bunun gerçekleşebilmesi için dini kirli emellerine alet eden yobazların yok denecek kadar azalmış olması gerekir.
başkasını bilmem de ben kuranın mealini okumaya başladığımda o önyargılarımı bir bir yüzüme tokat gibi çarptığını iyi hatırlıyorum.
herşeyi bir kenara atacak olsanız da -ki bu büyük bir haksızlık olur- su götürmez gerçek onun mükemmel bir kişisel gelişim uzmanı olduğudur. der ki neysen o bulur seni, ne düşünürsen o gelir sana. nasıl bakarsan öyle görürsün.
kötü yada iyi yargımız bizizdir. bizi yansıtır yani. dostca okuyun orda sizi bekleyen dostu görebilirsiniz o zaman. düşen yapraktan bile haberdar olan bir gerçek dost var orda.
sadece türkiye değil, islamın tam anlamıyla yaşanabileceği bir dünya hayali kurmak gereklidir şu günlerde. insanlara dini inancı ne olursa olsun aynı ölçüde yaklaşabilen bir islamiyet olmalı bu. bütün gün gazetelerde gördüğümüz iğrenç ötesi sapıklık kokan haberleri görmekten artık islamiyetin getirdiği güzel ahlakı yok ettiğimizi ve yok etmeye devam ettiğimizi günden güne hissediyoruz sanki. ne kadar hukuk kuralları ile yasaklarsanız yasaklayın isterseniz ben bilime tapıyorum banane boş işlerden din beni ilgilendirmez deyin, insanın istekleri bireysellikten öte toplumsal olmalıdır. tecavüzü meşru kılmak insanların nefsi ile alakalıdır. bugünün körelmiş bireyleri yarın topluluk haline gelip tecavüz etmeyi ermeni tasarı gibi dayattırmayacakları ne malumdur. islamiyet ister inanın isterseniz inanmayın güzel ahlaklıların dinidir.
iran'a gitmen yeterlidir. türkiye' ye dönmek için depara kalkar; bu hayalin türkiye' de " atatürk " ve " laik" lik ilkesi sayesinde zaten gerçek olduğunu görürsün. hele bir de kadınsan.
burada ''islamın hakkıyla yaşanması''kavramından ne anladıkları önemli.eğer islamın hakkıyla yaşandığı ülke olarak zina edenin recmedildiği,erkeklerin yarım metre sakalla,kadınların kara çarşafla gezdiği bir ülke hayal ediyorlarsa avuçlarını yalarlar.zira bu ülkenin insanı muhafazakardır fakat suudiler gibi hödük değildir.bakmayın o iran ya da suudi özentilerine.kabul etmeseler de şu anki sistem onların da işine geliyor. Allah korusun bu ülkeye ortadoğu tarzı bir rejim gelecek olsun,ilk direniş örgütünü muhafazakarların kuracağını düşünüyorum.hatta muhafazakar-kemalist birlikteliğini bile görürüz belki.
bir dinin hakkıyla yaşanması bireyi ilgilendiren bir konudur. bu anlamda bir müslümanın türkiye de islam ı hakkıyla yaşayabilmesi için bir engel yoktur.
ama siz dini hükümlere göre yönetilen bir devlet yönetimi altında din hakkıyla yaşanır diyorsanız o zaman apayrı bir şeydir söylediğiniz. zira o zaman dini devlet yönetimi içine, siyasetin içine sokmuş olursunuz ki bu da ne hakkıyla din yaşanmasını sağlar ne de insanların özgürce inançlarını ya da inançsızlıklarını yaşamasını sağlar.
türkiye'de zaten hakkıyla yaşanıyor islamiyet. isteyen namazını kılıyor, saçını kapatıyor, istemeyen yapmıyor. hakkıyla yaşayabilmek için illa bu ülkede yaşayan yahudileri, hristyanları, alevileri yok gibi görüp şeriatı getirmek ve iran'daki gibi baskı altında mı yaşamak gerekir?
bu aslında bir sapığın şu serzenişine benzer: "bir ülke istiyorum cinsel fantazilerimi sonuna kadar yaşayım. elime kim geçtiyse s.kime konmadan gitmesin. hakkıyla s.kş.p hakkıyla orgazm olayım. herkes bana saygı duysun herkes s.kmeme hiçbirşey demesin."
bu adam bunu derken tecavüzden, ahlaksızlıktan bahsetti mi? hayır bahsetmedi. ama hayalini kurduğu şey, herkese herkesin kendinde saklı kalması gereken kişisel haklarına tecavüz etmek. ama tecavüz demediği için ondan masumu ondan ezilmişi ondan hakkı yeneni yok...
şimdi bu adam özgür olmalı değil mi?
bu adam bunu yapmak için özgür olmalıysa
islam'ın hakkıyla yaşandığı bir ülkenin hayalini kurmak da özgür olmalı....... kime göre neye göre ise o islam...
kur'an ın bir tefsiri olan risale i nur'ların manevi yaraları tamir etmesiyle ve duasıyla sadece türkiye de değil dünyada da bir gün islamiyetin hakkıyla yaşanacağını said nursi aşikarane yazmıştır.
dinler bireyleri tek tek ilgilendirir. eğer bir dinin bütün fertleri aynı şekilde etkilemesini istiyorsanız özünüzde baskıcı, zorba, dayatmacı, hoşgörüsüz birisiniz demektir. her birey kendi adına dinini "hakkıyla" yaşamaya çalışsın, başkalarının inancı kimseyi ilgilendirmemeli.
sadece laikliği tüm vatandaşların içten özümsemesi sonucu oluşacak bir türkiye olacaktır. kimse kimsenin ibadetine, orucuna, içkisine şusuna busuna karışmayı aklından bile geçirmeyerek saygılı bir hayat yaşamayı öğrendiğinde islam da hakkıyla yaşanacaktır. fetullah gibi şarlatanlar cemaatler gibi bölücüler olmadan.
boş bir hayaldir. mümkün olmadığı için değil ulkeye katkısını olmadığı için. pardon siz dininizi içinizden yaşamıyor musunuz.. tuvalete yanlız gidemeyen kız gibi inanma eylemini de mi topluca yapmaya ihtiyacımız var.. toplumu ben daha dinciyim yarışına sokan, yalnızca tutucu degil ayrıca bağnaz bir hayaldir. başlangıç noktası yanlıştır çünkü islamı hakkıyla yaşamak kişinin kendisi ile ilgili bir durumdur, türkiyeyle ne alakası vardır.