her ne kadar yanlış olarak yorumlasamda, insani değerlerle olayı yorumlayınca bir sebep bulduğum ve az da olsa mantık katılabilecek durumdur.
diri diri gömmek gibi ağır bir ceza verilebiliyorsa bir insana, o derecede büyük bir beklenti veya sevgi olmak zorundadır kesinlikle bu kişiye bahşedilmiş.
haklı çıkarılabilecek tek yön budur, hayal kırıklığı. ihanet. ki, anne olabilecek kişilerin böylesi büyük hayal kırıklığına sebep olması veya aile terbiyesine ihanet etmesi olabilir islamca katlini vacip kılan.
" cennet anaların ayaklarının altındadır. " ben bile bu sözün bu kadar kolay söylenemeyeceği kanısındayım.
ancak can almak, hele hele böylesi barbarca bir yöntemle. tasrif etmiyorum.
islâm Dîni, kadın hakları üzerinde titizlikle durmuş ve kadını, hiçbir nizâm ve sistemin veremediği müstesnâ bir makâma sâhip kılmıştır. Nitekim Cenâb-ı Hakk Kurân-ı Kerîminde:"Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır." buyurmuştur.Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz de erkekleri, kadınların hak ve hukûkunu gözetmeye dâvet etmekte ve bu konuda: "Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâhtan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâhın bir emâneti olarak aldınız." buyurmaktadır.Başka bir hadîs-i şerîflerinde de: "Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben de ehline karşı en hayırlı olanınızım." buyurur.Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, erkeklere, kadınlara dâimâ iyi davranmalarını tavsiye ederek:"Müminlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır." buyurmaktadır.Vedâ Haccındaki meşhûr hutbesinde Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allâhdan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır.Bazı hadisler : (Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahü teâlânın size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim](Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Hz. Eyyüb gibi mükafatlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Asiye gibi sevaba kavuşur.) [i.Gazali](Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü teâlâ sever, rızklarını artırır.) [i.Lâl](En üstün mümin, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranan güzel ahlaklı kimsedir.) [Tirmizi](En iyi Müslüman, hanımına en iyi davranandır. içinizde, hanımına en iyi davranan benim.) [Nesai](Hanımına güler yüzle bakan erkeğin defterine, bir köle azat etmiş sevabı yazılır.) [R.Nasıhin](Hanımının haklarını ifa etmeyenin; namazları, oruçları kabul olmaz.) [Mürşid-ün-nisa](Hanımını döven, Allaha ve Resûlüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben olurum.) [R.Nasıhin](Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.) [i.Asakir] (Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri güzel olsun! itibar kazanmaları için en güzel hediyelerle ihsanda bulunun!) [Hakim](Kız çocuğunu güzelce terbiye edip, Allahü teâlânın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse, o kız çocuğu onun için bir bereket olur, Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur.) [Taberani] (iki kız evladına güzel muamele eden, mutlaka Cennete girer.) [ibni Mace] (iki kızı veya iki kız kardeşi olup da, maişetlerini güzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz.) [Tirmizi] (Çarşıdan aldığı şeyleri, erkek çocuklardan önce kız çocuklarına verene, Allahü teâlâ rahmetle nazar eder. Allahü teâlâ rahmetle nazar ettiğine de azap etmez.) [Harâiti] (Çarşıdan turfanda meyve alıp evine getiren, sadaka sevabı alır. Getirdiğiniz meyveyi, erkek çocuklarından önce kız çocuklarına verin! Kadınları, kızları sevindiren, Allah korkusundan ağlayan gibi çok sevap kazanır. Allah korkusundan ağlayana Cehennem haramdır.) [ibni Adiy] (Üç kızına, ihtiyaçtan kurtulana kadar iyi bakan, yedirip giydiren, elbette Cenneti kazanır.) [Ebu Davud] (Üç kız veya kız kardeşinin geçim veya başka sıkıntılarına katlananı, Allahü teâlâ Cennete koyar.) Eshab-ı kiramdan biri, (iki tane olursa da aynı mıdır?) diye sual edince, Peygamber efendimiz (Evet, iki tane olursa da aynıdır) buyurdu. Başka birisi, (Ya bir tane olursa?) diye sual etti. Cevabında buyurdu ki: (Bir tane de olsa gene aynıdır.) [Hakim, Harâiti]...
Kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır." buyurarak daha yedinci yüzyılda yüzyirmi dört bin müslüman hacı namzedine karşı, kadınların haklarını ilk olarak açıklamışlardır.Başka bir hadîs-i şerîflerinde: "Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin demeyin, fenâ söz söylemeyin!" buyurmuşlardır. Kadınlarla iyi geçinmek Kurân-ı Kerîmin emridir: "Kadınlarınızla iyi geçinin; eğer onlardan hoşlanmadı iseniz bile!..Olabilir ki bir şey, sizin hoşunuza gitmez de, Allâh onda bir çok hayır takdîr etmiş bulunur."
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bu konuda: "Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye ediniz!" buyurmaktadır. Kadınlara karşı daima hoşgörülü olmalıdır. Nitekim bir hadîs-i şerîfte: "Mümin bir erkek, mümin bir kadına kızıp darılmasın! Eğer onun bir huyundan hoşlanmazsa, öbüründen memnûn olabilir." buyurulur.Bir insanın her işi ve her huyu hoşumuza gitmeyebilir. Fakat iyi niyetli ve ülfet edilir insan, kendi hanımında hoşuna gidecek nice meziyetler bulabilir.
Onlarla kendisini memnûn ve mesûd edebilir. Bunun için ayıp aramaya değil, meziyet aramaya bakmalıdır.Zîrâ mârifet iltifâta tâbîdir. iltifatsız mârifet zâyîdir. Özetle;
"Bana dünyadan güzel koku ve kadınlar sevdirildi. Benim en mutlu ânım ise, namazda olduğum zamandır." (Nesâî, işretü'n-nisâ 1, Mişkâtü'l-mesâbih, c.2, sb.669) KADIN VE GÜZEL KOKU YANYANA ZiKREDiLMiŞ, AYRICA NAMAZLA KADININ ÖNEMi HADiSLE PEKiŞTiRiLMiŞTiR
"Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir (TÜRKÇEDE KULLANILAN KELiME iLE ;BACI, KIZKARDEŞ, YENGE...!)" (el-Camiu's-Sağir, el, sh.78, Hadis No: 1647) HANIMLARA TOPLU BAKIŞIMIZ: YA ANNE YA EŞ YA BACIMIZDIRLAR
"Sizin hayırlınız, eşine hayırlı olandır. Ben de eşime karşı sizin en hayırlınızın. Kadınlara ancak iyi insanlar iyi davranır; onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet eder." (el-Camiu's-sağir, c.2, sh.ll, Hadis No:4012) HAYIR VE iYiLiK KADINA OLAN DAVRANIŞLA ÖLÇÜLÜYOR!
Abdullah ibn Mes'ûd, Hz. Muhammed'e(a.s), kiminle beraber bulunması, kime hizmet etmesi gerektiğini sorunca Hz. Muhammed, üç kez "Annene" dedikten sonra, Babana", demiştir. (Buhârî, Edeb: 2; Müslim, Birr: 1)
"Cennet annelerin ayağı altındadır. " diyen dinimiz kadına hak etmiş olduğu değeri vermiştir. islamiyetin ilk şehidi bir kadındır. ilk Müslüman bir kadındır. Peygambe-rimizin soyu kızından devam eder. Hz. Ebubekirin kitap haline getirdiği dünyadaki tek Kuran-ı Kerim Hz.Ebubekir, Ömer, Osman dönemlerinde onlarca yıl bir kadının yanında kalmıştır. O dönemde ise Hıristiyanlar şunu tartışıyordu bir kadın incile dokunabilir mi dokunamaz mı. Kuran-ı Kerimde Nisa (Kadınlar), Müntehine (imtihan edilen kadın), mücadele (mücadele eden kadın), Meryem (Hz. isanın annesi )... gibi sure isimleri vardır. Fakat mesela, rical (erkekler) süresi yoktur.
islamda böyle birşey kesinlikle yoktur ! Hak peygamberi hz muhammed yasaklamıştır bu töreyi. Artık neye sataşacağınızı bilmiyorsunuz yazık ! Türk evlatı islama bu kadar cahil kalamaz neslimizin beynini yıkamışlar.
--spoiler--
Cahiliyye döneminde, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, Kur'an'da ifade ediliyor mu?
Cahiliyye Araplarının kötü adetlerinden biri de, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeleriydi. Onlar bunu namuslarını korumak veya ar telakki ettikleri için, bazıları da sakat ve çirkin olarak doğduklarından yapıyorlardı. Kur'an-ı Kerîm'de bu duruma şu ayetlerle işaret edilir:
"Onlardan birine, Rahman olan Allah'a isnat ettikleri bir kız evlâd müjdelense, içi öfkeyle dolarak yüzü simsiyah kesilirdi." (Zuhruf, 43/17)
"Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunun hangi suçla öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman... " (Tekvir, 81/8-9)
islami bir gelenek değil, cehaletin gerekleridir. keza islam'ın kutsal kitabı olan kuran'da kadının önemine defalarca vurgu yapılmıştır.
