ilk olarak ismine gelisim genel kultur ansiklopedisinin kunyesinde görmüstüm. bu ansiklopedi onun herhalde trt'den ayrildiktan sonra yaptigi hayirli islerle biriydi. cogumuzun nokta dergisi ile adi anilan ercan arikli ile vucuda getirdigi disardan gelme ve turkiyeye tornistan edilmis bir ansiklopedi idi. fazlaca söylenecek bir sey yok aslinda. hep etrafindakileri ve cevresindekileri aydinlatmaya calisan bir insandi. sanat kultur bakımından dolayli ve direk bir cok katkılari olmustu. fakat siyasi olarak o gumbur gumbur gelen ama fos diye sönen troyka hareketi (daha dogrusu kumari onun nerdeyse hatta tumuyle sonu. gerci troyka hareketi ecevitin inatini kırmak icin yapilmis bir hareketti. biraz hafizanizi zorlarsaniz o gunleri ve sartlari cok cok iyi hatirlarsiniz. husamettin ozkan olsun kemal dervis olsun ismail cem olsun bazilari tarafindan hain olarak nitelendirildiler o zamanlar. kemal dervis millet vekilligi kapti sonralari. basta satti gitti o hareketi. husamettin ozkan ise hakettigi yere geri döndü, bir lider degilde öylesine antin kuntin isler yapan burokrat sifatina. olan gene ismail cem'e oldu. akciger kanserinden öldü diyorlar. bence kanserden degil sadece hayalkırıkliklarindan öldü. onlarin vermis oldugu harabeleri temizlemeye artik cani istemedi. zaten su ahir dunyada yasamak icin bir sebebi yoktu. her eli yuzu duzgun insan gibi yasadi gitti. hirsi yoktu olsaydi zaten taaaaa sezer secilmeden bulent ecevit'i cumhur baskani kendide basbakan olabilirdi. bizler yeri dolduramayacak kayiplarimizin kadrini ölünce anlayan necip milletiz. yasarken insanlarin canina ot tıkayan ve yapabileceklerine engel olan milletiz. evet ismail cem bizim icin buyuk bir kayip olmustur. dıs islerinde yurt disina t.c.'yi hakkıyla temsil eden aklı basında bir bakan örnegi idi kendisi. evet her gecen gün kıymetli insanlari ve hayatimizda yapi taslarini meydana getiren insanlari kaybediyoruz. ve hic birinin yerini bir nebzede doldurmak icin bir fiiliyat göstermiyoruz. bakmayin simdi t.v.'de ah vah edenlere ve hamasi göz yaslari dökenlere. cunku cenazelerde en cok aglayan merhuma yasarken hayatini zindan edenlerdir. benim diyecek fazla yok zaten ama ne zaman gelisim ansiklopedisinin o kara ciltlerine baksam bir doymaz bilgi acligima sebeb olan o adami hatirlayacam. umarim gittigin yer burdan daha iyidir ismail cem...
verimli olabilecegi bir dönemde siyaset sahnesinde arka planda kalmış kişi. öte yandan böylesine bir dönemde birikimini liderlik özellikleriyle birleştirip chp genel baskanlığı için ön plana çıkamıyorsa arka planda kalmaya devam edebilir diye düşünüyorum. https://galeri.uludagsozluk.com/r/220608/+
ülkenin ihtiyacı olduğu sağlam karakterli , bilgili , dürüst bir politikacıydı.
şimdiki siyasetçilerle bir yanyana getirin ve aradaki farklara bakın.
allah rahmet eylesin.
sağ olsaydı da cumhurbaşkanı adayı olsaydı dedirten gönül yaramız..
gerçi bu memleket iyi adamların sadece sırtını sıvazlar anuna koyayım. bi boka seçmezler.. bize her şey müstehak.. baykal gibi üretim kabızını, tayyip gibi vizyonsuzu, mehmet ağar gibi sığ birini, erkan mumcu gibi ruhsuzu lider yapmışız.. demirel gibi adamları kaç defa seçtik .şimdi gelmiş partilerüstü bilge şirin babayı oynuyor bize. darbe ortamlarını yaratırken neredeydin sevgili şambaba. erbakan gibi devlet arazisinin üstüne özel plaj kurmuş, allahtan utanmaz yüzsüzün cebine milyar dolarlar aktarmadı mı gurbetçilerimiz? türkeş ; hır çıkarıp komando kampları açmaktan başka naptı. menderes' i astıran adam olmamak için bir 14' ler palavrası bulup satmadı mı cuntacı dostlarını? özal iyi güzel iletişim çağını başlattı da noldu; cep telefonuyla etek altı görüntü çekmekten başka ne bok yiyo yurdumun teknolojik gençleri.. besmele çekeni yobaz, adalet arayanı gomunist, vatanını seveni ırkçı yapıp kendi bölünmemizi kendimiz yaratmadık mı?
uzun süredir kanserle mücadele eden ve bugün hayata gözlerini yuman eski bakan ve gazeteci. kısaca hayatı şu şekildedir:
ihsan ve Şerife ipekçi'nin oğlu ismail Cem 1940 yılında doğdu. istanbul Robert Kolejinden (1959) ve Lozan Üniversitesi Hukuk Fakültesinden (1963) mezun oldu. Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsünde Siyaset Sosyolojisi dalında master yaptı (1981).
1963 yılından itibaren çeşitli gazetelerde Yazı işleri Müdürlüğü, Genel Yayın Müdürlüğü yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası istanbul Şubesi Başkanlığını yürüttü (1971-1974). Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Genel Müdürlüğünde bulundu (1974-1975).
1987 ve 1991 seçimlerinde istanbul'dan, 1995 seçimlerinde Kayseri'den milletvekili seçildi.
DSP TBMM grup yönetim kurulu üyeliğine seçildi (1996).
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi üyeliklerine seçildi (1987-1996). AKPM Sosyalist Grubu Başkanvekilliğine seçildi (1989-91), (1993-95). AKPM ve BAB Asamblesi Türk Parlamenter Grubu Başkanlığına seçildi (1996).
Avrupa Medya Enstitüsü Danışma Kurulu üyeliği yaptı.
50. Hükümette Kültür Bakanlığı yaptı (1995). 30 Haziran 1997 tarihinde kurulan 55. Hükümette Dışişleri Bakanlığı görevine atandı.
ismail Cem, DSP'den ayrılarak Yeni Türkiye Partisi'ne girdi ve partinin genel başkanı seçildi.
bakanlığı, politikacılığı bir yana trt genel müdürlüğü döneminden hatırladığım güzel insan. hastalık dönemi hariç hiç yaşlanmamış bir görüntü veriyordu. yaşı yoktu sanki. bu yüzden, bir takım yeni politik açılımlara giriştiğinde "genç politikacı" diye sözediliyordu kendinden, 60 lı yaşlarında olmasına rağmen.
trt'de genel müdürlük yaptığı dönemde çığır açmıştır. aşk-ı menu'lar, uğur dündar'ın programları ve hatırlayamadığım daha bir çok yeniliğe imza atmış, gelmiş geçmiş en başarılı genel müdür olmuştur.
politikacılığında ise hiç bir zaman çirkefleşmemiş, saygılı, zarif üslubunu korumuştur.
nur içinde yatsın.
