Kuran'da inanmayanlara (islama ve Allah'a inanmayanlara) sırf bu nitelikleri yüzünden çeşitli hakaretler edilmektedir. Bazı müslümanlar ise, çeşitli polemikler sırasında duydukları sözlerden rahatsız olup, inançlarına saygı gösterilmesini isterler. Bu garip çelişki nedeniyle Kuran'a ve içerdiği küfür ve hakaretlere şöyle bir göz atalım. Bakalım Kuran'da hangi kelimelerle hakaret ediliyor:
HAYVAN
BAKARA (171) : inkar edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkar edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
A'RÂF (179) : Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. işte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. işte bunlar gafillerin ta kendileridir.
FURKÂN (44) : Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.
MUHAMMED (12) : Şüphesiz Allah, inanıp salih ameller işleyenleri, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. inkâr edenler ise (dünya zevklerinden) yararlanırlar ve hayvanların yediği gibi yerler. Onların kalacakları yer ateştir.
MÜDDESSiR (51) : Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
MÂiDE (60) : De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. işte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”
MERYEM (86) : Allah’a karşı gelmekten sakınanları Rahmân’ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız, suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevkedeceğimiz günü düşün!
YALANCI
EN'ÂM (28): Hayır, (bu yakınmaları) daha önce gizlemekte oldukları şeyler onlara göründü (de ondan). Eğer çevrilselerdi elbette kendilerine yasaklanan şeylere yine döneceklerdi. Şüphesiz onlar yalancıdırlar.
TEVBE (107) : Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü’minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar, “Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok” diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar.
NAHL (39) : (Diriltecek ki) ayrılığa düştükleri şeyi onlara anlatsın ve kâfir olanlar da kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler!
NAHL (105) : Yalanı, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlar uydurur. işte onlar, yalancıların ta kendileridir.
MÜ'MiNÛN (90) : Hayır, biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar.
ŞU'ARÂ (222) : Onlar, her günahkâr yalancıya inerler. (223) Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.
ZÂRiYÂT (11) : Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun!
MÜCÂDELE (18) : Allah’ın onları hep birden dirilteceği, onların da (kendilerini kurtaracak) bir iş üzerinde olduklarını sanarak size yemin ettikleri gibi Allah’a da yemin edecekleri günü düşün! iyi bilin ki, onlar yalancıların ta kendileridir.
AZGIN
BAKARA (15) : Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.
A'RÂF (186) : Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek kimse yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bırakır, bocalayıp dururlar.
YÛNUS (11) : Eğer Allah insanlara, onların hemen hayra kavuşmayı istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, elbette onların ecellerine hükmolunurdu. işte biz, bize kavuşmayı ummayanları, kendi azgınlıkları içinde bocalar halde bırakırız.
MÜLK (21) : Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular.
KALEM (31) : Şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!”
MUTAFFiFÎN (12) : Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkar eder.
ve daha yüzlerce...
SAPIK
FÂTiHA (7) : Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
BAKARA (16) : işte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır. (175) işte bunlar hidayeti verip sapıklığı, bağışlanmayı verip azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!) (256) Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
ÂL-i iMRÂN (90) : Şüphesiz iman ettikten sonra inkar eden, sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. işte onlar sapıkların ta kendileridir. (164) Andolsun, Allah, mü’minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
NiSÂ (116) : Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür. (136) Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur.
A'RÂF (146) : Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları âyetlerimden uzaklaştıracağım. (Onlar) her âyeti görseler de ona iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama sapıklık yolunu görseler onu (hemen)yol edinirler. Bu, onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan hep gafil olmaları sebebiyledir.
iBRÂHiM (3) : Dünya hayatını ahirete tercih edenler, (insanları) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler. (18) Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. işte bu derin sapıklıktır.
NAHL (36) : Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti, onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.
HAC (12) : O, Allah’ı bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin sapıklığın ta kendisidir.
NEML (81) : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara duyurabilirsin.
ŞU'ARÂ (97) : “Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”
SEBE' (8) : “Allah’a karşı yalan mı uydurdu, yoksa onda delilik mi var?” Hayır öyle değil! Ahirete inanmayanlar azap ve derin sapıklık içindedirler.
ZÜMER (22) : Allah’ın, göğsünü islâm’a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah’ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! işte onlar açık bir sapıklık içindedirler.
FUSSiLET (52) : De ki: “Ne dersiniz? Eğer o (Kur’an) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?”
ŞÛRÂ (18) : Kıyamete inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. inananlar ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. iyi bilin ki, Kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
ZUHRUF (40) : Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?
AHKÂF (32) : Kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde Allah’ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah’tan başka dostlar da bulunmaz. işte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
KÂF (27) : Arkadaşı (olan şeytan) der ki: “Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi.”
ODUN
ENBiYÂ (98) : Hiç şüphesiz siz ve Allah’tan başka kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz. Siz oraya varacaksınız.
CiN (15) : “Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır.”