şimdi burada amaç, birilerini galeyana getirmekse; gerçek bir müslüman bu gaza gelmeyecektir. o bakımdan kimse o güzel canını sıkmasın, milletin tadını kaçırmasın. bir zamanlar bu yapılmış evet, ancak birilerinin tarihi bilgisi pek kıt olmalı ki, islam öncesi devirlerde arap toplumlarında var olan gerçeği islam devrine mal etmişler. olur böyle karışıklıklar, tarih herkesin harcı değil. o yüzden herkes burnunu sokmamalı. e zaten amaç tarihin doğru yorumlanması falan da değil ya, neyse.
islam dininin kaldırdığı/yasakladığı veya onaylamadığı fiilleri islam'a ait veya islam'ın gereğiymiş gibi anlatarak islam'a çamur atma teşebbüslerinin yeni bir örneği olan iftira ifadesi.
tepri ve pratik ayrımının farkedilmemesi ile düşüncede yaşanan gelgitlerdir. teoride islam kız çocuğunu diri diri gömmeyi bırakın erkekten ayırt edilmesini bile yasaklar. ve hatta hz. peygamber "ben kız çocuklarının babasıyım" der. ve fakat;
toplumda meydana gelen travmalar söz konusu islam olunca, iki şey ortaya çıkardı. islam ve müslüman. bu vahiy perspektifinden bakıldığında esasta aynı anlama gelse de, günümüzde teori diyebileceğimiz islam ile pratik diyebileceğimiz müslüman arasında fark var. medine ve daha nice evlatlarımızın katlinde hep bu gerçek vardır. din adına din dışı bir şeyi gerçekleştirenlerin her zaman en büyük bahanesi namus ve islam olmuştur. ve fakat islam ne teori dediğimiz vahiyde, ne de pratik dediğimiz sünnette buna izin verir.
meselenin islam ile özdeşleştirilmesi türkiye'de yaşayan bir insanın halkına ve o halkın inandığı dine karşı cahilliğini gösterir. bu başlığı müslüman olarak açsa imiş, çarpıklığa dikkat çekmeyi başaracakmış. ama olmamış. işin gelenek boyutu ise;
türkiye'de bir gelenek yok. yani islam ile yoğrulmuş bir gelenek yok. mazlum rolünü oynamayı bir kenara bırakır isek, bu ülkede belli bir dönem islam adına var olan geleneği devlet adına yok etmeye çalıştılar. ve fakat dişe dokunur bir zarar veremediler. yani halk geleneği sıkı fıkı ilişkisini her daim korudu. ama ne zaman ki bizden bilinen ve ehven-i şer diye tabir olunan sağ parti iktidarları ile din ve ona bağlı gelenek sulandırıldı, medine ve mardin katliamları din adına yapılır oldu. burada islami gelenek suçlu değildir. burada suçlu, dine karşı lakayıtlığı ve din ile oluşan geleneği ortadan kaldırmaya matuf adımlar atan pirincin içindeki beyaz taşlardır. ve maalesef türkiye'deki biz müslümanlar bu zokayı kısmende olsa yuttuk.
hatalı bir genelleme olmaktan çok yanlış bir bilgiye dayanan düşünce.
günün islam coğrafyası olarak adlandırılan ülkelerinde meydana gelen kimi olumsuzluklar bu algıya neden olabiliyor. elbette islamiyette bu yönde bir adetin varlığı sözkonusu bile değildir. bunu islam adına yaptıklarını iddia edenlerin -açıkçası- kendi canilikleridir, katillikleridir.
ayrıca çok değil bir sene önce ortaya çıkan medine adlı kızcağızın diri diri kümese gömülmesi olayını da anımsatmış olalım. konuyla ilgili en güzel entrylerden biri medine bir daha hiç konuşmadı.
islamiyete bu karalamaları yapanları diri diri gömmek gerekir fakat islamiyet buna karşı çıkar allahın verdiği canı allahtan başka kimse alamaz der.
bak gördün mü sevmediğin islamiyet seni kurtardı.
hiç bir islami gelenekte kızları diri diri gömmek yoktur buna kafir gözüyle bakılan yabancılarda dahil, cahillikten başka bir şey değilidr. bunu yapanlar öbür tarafta çatır çatır yanacaklar.
