tarih derslerinde talas savaşı ve bu meyandaki konuların anlatımı sırasında öğretmenin genelde beyan ettiği önermedir. duyulduğu sırada bünyede hem yaşın gereği olarak hem de arka sıralarda dersin kaynatılıyor olmasının da etkisiyle pek dikkat edilmez. türklerin islamiyet ile olan ilk tanışmalarının devamında beyan edilen bu cümle her devrin iktidarı sırasında tarih kitaplarında yer bulmuştur.
not: biliyorum sizde bu başlığı polemiğe çevirecek güç var. ilk tahminler olayın önce göktanrı inancına, mani inancına, hazar türklerine, sonra sırasıyla türklerin savaş sanatına, peygambere ithaf edilen bir hadise, daha sonra sırasıyla laikliğe kadar uzanması, oradan turan dursun ve son olarak da türban ve akp merkezine kitlenmesi. yürüyün aslanlarım. kim tutar sizi?
türklerin zaten mevcut bir dini varken ve bu dini yaklaşık 1000 yıldır yaşıyor olmalarına rağmen bir anda islam güneşi ile yıllardır içine düştükleri karanlıktan aydınlanmalarıdır bu. Düşünsenize tüm kültürünüzü oluşturduğunuz, ananızdan babanızdan öğrendiğiniz, işin kötü tarafı tüm devlet törenlerin sıkı sıkya bu dinle ilişkili olduğu bir dine mensupsunuz ve bir anda bir savaşta taraf bulamamanın getirdiği arayışla bunca yıllık kültürün size uymadığını düşünüyorsunuz. Sanki bu kültür 1000 yıl önce uzaylılar tarafından getirilmiş gibi.
belki de geçmişten gelen birşey olduğu için türkler' i başka bir dinde düşünememenin getirdiği bir düşüncedir. ama türkler olarak genellemek de ne kadar doğru tartışılır tabi. kişisel olarak bu düşünceyi savunmak daha mantıklıdır. çünkü kimi türk bu düşünceye katılırken kimi katılmaz ki türkiye' de din değiştirenlere sıkça rastlanır. hani belki başka bir dinden geliyor olsaydık o zaman o dinin bize en uygun olduğunu düşünürdük. işte o yüzden bu sözü genelleyerek ve her şekilde kesinlikle doğru olduğunu savunmak hoş değildir.
islamiyeti değil de hıristiyanlığı tercih eden türkleri düşünecek olursak bir bakıma evet islamiyet, türk milletileri için en uygun din olarak görülebilir.
macarlar ve diğer türk boyları, islamiyeti seçmedikleri için bir zaman sonra türk kimliklerinden sıyrılmışlar ve başka bir millet olarak anılmışlardır.
öte yandan islamiyetle tanışan ve müslüman olan bizlerse bu dini tercih ettiğimiz için araplaşmamış, aksine tarihe "türk" olarak adını yazdırmış ve yazdırmaya da devam etmekteyiz.
ama burda bu konuya farklı bir bakış açısıyla da yaklaşılabilir, yani araplaşmış kuzey afrika ülkeleri islamiyetle tanıştıkları için araplaşmışlardır tamam ama bu, islamiyetle ilgisiz bir durum olup, onların her birinin millet kavramından çok ümmet kavramıyla bir arada bulunmalarından ileri gelmektedir.
din önemli bir olgudur evet ama toplum eğer insanlık tarihinde adını yazdırmışsa bu salt din sayesinde değildir, millet olabildiği ölçüde ismini, soyunu sürdürebilir.
makarnanın en güzel yemek olması gibi birşeydir. kişisel bir genellemenin boyutları genişletilmiş şeklidir. her genelleme gibi ne kadar doğrudur her zaman için tartışmaya açıktır.
toplumun böyle düşünmesindeki asıl nedenin "ben babamdan böyle gördüm" felsefesi olduğu düşünülür kimi insanlarca. bu doğru bir yargı olabilir, aynı zamanda tüm yargılar gibi eleştiriye açıktır.
din oldukça hassas, çok boyutlu ve seçici değişken olduğundan heralde, birçok genelleme, eleştiri vb. vardır hakkında. hayatın bir gerçeği oluşu vareder belki de bu tartışmaları.
türkler tek yürek olmayı, birleşmeyi pek beceremeseler de geçmişte ırksal birleşmelerin olduğu görülmüştür. ancak türk çıkarları için tek yürek olan türkler aslında farklı farklı yüreklerdir. alışkanlıkları, düşünceleri, hayata bakış açıları farklıdır.
insanlığın bu denli dar açılı pencerelerde ele alınabilecek kadar basit olmayışı, genellemeyi eleştirmeye sürüklüyor insanı ister istemez. insana bir nevi kısıtlama getirdiği izlenimine rahatlıkla varılabilecek bu genellemenin gerçekten türkleri yansıtıyor mu sorusudur sanırım kilit noktası. yansıtıyorsa islamı seçmeyen türklere türk demeyecek miyiz? yansıtmıyorsa genelleme olmaktan çıkan bu kavramın yeni adı ne olacak?
eğer kendi halinde bir genellemedir deyip masumane yanlarını görmeye çalışırsak üstünde pek kafa patlatmamız gerekmez. ciddiye alıp kafa yorarsak bu genelleme üzerine, doğuracağı sonuçlara göğüs gerebilir miyiz acaba? malum din hassas bir konudur ve üzerine oluşturulmuş tüm genellemeler biraz eksiktir.
sonuç olarak bu bir genellemedir. her genelleme kadar eksik, her genelleme kadar yanlıştır. bu tip konuları genellememek lazımdır.
