bunu söyleyen insan, islamda taptığımız bir tane sembol göstersin kafamı keseceğim.
biz sembole inanmayız. gözümüzün gördüğü geçici zevklere inanmayız. bizim dünyalık bir işimiz yok ki.
bütün dünya en güçlü ordularını toplayıp gelsin, o imanı oradan sökmeye gücü yetmez.
bayrağa saygı duyarsın, kur'an-ı kerim'e iman edersin, efendiler efendisini seversin.
ama hiç birine tapmazsın. çünkü bunlardan birine secde edersen iman gider.
bunu yaparsan en büyük günah denilen şirk olur. yani şirk kesinlikle haramdır.
bu birçok ayet ile sabittir.
ben neden cevap veriyorum ki? ayetullah cevap versin:
--spoiler-- enbiya suresi 66,67, 98:
ibrahim şöyle dedi: öyle ise siz, (hâlâ) allahı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?
yazıklar olsun, size de; allahı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?
hiç şüphesiz siz ve allahtan başka kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz. siz oraya varacaksınız.
yusuf suresi 40:
siz allahı bırakıp; sadece sizin ve atalarınızın taktığı bir takım isimlere (düzmece ilahlara) tapıyorsunuz. allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. hüküm ancak allaha aittir. o, kendisinden başka hiçbir şeye tapmamanızı emretmiştir. i̇şte en doğru din budur. fakat insanların çoğu bilmezler.
rad suresi 16:
de ki: göklerin ve yerin rabbi kimdir? allahtır de. de ki, o'nu bırakıp da kendilerine (bile) bir faydası ve zararı olmayan dostlar (mabutlar) mı edindiniz? de ki, kör ile gören bir olur mu? ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? yoksa allaha, onun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile allahın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi? de ki: her şeyin yaratıcısı allahtır. o, birdir, mutlak hakimiyet sahibidir.
yunus suresi 18:
allahı bırakıp, kendilerine ne zarar, ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve i̇şte bunlar allah katında bizim şefaatçılarımızdır diyorlar. de ki: siz, allaha göklerde ve yerde onun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz!? o, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.
aynı teoriyle gidildiği taktirde, herkesin hz. adem'den geldiği ve hz. adem'in de allah'a inandığı ve herkesinde modern bir şekilde tanrıya taptığı gibi saçma bir sonuca ulaşılabilir, yada hristiyanların modern paganizme tapdıklarının yahut türklerin modern şamanizmi yaşadıklarının..
islamın maneviyatının öncelikli olmasının unutularak ve sırf arapların dini kabul edilerek muhtemelen bir batılı anti-islamcılar tarafından ortaya atılmış teori.
gayet mantıklı bir açıklama, bunun gibi bir çoğu var.
okuyup, görüp hala inanmaya çalışmak imanın güçlü olduğuna değil, zekanın düşük olduğuna delalettir.
alevi olduğu için benim için tartışma konusu bile olamaz söylenenler.
hz ali (ra) camide öldürüldü diye camiye girmeyen insanlar, sürme haşa; tuvalette öldürülseydi ne bok yiyecektiniz.
kurana inanıpta namazda değişim yapanlar da bunlar. 5 vakit yazıyor mu yazıyor. ötesinde neyi nasıl tartıyorsunuz ben hala anlamıyorum. kendi içlerinde bile birliği sağlayamamışlar birbirini tutarlar ama gerisinde çok fikir ayrılığı yaşıyorlar.
napak inanak mı şimdi yani?
takvimi ay takvimi, ilahı ay ilahı, sembolü ay sembolü, tapınışı ay tapınışı olan dolu müslümanların zilyon kere söylememize rağmen hala inatla yazdıklarımızı, kaynaklarımızı görmeden bize ateist deme cüretinde bulunduğu ama reddedemedikleri gerçektir.
bir kez daha.
ateist, deist, politeist, hristiyan, yahudi, putperest, müslüman falan değilim!
peygamberimiz dedikleri adamın olup olmadığı bile belli olmayan bir kaç tane kıla tapınırcasına inanan, uğruna gözyaşı dökenlerin aksini iddia ettiği olgudur.
sakal organiktir. ve organik olan şeyler hatta organik olmayan şeyler zaman içinde yok olur. kimbilir kimin kılına tapınıyorsunuz demek gerekir bu ağlayan şuursuzlara.
