o dönemde bu mısraları yazdıran görüşleri taşıyanlar, istisnasız, behçet kemal'in ismail habip' ten naklettiği ve kendisi de benimsediği şu fikre sahip kimselerdi:
- garp medeniyeti kül halinde (bir bütün olarak) bir nur cephesidir. garp medeniyetinin her şeyini öğrenen miilletler, bu nur cephesine dahil olmuş, tam garplı olmuş olurlar... (yaklaşık kelimesiyle)
bugün benzer düşünceleri taşıyanlar da belki aynı fikirdedirler.
yalnız benim anlayamadığım konu, olayın nasıl referanduma bağlanabildiğidir. eğer yeni anayasa onaylanırsa, bu gibi düşüncelerden kurtulmuş mu olacağız, yoksa bu gibi düşüncelerin hedefi olan ab'ye daha fazla yaklaşmış mı olacağız?
bu anaysa taslağı ab'ye uyum sürecinin bir gereği değil mi yahu? ben mi yanlış biliyorum, yoksa kemalist grupların "şeriat geliyor" palavrası çok mu inandırıcı bulunuyor, sökemedim gitti...
balçıkla güneşi sıvama çabaları bunlar. nafile olduğunu bilselerdi keşke ya da en azından sıçıp boklarıyla oynasalar daha faydalı bir iş yapmış olurlardı.
"zeus kadar güçlü" demekten bir farkı olmayan mısralar bunlar.
ayrıca bu fikirlerin referandumla bir alakası olmadığı gibi sonuna kadar doğrudur da. türkler kendi zekasını kullandıkça kendilerine yeterler, o nedenle bırakın kabe arapların olsun.
"allah değil, o yazdı alın yazımızı"
daha doğru bir dize var mı? ülkenin içine eden yobazların duaları değil, atatürk'ün önderliğindeki türk milletinin gücüydü vatanı kurtaran.
allah'ın varolmadığını da düşünürsek atatürk şu ana kadar varolmuşların en yücesidir. bir şeye tapınma ihtiyacı duyacak kadar aciz olsaydım tapınmak için onu seçerdim.