AKILSIZ
BAKARA (13) : Onlara, “insanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. iyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.
MÂiDE (58) : Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.
KAFiR
Bu aşağılama sözünü tek tek aramaya gerek yok sanırım, Kuran’ın her yeri inanmayanlar kastedilerek sarfedilmiş bu sözle doludur. Kafir, kelime anlamıyla “küfür eden” demektir. Kullanım anlamı, “Allah’a inanmayan, reddeden”dir. Çünkü Allah’a inanmamak, ona küfür etmektir. Bu da Kuran’ın yaratıcısının mantığı ve yaklaşımıdır.
BAŞKA iNANÇLARA SAYGI
EN'ÂM (74) : Hani ibrahim babası Âzer’e, “Sen putları ilah mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti.
HAC (30) : Bu böyle. Kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının.
MÂiDE (41) : Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla “inandık” diyenler (münafıklar) ile yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler...
MÂiDE (51) : Ey inananlar! yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.
MÂiDE (64) : Bir de yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar!..
MÂiDE (82) : (Ey Muhammed!) iman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün...
TEVBE (30) : yahudiler, “Üzeyr Allah’ın oğludur” dediler. Hırıstiyanlar ise, “isa Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
AHKÂF (5) : Kim, Allah’ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapıktır? Oysa onlar, bunların tapınmalarından habersizdirler.
TEHDiTLER
Allah, kendine inanmayanlara vereceği cezaları sıralarken, en insafsız insanın bile düşünmekten çekineceği sapıklık ve vahşette işkenceler anlatmaktadır. Bunları tek tek örneklemenin gereksiz olduğunu sanıyorum. Kuran, bu kanlı ve acılı ceza yöntemlerinin ballandıra ballandıra anlatılmış detaylı tanımlarıyla doludur. Allah, ihanete uğramış siyasi parti başkanı gibi, gücü eline geçireceği günü beklemekte ve o gün rakiplerine çektireceği pişmanlığı şevkle ve şehvetle anlatmaktadır.
islamın Allah’ı, olabildiğince insanımsı, duyguları, hatta vahşi duyguları olan bir Tanrı görünümü çizmektedir. Kendini inkar edenlere ettiği küfürler ve işkence tehditleri, ne yazık ki değiştirilemeyeceği söylenen Kuran’da yazdığı için, inananların da elini kolunu bağlamakta, karşılık olarak gördükleri hakaretler için onları çaresiz bırakmaktadır. Ama Allah’ın bunu düşünmemiş olması, müslümanların inançlarına saygı duymayanların değil, bizzat kendisinin hatasıdır.
Bu nedenlerle, müslümanlara, asla ve asla kimseye karşı; “inancıma saygı göstermeni bekliyorum” gibi bir söz sarfetmemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü böyle bir sözün arkasını dolduracak dayanaktan yoksunlar.
iran, Suudi arabistan gibi bir ülke olsaydık evet idam bile edilirdi. Ama bir türlü benimsemediğiniz, beğenmediğiniz ve tek adam devrinden beri alışamadığınız demokrasi, çok şükür ülkemizde var. Herkes birilerine zarar vermeden düşünceleri ve fikirlerini açıklayabilir.
Allah kulundan intikamını kul ile alır, ilim bilmeyen insan da bunu insanlardan bilir.. Hz.mevlana...
kalbin mi kırılır ? birisinin kalbini kırmışsındır ahını alırsın... Hangi hayvandan korkuyorsun birisini korkuttun mu, gece yarısı o hayvan karşına çıkar...
ateist olanın psikolojisi...
bir insan neden ateist olabilir ? tip takıntısı vardır bunu da yakışıklı mıyım ? diye sorularına geçmişte ki yaraları cevap verir ve bir takıntı oluşur...
her insanın ilkel benliği vardır " kibir,kin,nefret,hile " kendini beğenmeyen bir birey karamsarlaşır ve çözüm yolları aramaya başlar...
ilkel benliği de dini inancına karşı kin gütmeye başlar... bu takınt ile kendine bir savunma mekanizmasını ilkel benliği ile yapılandırarak, düşman olabilir...
sebebi ise karamsar ruh halinde, ilkel benliğinin aklına hükmetmesinden oluşur...
halbu ki bir insanın tipi ışık açılarına göre değişebilir... kötü,vasat bir ışıktan bakıyor olabilirsiniz...
elhamdülillah müslümanım.
Ayrıca adam benim kutsalima ana avrat düz gidecek ben ses çıkarmayacagim, zaten bunları bu hale getiren bizleriz yani ses etmeyelim,işte kendini ifade etsin dedik adamlar iyice azitti.
ihbar hattı eğer takip ederseniz cevap alıyorsunuz zaten ihbarcı olduğunuz için adınız verilmiyor sadece gerekli kanıtları sunuyorsunuz,kanitlariniz ne kadar çoksa o kadar iyi birde unutmadan yapmış olduğunuz ihbarı isterseniz savcılık kanalı ile de takip ettirebilirsiniz.