islam dini elbette tüm topluluklara, ırklara, kavimlere ya da milletlere her neyse, en uygun dindir. sonuçta mantık dinidir. fakat islamiyetin bize en uygun din olması kültürümüzle iç içe olması ve kültürümüzün evet dediği bir şeye hayır dememesidir. ki din kültürü ve ahlak bilgisi dersi'de bu amaçla bir aradadır, ahlak, örf, adet ve din iç içedir bizim toplumumuzda bir birinden ayıramazsınız. ayırmaya kalktığınızda da çok şeyler kaybeder bu toplum.
doğru bir söylemdir. türklerin islamdan önceki dinlerine bakıldığında "gök tanrı" inancına sahip olması nedeni ile, yani bu demek oluyor ki o zamanlar o kadar abuk subuk şeye tapılan bir zamanlar olduğu halde bir tanrının olduğuna inandığı için türkler, islamın gelmesi ile çok rahat bir şekilde kitleler halinde islamı seçmişlerdir. bir diğer unsur ise gök tanrı inancı ile benzer yönleri olması dolayısı ile yine islama geçişde rahatlık sağlamıştır dolayısı ile doğru bir önermedir. burdan çok farklı yaklaşımlar çıkabilir mesela islam gelmeden önce tek tanrıya inanan türklerin ne kadar akıllı ve zeki bir soy olduğu gibi herkes tarafından zaten kabul edilmiş bir olgu tekrar hatırlanabilir. gelmiş geçmiş en büyük arzularından biri yurt tutma arzusuda islamla gerçekleşmiştir. osmanlı'nın kurucularından ertuğrul gazi beyimizin babası cennetlik gündüz alp beyimizin en büyük arzusu yurt tutmaktı. o zamanlar büyük selçuklu devleti vardı ama göçebe toplulukların belirli bir toprağı yoktu. savaşçı bir millete sahip olmanın getirdiği onurla neredeyse bütün dünya topraklarında at koşturan türkler bu yüzden devlet kurmada pek sağlam olamamıştır ama islamın gelmesi ile insana verilen değer daha da artmıştır ve toprak almak yerine elinde bulunan toprağı korumak düşüncesine geçilmiştir. ( zaten vardı daha da arttı) islamın türklere en uygun din olması ziyadesinde şöyleb ri kanıda ortaya çıkabilir. türklerde islama uygun en iyi millettir. neden diye soracak olanlara söyleyeceğim şudur ki tabi islam bütün evrene gelmiştir fakat şu da unutulmamalı, islam geldiğinden beri islamın en büyük koruyucusu savunucusuda türkler olmuştur. şöyle demek sanırım yanlış olmaz, zaten islam ve türkler birbiri için yaşamış iki olgudur.
soyumuzdan binlerce masum insanın, araplar tarafından kıtır kıtır kesilmesi sonucu ortaya çıkan gerçeklik.
(bkz: uyan artık uyan)
(bkz: karanlık uykundan)
islamiyetin tek sahibi arap ırkının, türk ırkı ile benzeşmesi. e, araplar faşik, türkler faşik, ne kaldı lan, aşık? uyan aşık sabah oldu, aheste çek kürekleri, mehtap uyanmasın, uyanırsa sonra canlar yanmasın.
şaka bir tarafa, islam'ı kabul eden toplumlar arasında en güçlü olan toplum, türk milleti idi. harun reşit'ten sonra abbasilerin de ordu gücünü kaybetmesi ile ve abbasileri, şii büveyhoğulları'ndan kurtarması nedeniyle islam bayrağını, "sultanlığı" selçuklular devralmıştır. ve bu zamandan sonra sultan v. reşat'ın, ingilizler tarafından arapların kandırılması ile başarısızlığa uğratılan "cihat" çağrısına kadar liderliği türk milleti sürdürmüştür.
bu süre zarfı ise yaklaşık 1000 yıllık bir zamana tekabül eder ve tek tük istisnai durumlar haricinde türk milleti, islam ile bir bütün teşkil etmiştir.
ha, ispatını soracak olursanız; ergenekon devrinde, çinliler, türkleri kestiğinde, konfüçyanizm kabul edilmemiştir. uygur devleti zamanında kabul edilen maniheizm, göktürkler'in son zamanlarında yavaş yavaş baş gösteren bir akımdı ve hiçbir zorlama altında kalmadıklarından maniheizm'e geçildi. şu an ise - halen çin baskısı altında yaşamaya çalışan - uygur türkleri, müslüman bir toplumdur. "doğuda kingan dağları'ndan, batıda hazar denizine kadar", türkistan topraklarında genelde göçebe, yer yer yerleşik olarak yaşayan türkler'in hepsi de "kesilmediğine göre"...?
evveliyatın'da herzaman tek tanrı'ya inanmış belli örf ve adetler'le ilerlemiş
kadına söz hakkı vermiş, sapkınlığa düşmemiş bir ırk'ın müslümanlığa geçmesi
kadar normal birşey yoktur.
"madem o kadar iyidiniz aranızdan neden bir peygamber çıkmadı" der çoğu bilinçsiz insan
zaten her yönü ile mükemmel bir ırk'a neden bir peygamber gönderilsin ki
allah diye bir olgu'nun olmadığı dönemler de bile varmışçasına hayatını idame ettiren
bir ırk'a neden peygamber gönderilsin ki
islamiyet'in istediği ile Türklerin yaşam tarzı zaten birebir uymaktadır.
bu yüzden Türklerin islamiyet'i seçmesi kadar normal birşey olamaz.