Kadının kapanması aslı itibariyle kandan kaynaklanmaktadır. Mehmet akif ersoy un da belirttiği gibi bu kült afrika ve uzakdoğu dinlerinde ortaya çıkmaktadır. Kadın doğurgan olduğu şçin afrika da kapatılırken antik japon inanışında toprağa değmemesi için özel olarak yapılan yerden yüksek odalarda karanlık içinde güneş yüzü görmeden yaşamaktadır. Kadın islam öncesi araplarda da lanetlidir. Doğan bebeklerin kız olması durumunda canlı canlı gömülmesinin sebebi budur. Aynı düşünce tarzını islam da da görürüz. Hatta kadına birey değil günah kaynağı olarak bakılmaktadır. Bu muhammed hadislerinden birisinde şu şekilde gün yüzüne çıkar.
"allah altını ateşle, kadını altınla, erkeği de kadınla test eder..."
islamın putperestliğin devamı olduğunun kanıtlarından yalnızca birisidir bu.
islam anlayışının değişik algılanması sonucu gökte tanrı, gökte cennet, cehennem, kanatlı melekler düşünen ve bunlara tapınan modern putperestlik görüşü maalesef doğrudur. aslında islamın anlatmak istediğinin aşağıdaki şiirde belirtildiği gibi olduğuna inanıyorum. doğrusunu allah bilir.
gönül sende, sevgi sende, yar sende
sen de ara, sen de seni bul gardaş
mürşid se...n de, rehber sen de, pir sende
sende ara, sende seni bul gardaş
şehir sende, yayla sende, köy sende
nehir sende, derya sende, çay sende
yıldız sende, güneş sende, ay sende
sende ara, sende seni bul gardaş
isa sende, musa sende, tur sende
çözülmeyen gizli gizli sır sende
hakkın büyük hazinesi var sende
sende ara, sende seni bul gardaş
der hüdai, akıl, ilim, fen sende
dünya sende, ahret sende, han sende
allah sende, kur'an sende, din sende
sende ara, sende seni bul gardaş.
hudai.
buradaki temel sorun, dinin Allah(cc)'ın katından insanlara indirilmiş bir vahy olduğu mu, yoksa dinin peygamber olarak tanımlanan insanların zihninden çıkmış bir kurgu olduğu mu sorunudur. Yaratıcı veya öbür dünya inancı olmayan insanlar, dinin tarihsel ve sosyolojik öncesi olan bir kurgu-yapı olduğunu iddia ediyor. Biz Müslümanlarsa onun Allah(cc)'ın katından peygamber efendilerimiz(as) aracılığıyla, çeşitli dönemlerde, değişik formlarda, bize indirildiğine inanıyoruz.
Bu açıdan bakınca farklı kültürlerdeki islami nosyonlar bizi şaşırtmaz çünkü dinin buna cevabı, daha önceden de farklı toplumlara farklı tarihlerde peygamber gönderildiği ama bu toplumların vahyin orjinal halini zaman içinde tahrif ederek esas duruşundan uzaklaştırdığıdır. Fakat bu konuda Kuran'da zikredilen peygamberlerden başka, kesin bir isim bilmediğimiz için, net konuşamıyoruz.
ama esas nokta, bana göre, kişinin imanını bilgisine değil, bilgisini imanına adapte etmesidir. Yani, birey önce inanıp inanmadığına karar verir dine, sonra ona göre bilgi kaynaklarını kullanarak kendi inancını veya inançsızlığını güçlendirmeye çalışır.
Sanayi devrimine kadar asırlar boyunca ezilen ve yerlerinden edilen avrupalı kavimlerin içlerindeki sevginin ürünü olan benzetmelerdir. en basit sevgi örneklerini osmanlı ve türkiye kelimelerinin ingilizce anlamlarına bakarakta görebilirsiniz.
ingilizce ki eski bir dildir ama türkiye ingilizce'de hindi ile aynı anlama gelen turkey kelimesi ile ayrıca osmanlı kelimesinin karşılığıda minder anlamına gelen ottoman ile eşdeğerdir. *
Hal böyle iken varolan türk düşmanlığına eklenen islam düşmanlığı ile tutucu hristiyan olan avrupalı kavimlerin islamiyet ve türk düşmanlığını baz alarak ortaya çıkardıkları asılsız ve salakça benzetmeleri bir matah sanmak bu salaklıklara ortak olmaktan başka birşey değildir.
her neresinden tutulursa elde kalan iftiralar yumağı.