Özelden bir iki ekran resmi geldi,arkadaşlar ihbarı sizin yapmanız lazım yani gören kişi çünkü o ekran görüntüsünde sizinde isminiz veya nickiniz görünüyor.
ilginiz için tskler canlar.
Bir arkadaşımız var 25 yaşlarında bir genç. Bu arkadaşımız yalnız, evet yanlış okumadınız bildiğin yalnız. Kız arkadaşı yok. Hatta doğru dürüst arkadaşı bile yok. Yaptığı işten memnun değil. Bir ara kursa yazılıp barmenlik eğitimi almaya yeltendi. Sonra bi baktık aşçı olmaya karar vermiş. Ha bu arada kendinin yaşça genç ama kafa olarak olgun, karakteri oturmuş olduğunu iddia eder.
Sonra bir gün geldi ben deist oldum dedi. O ney lan! Dedik.
Bir yaratıcı olduğuna inanan ama dinleri reddeden bir inanış biçimi dedi.. Biz de haaa, taam o zaman dedik.
Aradan biraz daha zaman geçti, vazgeçtim deistlikten ateizm daha çok hoşum gelir. Dedi. Şimdilerde kimle konuşsa ateizmi kanıtlamaya çalıştıgını görüyoruz.
Ha bu arada ne aşçı ne barmen olamadı. Hala memnun olmadığı işten geçimini sağlıyor.
Yukarıdaki enrrysiyle bu arkadaşı tarif etmiş adeta #fil kulağı memesi kıvamında arkadaşımız.
eğer nesnel bir adalet anlayışı varsa bizi içeriye atmaz islamı yasaklar. vahşi din olan islam bugün terörün bir numaralı destekçisi.
kurana +18 damgası vurulsun kampanyası.
yaptıklarına bir karşılık ve allahtan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.(maide 38)
haram aylar çıkınca bu allaha ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. şüphesiz allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.(tevbe 5)
arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. bu sebeple, onlar allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. eğer bundan yüz çevirirlerse, onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.(nisa 89)
hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız allahın oluncaya kadar onlarla savaşın. onlar savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır.(bakara 193)
allaha ve resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. ahirette de onlara büyük bir azap vardır.(maide 33)
enfal12 - rabbin meleklere, "ben sizinleyim, inananları destekleyin" diye vahyetti. "ben inkar edenlerin kalblerine korku salacağım, artık vurun onların boyunları üstüne, vurun her parmağına" dedi.
nisa15 - kadınlarınızdan zina edenlere, bunu isbat edecek aranızdan dört şahid getirin, şehadet ederlerse, ölünceye veya allah onlara bir yol açana kadar evlerde tutun.
nisa 89 - onlar kendileri inkar ettikleri gibi, keşki siz de inkar etseniz de eşit olsanız isterler. allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin. eğer yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün. onlardan dost ve yardımcı edinmeyin.
muhammed 4 - savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin; allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü öç alabilirdi, bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir. allah, kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz.
maide - allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. bu onlara dünyada bir rezilliktir. onlara ahirette büyük azab vardır.
nur 4 - iffetli kadınlara zina isnat edip de, sonra dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun; ebediyen onların şahidliğini kabul etmeyin. işte onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
bakara 191 - onları bulduğunuz yerde öldürün. sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. mescidi haram'ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. sizinle savaşırlarsa onları öldürün. inkar edenlerin cezası böyledir.
bakara 178 - ey inananlar! öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı: hür ile hür insan, köle ile köle ve kadın ile kadın. öldüren, ölenin kardeşi tarafından bağışlanmışsa, kendisine örfe uymak ve bağışlayana güzellikle diyet ödemek gerekir. bu, rabbiniz'den bir hafifletme ve rahmettir. bundan sonra tecavüzde bulunana elem verici azab vardır.
maide 38 - erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarından ötürü allah tarafından ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. allah güçlü'dür, hakim'dir.
nur 2 - zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, allah'ın dini konusunda o ikisine acımayın. onların ceza görmesine, inananlardan bir topluluk da şahit olsun.
islama değil de onu pazarlayan diğer insanları dinden imandan soğutan şu yobaz şerefsizleri kime şikayet ediyoruz.. cebrail... cebrail azraili de al gel tam sizlik iş var bu ülkede...
ne ihbarı ya direk sorguya alıcan dönmezse katli farzdır ne konuşuyonuz? öyle ateistmiş bilmem neymiş şirk işliyormuş anlatırsın doğrusunu dönmezse öldürürsün bu kadar basit.
herşeyin bir karşılığı vardır. ebu cehiller yeryüzünde kıyamete kadar olacaktır. herkezde yaptığının karşılığını mutlaka görecektir. unutmamamiz gereken ise müslümanlar bir seferdedir ve allah nurunu tamamlayacaktir. sefer bizim zafer allah indir.