olmayan olgudur. fakat emeviler sağolsun arap milliyetçiliği ile islamı öyle bir hale sokmuşlardır ki, kuran-ı kerim sanki büyülü sözlerden oluşan bir dua kitabı, ancak ve ancak arapça okunması gereken ve ne söylediği hakkında sofulara danışılması gereken bir kitap olmuştur.
işte bu yüzdendir ki müftüler, hocalar, mollalar yüzyıllarca bu ümmeti idare edebilmiştir. işine geldikleri her şeyi uyduruk kaydırık yollarla bir şekilde islama mal etmişlerdir.
kuran-ı kerim'i okuma ve anlamada yani allah ve kul arasında hiçbir aracı yoktur. allah insana şah damarından daha yakındır.
işin garibi bunu okumuş, bilgili, aydın olduğunu iddia eden kesim de böyle algılamakta ve islamda sanki bir ruhbanlık sınıfı varmışcasına eleştirilerini yapmaktadırlar. sanki gerçekten kuran da bu tarz aracılara izin varmış gibi yazar çizerler.
işte en tehlikesi budur. halkımız zaten bu molla takımı yüzünden kuran'ı eline bile almaya çekinirken, okuyan kesimin de bu şekilde üstlerine gitmesi çok anlamsız. oysa ki bir kuran-ı kerim kendi ifadesi ile "alemlere bir öğütten başka bir şey değildir". okuyan anlayan öğüt alır, istemeyen de okumaz. okuyan ne anladıysa kuran o dur. bütün o tefsirler, risaleler tek bir insanın görüşünden başka bir şey değildir.
asıl olan kişinin kuran'dan ne anladığıdır.
kuran mezar başında okunan, hastalara şifalı sözler içeren bir büyü kitabı değildir. ama bakınız bugün insanlar hastaları başında yasin-i şerif okur, mezarlarında yasin-i şerif okur. ama bunu "öğüt almak" için değil, öte alemlerle iletişim kurup hastaya şifa, ölmüşe rahmet almak için yaparlar.
bu mantıktaki insanların kötü niyetli mollalarca kandırılmaları tabi ki doğaldır. hele ki o molla "inna habisi fecahül" falan diye de başlarsa allah muhafaza... ölüme bile giderler ne dediğini anlamadan.
islama işte bu çakma ruhbanlığı emeviler sokmuştur. onların arap milliyetçiliği yüzünden kuran'ın arapçadan başka bir dile çevrilmesi uzun yıllar yasaklanmıştır ve insanlar mesajını bile soğru dürüst anlamadıkları bir dinde yaşar olmuşlardır.
kendini aydın, okumuş olarak gören birisinin görevi ise, işte bu gerçeğin farkına vararak, "on yaşındaki kızlar evlenebilir" fetvasının ardından islama ya da kuran'a değil o fetvayı veren hastalıklı beyini ve islama sonradan eklenen bu hurafe sistemleri eleştirmektir.
kuran-ı kerim'in mesajını anlamadıkça ve onu yaşamadıkça daha çok böyle mollarla başımız derttedir. gerçek islam allah ile kul arasına peygamberi bile sokmazken, bugün insanlar, peygamberin hırkasını ya da sakalının telini görmek için izdiham yaratıyor. işte bu hurafedir, günahtır. ama gel de anlat. çünkü onlar, kendi idrak ettikleri değil, başkalarının onlara anlttığı bir dini yaşıyor. namazda okudukları surelerin anlamını bilmeden yatıp kalkıyorlar.
yoktur ve gördüğüm kadarıyla 1000 yıllık ehl-i sünnet islamlığı topraklarında vehhabi misyonerlerinin oldukça dikkatini çeken konudur.
dünyada tüm fetihleri yapan üç islam devleti vardır. bunlardan biri emevi devleti diğeri selçuklu devleti bir diğeri de osmanlı devletidir.
bunun dışında şiiler müslümanları arkadan rahatsız etmekten hatta yeri gelince saldırmaktan başka işe yaramamış, islama değil hizmet etmek zarar vermişledir.
200 kadar yıllık tarihi olan ingiliz yapımı bir islam (!) mezhebi olan vehhabilik ise bizim önümüzdeki yıllarda arabistan'ı eyaletimiz yapmamız üzerine kısa sürede tarihe karışacaktır.
unutulmasın...
burası hep sünniydi, siz sonradan geldiniz.
mezarlarında birer fatihadan başka bir şey istemeyen müslümanlara daha fazla saygısızlık da yapılmasın, allah indindeki tek din olan islam dinine bu kadar da saldırılmasın.
yoktur olmamalıdır . tamamen islama ters bir cümledir söylemdir.
fakat islamda peygamberlik vardır allah ile kul arasına peygamberi sokan da allahtır.
din bilğisi olmadan kendi kafasına göre kendi felsefesine göre dini yorumlamak da ruhbanlık kadar tehlikelidir.
ve daha onlarcası.. malesef dindarlar bunlara prim veriyor. bunlara inanıyor. allah'a dua ederken geylani hazretlerinin sesiyle sesleniyorum diyor. ve ben dindarım diyor. sen de çıkıp "hop ne diyosun yaprağım sen" diyemiyosun. çünkü hem şaşırmışsın hem de o senden daha dindar gözüküyor.
