Kendileri mağdur edebiyatı yaparak aynı zamanda başkalarını mağdur eden kesimin reddedeceği gerçektir. Bu öyle bir kesimdir ki; türbana özgürlük der ama başı açık kadına perdesiz ev benzetmesi yapar, insanların protesto hakkını kullanmaları durumunda onların katlini emreder, kendi ceplerini fakirden aldıkları ile tıka basa doldurur, kendi ülkesinin standartlarına bakmadan sigarayı açık alanda yasaklamaya çalışır, kadın-erkek ilişkilerinde çarpıklıktan bahsedip haremlik-selamlık üniversite hayatına zemin hazırlar, memleketi satar, hattâ gözü öyle bir dönmüştür ki türk telekom'u bile özelleştirir, deprem vergilerinin faili meçhul kaybına "duble yol yaptık biz onlarla eheh" der; arsızdır zira. Bu öyle bir noktaya gelmiştir ki; kendi çıkarları için bu kesime alkış tutanlar insanlığından utanmalıdır.
Sen gel, kimsenin hayatına karışmıyoruz de, sonra 1+1leri, alkol satışını yasakla. Biz de yedik.
