Din olan islamın hayatın her alanında olduğu gerçeğini savunur.islam dini ekonomik,sosyal,siyasi alanlarda hükümler getirtmiştir.bu hükümlerin inkar edilip dinin sadece şekillere ve dile hapsedilmesinin yanlışlığını savunur.
türklüğün ve türkçülüğün en büyük düşmanıdır. arapçılık olarak da adlandırılabilir. dinin ön planda olmasından daha çok arap kültürünü ön plana koyar. türk kültürüne çok uzaktır ve hep öyle kalmalıdır. zira islamcılık hiçbir medeniyeti ileri taşımamış aksine dibe çekmiştir.
Türk millîyetçileri olarak siberislâm ve yükselmekte olan beynelmilêl islâmcılığa karşı tedbîrler çok geçmeden alınmalıdır. Türk millîyetçileri ve ülkücüler bu akımlara karşı Türk toplumu ve Türk kültürü içerisinde yaşatılan geleneksel islâmı koruma ve savunmalıdırlar. Bu geleneklere ve göreneklere sâhip çıkarak mümkündür. Siberislâmın etkisiyle birlikte artan selefî ve vahhâbî nüfûzunun têsiriyle önemli bir kısım müslümanın ‘bidâtla kafayı bozmuş’ olduğu ortamda geleneksel Türk islâm anlayışının heterdoks yapısını sâhiplenmelidir. (...) Elbette bidâta bidât deyip, yaptığımız birçok şeyîn dinden ziyâde gelenek olduğunu ama bunların, bilinerek, devâm ettirilmesi, kültürel devâmlılık ve kimlik adına devâm ettirilmesi gerektiği savunulmalı ve icraata dökülmelidir. Çünkü geleneksel islâmda yaşanabilecek en ufak bir çözülme veyâ büyük çaplı bir hayâl kırıklığı, siberislâmın da etkisiyle, radikalleşmeye, beynelmilêlleşmeye, selefîleşmeye, vahhâbîleşmeye yol açacaktır. Bizim dînimiz taarruz altındadır ve Türk millîyetçileriyse tarafından bu biçimde savunulmalıdır.
islamcılık ülkemizde en fazla vuku bulacak siyasal akımdır. çünkü bizi biz yapan ilk değer islamiyettir. ama bizdeki islamiyet partisi güdenler milli selamet-saadet çizgisi dışında sisteme tümüyle karşı çıkamamışlardır, buna ak partide dahil maalesef. fakat en rasyonel davrananda yine ak parti'dir, zira abd ve rusyaya komple kafa tutmak senin ekonomikmende gelişme baabındada çöküşünü hızlandırır.
islamcılık demokratla harmanlandığında başarıya ulaşır bu ülkede. salt islami parti olmakta maalesef yetmiyor, gönül isterki olsun.
ilk olarak 1969'da mhpnin kuruluşunda islamcılıktan bahsedilmişti. fakat her ne hikmetse tabana ulaşamadı ap (adalet partisi) zamanında. çünkü demirel o kadar hırsızdı ki bu islami tabanı türlü oyunlarla kendisine almayı başardı.
sonra milli selamet kuruldu. erbakan hoca tarafından. ve ilk seçimde koalisyon ortağı oldu, kıbrıs harekatını planlayan parti oldu. milliyetçi hareketlede iyi anlaşıldı.
sonra 80 darbesi girdi araya. yeni partiler geldi. anavatan partisi ilk islami-demokrat parti oldu. turgut özal eski bir milli selametçiydi, kenan evrenin izniylede siyaset yaptı iktidarda oldu ülke feraha ulaştı bir manada ancak neo-liberal tedbirlerin etkisi kısa sürünce trendini yitirdi. 90'lara gelindiğinde koalisyonlar yılı başladı. tansu çillerler, mesut yılmazlar geldi ancak çare olamadı.
şimdide ak partiyle recep tayyip erdoğan ve diğerlerinin önderliğinde bu dava demokrat ve liberal bir anlayışla soslanarak günümüzdede iktidarlığını sürdürmektedir. salt islamcılık gütmeseler bile.
politik fahişeliktir. mavi marmara isimli tiyatral eserde ölenlerin üzerinden rant devşirenler israille anlaşma meselesine çıkıp iki kelam edemiyor olmaları bunun en büyük delilidir.
adem özköseler, hakan albayraklar o gemide ölenlerin aileleri çıkıp amasız fakatsız bir eleştiri getirmelidir.
son olarak adem özköse hakan albayrak vs gibi islamcı yazarları görünce demeden edemiyoruz; omurga sen ne güzel kemiksin öyle.
günümüzdeki icraatleri osmanlı zamanında düşünülen fikirleri içermeyen akımdır. günümüzde rant ve fırsatçılık, insan haklarını istismar etmek anlamına gelir.
Gericilik. Bu sadece islamcılık için değil, bilimum muhafazakar politikalar için geçerli. Her insan istediği şekilde yaşama hakkına ve hürriyetine sahiptir.