akşam gazetesinde pınar ilkkaracan*ın yazısında işlenen konudur. islam'da kürtajın 1-2 ay süreyle değişen şekilde serbest tutulduğunu yazmış. ayrıca, kürtaj yasaklanırsa kadınların tüm dünyada ayaklanacağından bahsediyor. ayaklanmayla bir işin çözülemediğini henüz tüm dünya anlamamış o zaman. hem, türkiye'de ayaklanmak da yasak, bilmiyor musunuz?
türkiyede çıkarılması mevzubahis olan bir yasanın neden herhangi bir dine göre değerlendirildiğini meşruluğunu tartıştığımızı sorgulamama sebep olan konu.
şeriatle veya dini kurallarla yönetilen bir teokrasi değil, din ve devlet işleri birbirinden ayrı olan bir demokrasiydik hani?
islamda caiz veya değil, o devletin yasa çıkarmasını etkilememeli çünkü inanç mensubu kişi eğer günah veya caiz değilse bunu yapıp yapmayacağına kendisi karar verebilir.
inançlı olmayan da yine kendi istekleri doğrultusunda buna karar verir. bir şey dinen caiz veya caiz değil diye devletin yasalarında yer ediyorsa o devlet teokratik bir yönetime sahip demektir.
örneğin hırsızlık bir suçtur ve cezalandırılır fakat bu islamda suç kabul ediliyor diye anayasaya alınmış değildir.. hırsızlık bir başka insanın hakkını elinden almak olduğundan insanların özgürlüğünün sınırı da başka bir bireyin haklarının başladığı yerde bittiğinden başkasının haklarına zarar vermek suçtur.
yani kürtaj yasağı yasallaşacaksa bunu dini temele göre tartışmak artık bir teokraside yaşadığımıza kanıttır.