avrupada anti-faşist ve multikültürlülük yanlısı güruhun zekası ve mentalitesini anlayabilmek açısından önemlidir. zamanında izlemiştim bu belgeseli hatta islamafobia başlığına da bu belgesel üzerinden yazmıştım yazacağımı. buraya da yazayım.
bu kadar çarpıtılan bir şey olamaz, bu kadar üste çıkmak olamaz. cihat nedir? islamın şartıdır değil mi, peki 8 yaşındakı kızını çarşafa sokan babanın cihata bakışını da tahmin edebiliriz. şimdi sorarım size: amerikada yaşayan bu babanın önyargılı yaklaşılmaktan yakınma hakkı var mıdır? bunun gibi bir ton zırva.
şaklabanlık fransada da devam ediyor belgeselde. çok iyi hatırlıyorum belgesel "bir grup milliyetçi miting çıkışı bir kebapçıya saldırarak vatanını kurtardı" gibisinden buram buram taşak kokan bir lafla bitiyordu. merak etme sen paşam o günler zaten çok uzak değil.
belgeselden ne anladık peki : müslümanlar süperdir, kendi halinde yaşarlar. islamafobikler ise hayatında hiç müslüman tanımamış önyargılı kişilerdir. hatta cihat kavramını da onlar uydurmuşlardır.
Avrupa'da yaşamış biri olarak diyebilirim ki ordaki müslümanları görünce müslümanlığın kendisinden bizzat tiksinir oluyorsunuz. ordaki islam kafa kol bacak kesme adam asma veya taşlayarak oldurme şeklindedir. islamofobya diye birşey yoktur, çunku olay islam korkusu degil aksine islam nefretidir. başbakanımız sagolsun burdaki islamdan da nefret eder olduk milletçe.
