Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah'ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler (koruyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah'ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. itaatsizliklerinden (baş kaldırmalarından) korktuğunuz (kadınlara) ise (önce) nasihat ediniz. Ve (sonra da) yataklarında yalnız bırakınız. Ve (hâlâ itaat etmezlerse) onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli'dir (yücedir), Kebîr'dir (büyüktür).
tam tersi, kadın dikbaşlılık yaptığında, uyarı ve yatak ayırmayla itaat altına alınamıyorsa dövülmesi farzdır. dikkatini çekerim müslüman! ruhsat veya tavsiye demiyorum, farzdır....
zaten karısını dövenler, bu ülke de haberlere bile konu olacak durumda olanlar, sokakta bıçaklayanlar hep pagan, zeus' un mitolojisini okumuş öyle büyümüş.
doğru olmayan önerme.. Ayetler paylaşılmış zaten.. Fakat keşke dövmekten kasıtta vurgulansaydı.. Kadınları tanınmaz hale getirmekten bahsetmiyor bu ayet.. Biraz araştırma yapılırsa kadının yüzüne vurulmayacağını, sadece kollarına vurulabileceğini görürler.. Ayrıca kollarına üst kısmına vurulur.. Ve bir mendili katlayın ve o mendille vurun denilir..
Kısacası eşlerini hastanelik edenler, bıçaklayanlar, her gün her gün dövenler bu ayeti delil olarak gösteremezler..
yalandır. doğrusu dinini iyi bilen ve irticai faaliyetle meşgul olan kardeşlerimizin dediği gibidir. islam, kadınlara, hafif bir şekilde dayak yemek gibi, insan havsalasının algılamakta zorlandığı, muhteşem, gavur kadınların gıpta ettiği, insanlığın bugün ulaştığı düzeyin çok ama çok ilerisinde bir hak tanımıştır.
hatta dünya çapında tanınan büyük alim şehit iskilipli atıf hocaefendi'nin, kendisini ziyaret eden japon büyükelçisine, ilim deryasından sunduğu bir katre bilgi içinde bu husus da vardı. japon büyükelçisi bunu duyunca şaşkınlıktan dona kalmış "kamiler aşkına! biz de kadınlarımızı eşek sudan gelene kadar dövüyorduk. ancak ilahi bir kudretin bahşedebileceği böyle bir rahmetten gafildik" dedikten sonra kelime-i şahadet getirmişti.
evet kardeşlerim, biz müslüman erkekler dikbaşlı hanımlarımızı önce uyararak, sonra yataklarını ayırarak, olmazsa döverek yola getirmekten mesuluz. bu bir farzdır. farzdır ama ilgili hadis-i şerif sert dövmeyi yasaklamıştır. işte bu allah katından kadınlar için bir rahmettir. hafif dayaklarını yerken hep hatırlasınlar, allah'ı tesbih ve tehlil etsinler...
ah kardeşlerim ah! bu neviden yanılgılar hep cehaletten. oysa bir araştırsanız göreceksiniz ki allah elçisi aracılığıyla kadının hangi aletle ve neresine vurularak dövülmesi gerektiğini bile bildirmiş. kadınlar bunca rahmet deryasına karşı ne yapsalar şükrünü hakkıyla ifa edemezler...
kimisinin "islamda bir kadını başka adamla yatakta bile yakalasan boşanma yada affetme tavsiye edilmiştir" diye işkembe-i kübra'dan atarak doğrulamaya çalıştığı yalandır...
bu kadarına da pes artık! müslümanlar yetişin dinimize iftira atılıyor! başkasıyla yatakta yakalanan evli kadının hükmü, dört şahit varsa recmdir. fakat şahitlerden biri kadınsa 3,5 şahit eder, yırtar namussuz karı...
hele ki affetmek! bunu iddia eden zındıkları ispata davet ediyorum. hiç müslüman erkek başkasıyla yatakta yakaladığı karısını affeder, evliliğini sürdürür mü? haşa sümme haşa!...
