ülkede olan iştir. bu ülkede müslümanlık bir tür kimlik, hayat tarzı ya da boş, fakir hayatlarda bir tutunma aracı gibi olduğundan kitabın anlamlı veya mantıklı olup olmadığı umursanmadan kendine ne anlatılmışsa onu aynen savunur. sürekli hocalara gider, o zırvalıkları dinlediğinde aydınlandığını sanar. kuranın tek sözcüğünü bile bilmeden onu savunmaya kalkışıp daha sonra öğrenmeye çalıştığında da ya kendini kaybeder ya da pek bir şey anlamaz. ben zaten haklıyım tavrına da başlar.