Kendimle çok mutsuzum seninle biraz az mutsuzum. Mutsuzluk odaklı bir insan ancak bu şarkıya bu yorumu getirirdi.
Neyse ben şarkıyı tüm gün tüm gece dinledim. en son yanlış zaman yanlış insan kış güneşi diye bitiresim geldi.
Ama şarkı ne güzel koyuyor.
az laf çok iş şarkısıdır. bu kadar az şey söyleyen birkaç cümleyle bu yoğun vuruculuğu yaratabilen nadir şarkılardan. enstrüman ve duygu bolluğu mükemmel.
aç aç dinle şarkısı.
martı, dalga, deniz, vazgeçmişlik. biraz da soğuğa yakın ılık bir rüzgarda sahilde yürümek gibi. fazlasıyla şahane. https://youtu.be/0W3MpOU3OUU
PS: şarkının doğru adı sanırım 'island blues' değil, 'koop island blues' zira official music video'sunda da şarkının tam adı koop-koop island blues olarak geçmekte. doğru adından da bana neyse amk, amma yazdım yahu. başlıklar birleştirilsin. veyahut bir diğeri için (bkz: koop island blues/#28814770)
yaz sonu o'nun sayesinde tanıştığım koop parçası..vokalin ane brun olduğuna inanamamıştım başta nedense.
eylül ortaları, akşam eve döndüğümde dinlediğim dün gibi aklımda. şarkıda anlatılanları yaşamaktan ölesiye korkmuştum. ama asıl korkmam gereken bu sözlerin sadece beni anlatabilecek olmasıymış; ben herkeste onu ararken, onun benim yokluğumun bile henüz farkına varamayışı yahut yokluğum diye bir kavramın onun için hiçbir zaman var olamayacağı ihtimali.
Sözün özü, müthiş özlem barındırır bu şarkı içinde.
sözleri de şöyledir. iç burkar gece gece göt attırır , sigara yaktırır.
hello my love
it's getting cold on this island
i'm sad alone
i'm so sad on my own
the truth is
we were much too young
now i'm looking for you
or anyone like you
we said goodbye
with the smile on our faces
now you're alone
you're so sad on your own
the truth is
we run out of time
now you’re looking for me
or anyone like me
na na na na…
hello my love
it's getting cold on this island
i'm sad alone
i'm so sad on my own
the truth is
we were much too young
now i'm looking for you
or anyone like you
öncelikle oha, yok artık! sonralıkla benzer başlık var da ben mi göremedim? ya da yuhannes bu muhteşem şarkıya henüz mü başlık açılıyor. ben buna ihtimal veremiyorum. bir yerlerde vardır da biz bulamamışızdır. iş bu entry lütfen uygun başlığa taşınsın.
tanım: kadife sesli hatunun söylediği, böyle sözleriyle içinizi tırnak tırnak çizebilecek bir şarkıdır. şarkı dedim az oldu, martı sesi, dalga sesi, hüzün sesi. böyle pişmanlık, vazgeçmişlik.
bunu keşfettiğimde henüz sene 2008 falan olmalı. kadife sesli bir hatun, sakin sakin, hüzünlü ama kabullenilmiş bir vedadan bahsediyordu. yüzünde bir gülümsemeyle, söyleyecek pek bir şey / hiçbir şey kalmadan veda etmekten. fazlaca sakin, oldukça hüzünlü. misal; sadece solistin sesini melodiden ayırıp dinlesen tek başına yeterince dağıtabilicek veya sadece melodiyi alıp dinlesen yeterince hırpalayabilicek etkide. yıllardır ne zaman dinlesem aynı etkiyi bırakmayı başaran naif, kırılgan, harika şarkı.
klibi de on numara olan aramızda değişik bir bağın olduğunu düşündüğüm şarkı. bir gece aşırı dinleyip hüzünlendikten sonra ertesi gün bir mekanda bu şarkının çaldığını duyduğumda baya şaşırmıştım. çok popüler bir şarkı olmamasına rağmen duyduğum zamanlar beni aşırı mutlu ediyor.
melodisi ve ane brun'un sesi öyle bir ahenk oluşturmuş ki bir düzenek hazırlasalar beynimin içinde, gün boyu dinlesem, şöyle söyleyim uzun süre ağzımı açıp iki laf etmem.
i'm sad alone
i'm so sad on my own
the truth is
we were much too young
now i'm looking for you
or anyone like you
we said goodbye
with the smile on our faces
now you're alone
you're so sad on your own
the truth is
we run out of time
now you're looking for me
or anyone like me
türkçe meali;
Yalnızken üzgünüm
Kendi başıma çok üzgünüm
Gerçek şu ki;
ikimizde çok gençtik
Şimdi seni arıyorum
Ya da senin gibi birini
Birbirimize hoşçakal dedik
Yüzümüzdeki gülümseme ile
Şimdi sen yalnızsın,
Sen de kendi başına çok üzgünsün.
Gerçek şu ki,
Biz zamanı kaçırdık,
Şimdi sen beni arıyorsun
Ya da bana benim gibi birini.
"but the truth is: we were much too young
and you are looking for me
or anyone like me." der bu şarkıda.
güzeldir, girişi ile insanı deniz kenarında hissettirir.
hele de zamanında denizin karşısında dinleyip, şimdi görülen tek şeyin kahverengi ve gri şeyler olduğunu farkında varınca daha da kötü yapar. ama hayal ederek o mavi'lik sağlanır.
garip bir anısı vardır bende. hiç unutmuyorum bir nisan akşamıydı. sevdiğim çocukla kafede kavga ediyorduk. bu şarkı çalmaya başlamıştı. ben ağlamıştım. denyonun şarkıdan haberi bile yoktu ama o gün bu şarkı beni çok uzaklara götürüp oracıkta bırakmıştı.