islami oğuz kağan destanı

entry1 galeri0
    1.
  1. Türklerin islam Dinini kabul etmelerinden sonra, daha önceki sahifelerde ana
    hatları kısaca anlatılan Oğuz Kağan Destanı yeni baştan ve tamamen islami
    akideler ve motifler üzerine işlenmiştir. Gerek öz gerekse muhteva bakımından,
    her iki rivayet arasında büyük farklar bulunmamaktadır. islami akidelere göre
    yeniden düzenlenen bu ikinci destan, birincisinden sonra geçen zamanın bir kısım
    hadiselerini de işlediği ve Oğuz' un doğumundan öncesine bir başlangıç tesbid
    ettiği için ilgi çekici bir hüviyete bürünmüştür. Bu rivayetde, yeni bir dine ve
    bu dinin kültürünün tesirine giren bir milletin, daha önceki yaşayış tarzından,
    duyuş ve düşünüş sisteminden ayrılmamasını, büsbütün kopmak istememesi veya
    kopamaması açıkça belli olmakta ve o günlerini yeni düşünüş sisteMine göre
    ayarlamak isteyişi görülmektedir. Nitekim, bu rivayetde milletin, kendini Türk
    adıyla Hazreti Nuh' un oğullarından Yafes' e bağlayışı, islami düşüncenin
    peygamberler mankıbesinde kendisine bir yer bulma çabasıdır.

    Oğuz Kağan Destanının islami rivayeti on üçüncü yüzyılda yazıya geçirilmiştir.
    Bu yüzyıl tarihçilerinden Moğol Tarihçisi reşiddeddin Cami üt-Teva-rih adlı
    eserinden Fars diliyle; Ebul Gazi Bahadır Han ise, Şecer-i Terakime adlı
    eserinden Türkçe olarak destanı kaydetmiştir.

    Destan

    Peygamberlerden Hazreti Nuh' un oğlu Yafes' in Türk adında bir oğlu vardır. Türk
    Milletinin ceddi bu zattır.

    Babası Yafes ölünce Türk, Isık Göl çevresinde yerleşir, ilk çadırı yapar ve
    Türkler ondan ve onun çocuklarından türer.

    Fakat Türkler önceleri hak dinini bilmezler, puta tapmaktadırlar; Hak dininden
    çıkmış, sapıtmışlardır. Kara Han Türklere hakan olduğu çağda ise büsbütün
    azıtmışlar ve toptan kafir olmuşlardır.

    Hal böyle iken Kara Hanın bir oğlu olur; aydan da güneşten de güzeldir. Üç gün
    üç gece ana sütü emmez. Üç gün üç gece anasının düşüne girer. Düşlerinde
    anasına:

    -Hak dinine gir; Hak dinine girmezsen ben senin sütünü emmem, der.

    Oğul bu, anası oğluna dayanamaz, müslüman olur. Kimseye de bir şey söylemez,
    müslüman olduğunu sezdirmez.

    Kara Han, oğlu bir yaşına basınca, o zamanki Türk adeti üzere, bütün ülkeye
    haber salıp, şölenler verir. Şölende bir ara:

    -Beyler ve şölen halkı düşünüp bir ad ararken çocuk dike gelir:

    -Benim adım Oğuz' dur!.. diye bağırır. Herkes şaşırır.

    Oğuz' un kendi kendine verdiği adı herkes kabul eder.

    -Bundan daha güzeli olmazdı, derler.

    Oğuz' un falına bakılır, çok uzun ömürlü olacağı, şanlar şerefler kazanacağı
    anlaşılır. Şölen biter, herkes evine, yurduna, yuvasına dağılacağı sırada çocuk
    Oğuz:

    -Allah!.. diye bağırır.

    Duyanların hepsi şaşırır, çocuğun ne dediğini anlamazlar. Çocuğun konuştuğu dili
    bilemezler.

    Oğuz büyür. Evlenecek çağa geldiğinde babası Kara Han, oğluna, kendi küçük
    kardeşinin kızı Özhan' ı almak ister. Oğuz da buna razıdır ama, amcasının kızını
    bir köşeye çekip, eğer dinini kabul ederse kendisiyle evlenebileceğini aksi
    halde evlenmeyeceğini söyler. Oğuz' un amcasının kızı Özhan teklifi kabul etmez.
    Oğuz da onunla evlenmez, ondan ayrı yaşar.

    Bir gün ava çıkar. Dönerken bir su kenarında en küçük amcası olan Gürhan' ın
    kızını görür, kızı sever, kanı kaynar. Onu da bir kçşeye çekip ve Hak dinini
    kabul etmesini Ulu Tanrıya iman eylemesini ister; dediklerini yaparsa kendisiyle
    evleneceğini de söyler. Kız:

    -Senin yolun köötü yol değildir, kabul ediyorum; deyince Oğuz dönüp babasına
    gelir ve en küçük amcası Gürhan' ın kızıyla evlenmek istediğini anlatır. Büyük
    bir şölen sonunda evlenirler. Oğuz, karısını pek çok sever.

    Ama bir gün Oğuz' un müslüman olduğu, doğarken müslüman doğduğu anlaşılır. Oğuz'
    un avda olduğu bir gün, babsı Kara Han, ülkesinin bütün ileri gelenlerini
    çağırıp meşveret kurar. Durumu anlatır. Herkes hiddetlenir ve kimse bu işi kabul
    etmez. Sonunda, Oğuz' un ardından adam gönderip o avda iken öldürtmeğe karar
    verilir. Fakat karısı kararı öğrenmiştir. Oğuz' u çok seven bir yiğidi haberci
    salar ve Oğuz' u durumundan haberdar eder.

    Haberi olan oğuz, kendisine sadık kalan ve onu sevenleri etrafına toplar.
    Babasının üstüne yürür. Savaş olur. Oğuz galip gelir. Bu sırada nereden geldiği
    bilinmeyen bir ok Kara Han' ın yüreğine saplanır ve onu öldürür. Kara Han' ın
    ölümü üzerine de Oğuz, Han olur. Milletini Hak dinine davet eder, kabul edenler
    ülkede kalır, kabul etmeyenler ülkeden sürülür. Birliği kurar. Herkesi kendi
    bayrağının çevresinde toplar. Çürçitlerin üstüne yürür. Çok kanlı savaşlar olur.
    Sonunda taşınamayacak kadar ganimet elde edilir. Ordunun içinde Kanglı adında
    biri çıkıp Oğuz onun adını ondan gelen soya verir.

    Savaşlar birbirini kovalar; savaşlar ulaşmak için yollar, dağlar, akar sular
    geçilir. Bu esnada ortaya çıkan her zorluğu akıllı bir kişi ortadan kaldırır ve
    duruma göre ad verilir, bu adlardan yeni soylar başlar.

    Sonunda Oğuz Moğollarla savaşıp onlara da Hak dinini kabul ettirir. Daha bir çok
    ülkeler fethettikten sonra öz yurduna döner, yaşlı danışmanı Irkıl Ata' nın
    tavsiyesine uyarak, zaferlerinden dolayı Tanruya şükretmek için sayısız hayırlar
    yapar,ülkeleri imar edip şenlendirir, bağışlarda bulunur. 116 yıl hakanlık
    yapar. Sonunda Kurultayı toplayıp oğullarına nasihatlarda bulunur ve ülkesini
    altı oğlu arasında paylaştırır. Ondan sonra da ruhunu teslim eder.

    KAYNAK:Türk Destanları-M.Necati Sepetçioğlu
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük