor.
i.G.: Erhan ağabey. Ağabey bir kendine gelmeye çalış. Bak ben kendime gelmeye çalışıyorum. Yatıyor ıhlıyor.
112 görevlisi: Başka kimseden ses gelmiyor mu?
i.G.: Yok, yok. Çok kötü ayağım kırıldı. (inleme) Hanımefendi hâlâ bulamadınız mı yerimizi? Burada donacağız, diğer insanlar öldü herhalde. (inleme sesleri) Ayağımı oynatamıyorum. Çok pis kırıldı ayağım. Yerimizi ne zaman tespit edeceksiniz hanımefendi?
112 ile olan görüşmesi okudukça, dinledikçe insanın yüreğini dağlayan, tek suçu gazeteci olarak o helikopterde bulunmak olan. herkes öldü galiba dedikten sonra bile büyük bi sakinlikle konuşan, keşke ayağını kırmamış olsaydı, belki şansı olurdu.
19 dakika konuşmayla bulunamayan koordinatlar neredeyim yazıp 2222 ye gönderseydi 19 dakika içinde büyük ihtimalle 30 kere kendisine gelirdi, gelmesede şanstı, denenebilirdi. ama bunu bilip onu yönledirecek kimse yokmuş ne emniyette... ne 112 de...