söz konusu yozlaşma islamda değil, onu kullananların, kullanıpta millete rahatça yedirebilmesinden kaynaklanır, sonuç olarak insanların kainatın ışığı olan islam anlayışını getirdiği haldir.
Şu anda Türk ulusunun en şiddetli haliyle yaşadığı süreçtir.
Güya islami değerlerin yükseldiği, kadınların türbanlara bürünerek ahlaklandığı, cuma namazlarına çağrı yaparak camilerin yollara taştığı bir ortamda, yolsuzluk ve kul hakkı yiyiciliği yapan bir partiye "çalıyorlar ama çalışıyorlar onun için oy veriyorum" diyebilen, ama ağzından Allahın, peygamberin adını düşürmeyen ibişlerin yaşadığı bir ülke olduk. Bu lafı, O partinin kendi seçmeninin ağzından duyuyorsunuz. Savunacak bir şeyi kalmayan ibişler "hizmete oy veriyorum" diye kendilerini kandırırken aslında ahlaki açıdan nasıl diplere vurduklarını gösteriyorlar.
Milyon dolarları götüren bir banka genel müdürü, şeriat hukukunda dahi en ağır şekilde cezalandırılması gerekirken, mükafat gibi başka bir bankanın yönetim kuruluna atanıyor. Komik.
islam'ın beş şartından biri olan zekatın neredeyse tamamen yok sayıldığı durumdur. insanlar vacip olan kurban ibadetini aksatmaz iken zekat konusunda neden bu kadar isteksiz, işte bu yozlaşmadır. Güzel ahlakın yerini şekilcilik almıştır, mezhebi farklı diye çocukların ölümüne oh olsun demek de bir yozlaşmadır. Kendi adamlarını hak etmediği halde, o makamlara getirmekte bir yozlaşmadır. Velhasılıkelam, müslümanlar islamı şekilci olarak değil, içten yaşamalıdır. ibadeti bir rutin olarak değil, hissederek ve manasını bilerek yapmalıdırlar.
akp iktidarinin en önemli icraatlarından birisidir. mahallede ana avrat küfür eden başı örtülü kızlar bu durumun en vahim sonuçlarından sadece birisidir.