Samanyolu TV'de yayınlanan yemek programında şartları belirlenen husus. Programda izleyicilerden çay demlemeden önce abdest alınması ve 25 kere estağfurullah denilmesi ve salavat getirilmesi istenmiş.
Oğlum, adam mı öldürüyoruz, günah mı işliyoruz? yoksa çay mı demliyoruz...
Bunu "dindar nesil" diye yutturmaya çalışıyorsanız bunun adı dindarlık falan değil...
Gazetevatan'ın haberi şöyle devam ediyor: "Şair Tuncer, önce abdest alınmasını, mutfağa da sağ ayakla ve salavatla girilerek, Niyet ettim Allah rızası için çay demlemeye. Yarabbi şu ateşin bu suyu kaynattığı gibi, gönlümüzü de aşkının ateşinde pişir denilerek Niyaz edilmesini istedi. Program sunucusu aşçı Oktay Aymelek de, Ben zaten abdest almadan mutfağa girmem. Çayı da meneviyatla birleştireceğim. Bundan sonra ben de salavatlar eşliğinde çay demleyeceğim, dualar çok dedi." http://haber.gazetevatan....-demleyin/429614/11/Haber
"Niyet etmeden" çay demlenmiyor mu? Çay demlemek amacıyla mutfağa gitmek için ayağa kalkmanız zaten başlı başına bir "niyet" değil midir? Çay demlemenin "niyete tabi" olmasına neden olacak bir boyutu mu vardır?
Edit:imla
ÇAY DEMlemek bu kadar teferruatlıysa sevişmeye başlamadan önce yapılması gerekeneler listesinin uzunluğu hakkında merak uyandıran haber.
(bkz: hanım suyu ısıt olmadı çay demleriz)
biri kalkıp ''islami usullere göre sıçtıktan sonra 237 kere salavat getirilmelidir, yoksa sıçtığın bok uzunluğunda bir zenci penisi cehennemde 237 kere götüne girecektir'' dese, bunun islam'da olduğuna inanarak ''vay anasını nasıl bir dine inanıyorlar bunlar?'' diye sorabilecek düzeyde insanlar olduğunu göstermiş haberdir.
olmayan şeydir. serdar tuncer, böyle yaparsanız daha güzel olur diye fikrini söylemiş, her işi besmele ve güzel niyetle başlamanın öneminden bahsetmektedir. gerçekten inanan bir insan hayatını şöyle bir gözden geçirdiğinde "inşallah" kelimesi ile başlamadan bir cümle kurduğunda o işin genellikle olmadığını görecektir.
yoksa çay öyle demlenir diye bir şey yok. tabi ülke her koşuldan yanlış anlamalara müsaitken böyle bir söylemde bulunmak ne derece doğru tartışılır. müslümanım diyen insanın çayı böyle demleyene kadar yapması gereken çok şey vardır.
bazen tinerci olmam gerektiği konusunda beni ciddi ciddi düşündüren olay. hayır allah'ın gözüne girmek için böyle salaklıklar yapmak gerekiyorsa bence hiç gerek yok çünkü insan kendisine olan saygısını kaybeder. git tinerini çek ama en azından kendine ve inandığın dine saygın olsun.
samanyolu tv de ise beklenecek bi durum olduğuna inandığım fazla kulak kabartılmamsı gereken saçmalaıklardan biri.
-şimdi bizim demleyip içtiğimiz o kadar çay yoksa söylemek bile istemiyorum.
samanyolu tv'de anlatılan tarife uygun hareket etmektir. en son iki yıl önce tv'de denk gelmiştim bu programa. yeşil elma programı canlı yayınlanıyordu hem de tam müslümanların cuma namazı kıldığı esnada. cumaya gitmeyip program yapan, yayınlayan oktay usta ve set ekibi mi selavatlarla çay demliyormuş ? güldürmeyin adamı.
çay demlemek için abdest alacağına, namaz kılmak için al oktay usta.
Yakında "Çaylarımız islami usullerle demlenmektedir" yazılı afişler görmeye başlayabileceğimize de delalet etmekte olan haberdir. Ayrıca "sen suyu koy, oldu oldu, olmadı çay demleriz" diyalogları sona erdirebilecek hadisedir.
1 adet toynak alıp sıcak suda hasladıktan sonra kurutulup cay ile harmanlanır.
daha sonra kutsal terkos gazozuna boca edilip servise hazır hale getirilir.
1 dilim ekmeği iki kelam güzel lafı islami koşullara göre paylaşamayanlar elbette çayı nasıl demliycez lan şimdi diye sorarlar
akabinde ve detayında.
Serdar Tuncer'in kanun niteliğinde değil, öneri niteliğinde ortaya koyduğu bir usüldür. Adam çıkıp islam'ın şartlarından biri de budur dememiştir. Ben böyle demliyorum güzel oluyor isterseniz deneyin demiştir. Mesela ben de tomurcuk atıyorum bazen bunu da deneyebilirsiniz.
--spoiler--
Kahvaltıya Paris'e gitsen modernsin, çaya salevatla gidince mürteci. Oğlum sizin beyniniz nerede la?
--spoiler--