sanatla uğraşanlar gayri müslimlerdi. mesela ermeniler ve rumlar mimari alanda istanbul'u istanbul yapmışlardır. türkler ise askerlik ve memurluk dışında başka bir alanda iz bırakamamamıştır ne yazık ki..
tamamiyle çarşafa bürünmüş sadece gözlerini açmalarına izin vererek büyük nezaket göstermiş eşlerinin etrafında güneş gözlüğü ve şort ve parmak arası terlikle gezen adeta modern sanat ürünü, banksyden fırlamışcasına eleştirel şeriatın kocalarından görebileceğimiz, bozulmuş islamın sanatı buna pis bir örnektir. acımasız. sizin de geçmiş babalar gününüz kutlu olsun.
sanatın aslında 'ne olmadığı''nın düşünülmesi gerekendir.
sanatı bir yaşam mahiyetinde görme hatasına düşmeden, yaşamı sanat elinden tutan bir kişi, o 'olmayan' şeylerden biraz da uzaklaşmaz mı? orda burda sanatçıyım diye bağıranlarla yanyana gelmesi bile abes olan kişi değil midir? yoksa helada sıçarken bile sanat yapabildiğini iddia eden edepsiz edebiyatçılar - ki konu sadece edebiyat değil- kendi dehlizlerinden 'mö'lemek dışında ne boka yararlar? acaba bilirler mi ki, adam şapkasında o kadar mumu sanat yaşamak için mi yoksa yaşadığı sanatı reflekte etmek için mi yakmıştır. the naked majaya bakıp otuzbir çekenlerdir onlar. -ki konu sadece resim değil-
Benim için bir çiftçi sanatkar olduğu kadar zanaatkardır da.
bu budur.
Müslüman deiğilim fakat kabul etmek gerekirse islamda hoş bir sanat anlayışı var (tabi modern sanatla karşılaştırılamaz ama kendi dönemi için iyidir). insanı şiire sürükleyen yapısı vardır bu dinin.
islam alimlerinin bir çoğu müzik dinlemenin bile günah olduğunu savunuyor. islamın sanata bakış açısı nedir sorusunu düşünmemek elde değildir. islam sanatı ve sanatçıyı hoş görmüyorsa sanat kötü birşey midir?