önemli olan bir iki noktaya değinmek istiyorum haddim olmayarak;
özellikle hz. muhammed(s.a.v) zamanında ki arap toplumunda tek bir çeşit dini inanış değil değişik inanış şekilleri mevcuttu. şöyleki; o zamanın hıristiyan ve musevilerini(yahudiler) bir tarafa bırakırsak, hz. ibrahim(a.s) in hanif dinini yaşayan insanlar mevcuttu. birde diğer kesim vardıki bunlar değişik versiyonlarda değişik tahrifatlara uğrattıkları bir din yaşamaktaydılar. özünde muğlak bir allah(c.c)-tanrı inancı vardı (bkz: zuhruf 9)
fakat tahrif edilmiş şirk bulaşmış tanrı inancı.zaten genel isimleri (bkz: müşrik) tir yani (bkz: allah) a ortaklar edindirmektir.
mevcut putlarda bu işte kullanılan aracılardan ibaretti (bkz: telli baba türbesi).yoksa putlara tapınma esasında inandıkları tanrı ya yardımcı, aralarında aracı gibi bir rol etfedilmişti.
mevcut toplumun bir kesiminde de şimdilerdeki ateist bir inanış vardı, bunlar genelde yemen kökenli inanışlardı vede toplumun kodaman kesiminde yaygındı.
(bkz: çok tanrılı dinler)de daha başka bir konudur.
islamın son kitabı kuran mevcut yapıyı bize anlatmakta ve islamın o zamnadaki toplumun inanış biçimleriyle kendi arasındaki ayrımı ilişkiyi en kesin ifadelerle açıklamaktadır.
hal böyleyken ve beyan varken bir takım saçma ispatsız bağlantılar kurmaya kalkışmak inkarcıların sonuçsuz kalmaya mahkum üfürükleridir.
insanların tanrılarına ibadet için kullandıkları fiziken varolan ve genelde başka insanlarca ya da kendilerince yapılmış olan herhangi birşeydir. kabede put denilen şeylerin çoğu heykel değil bildiğin taştı kayaydı.
bu tanıma göre de, allaha ibadet için zamanında yapılmış bir binanın çevresinde dönüyor önündeki taşı öpüyor isen, bunun 1500 yıl önce yaşamış ve kabeye gidip çevresinde dolanıp içindeki kayayı öpen adamdan farkı nedir?
mensubu olmanın en başta gelen şartının "la ilahe illallah (allah'tan başka ilah yoktur) muhammedün resulullah" demek olan ve tevhid konusunun ısrarla vurgulandığı bir dine zorla ve ısrarla "putperestlik" yamamaya çalışarak kötüleme çabası bir iftira ifadesidir.
şimdi bu kabede ibadet etme olayını arap kültürüne bağlamışlar ama kabeyi yapan kişi ibrahimdir. ayrıca araplar putperestkende namaz kılarlardı, 5 vakit değil yada bu gün ki gibi değil ama kuranda belirtilmiştir arapların dinini bozduğu. vermek istediğim bilgi şu ilk namaz kabede kılınmıştır hz ibrahim tarafından ve bir çok mumine farz kılınmıştır. zamanla araplar ve bir çok din insanlar tarafından bozularak farklı şekillere bürünmüştür. bu sebeple dünyanın neresine giderseniz gidin daha önceki yaşamış olan insanların dinlerinde islamın izini bulacaksınız çünkü allah hiç bir bölgeyi sahipsiz bırakmamış zaman zaman peygamberler ile insanları yönlendirmiştir. islamla beraber allah dinimi tamamladım demiştir yani din eğitimi verilmeye hz.muhammed doğmadan çok önce başlamıştır.
hindistan brahmanlarına paramunlarına , türk gök tanrı dinine , sümer dinine , yunan mitolojisine , hristiyanlığa , yahudiliğe yada venezuella dağlarına çıkın eski inançların içinde bugun ki islamın izlerini bulacaksınız.
kendilerine (doğruları) açıkça anlatılabilmesi için, her peygamberi yalnız kendi halkının diliyle gönderdik (ibrahim suresi, ayet 4 )
zorla müslüman olma olayına gelince türkler kılıç zoruyla din değiştirecek karakterde bir millet değildir. (bkz: türk tarih)
son olarak ilk müslüman olanlarda karahanlılar filan değildir hani , müslüman türklerin kurduğu ilk türk devleti karahanlılardır. ayrıca belirtmekte fayda var karahanlılar 840 yılında kurulmuştur işin ilginç yanı türkler islam içinde o kadar etkindirler ki 865 yılında mısırda bir müslüman türk devleti kurarlar.