islamın bir çok dine göre alıntı olmasıdır.
Sümer kanunu Babil kralı Hammurabi 'nin kanuna temel olmuştur. Bu kanun daha sonra Yahudi kanununu daha sonra da islam kanununu etkilediği görülüyor. Sümer hukuksal gelenekleri ise ibranilerin Talmud kanunları ile benzerlik gösteriyor.
Sümer 'de sosyal adaleti koruyan tanrıça insanları yılda bir defa kötü ve iyi davranışlarından dolayı yargılar. Bu inanış islam dininde Berat Kandili olarak girmiştir.
babil 'de tüm Tanrıların kendilerine has özellikleri vardır. Tanrı Marduk bu özelliklerin 50 tanesini kendinde toplanmıştır. Bu özelliklerin tümünün Marduk 'ta toplanması tek Tanrılı inanışa bir geçiş dönemidir. islamda ise Allah 'ın 99 özelliğinden dolayı 99 isimle adlandırılması, bu geleneğin devamı gibi görülüyor.
Kur'an da geçen bi ayette ''Kadınlarınız sizin için bir tarladır, nasıl isterseniz öyle varın'' ifadesi yer alır. Sümer tabletlerinde kadın islamda olduğu gibi toprak tasviri ile anlatılmıştır.
Sümer de yeraltı dünyası 7 kapısı varıdır. Aynı şekilde islam 'da da cennetin 7 kapısı olduğu görülür. Yahudilikte ise 7 sayısının önemli bir yeri vardır. Tevrata göre Tanrı dünyayı 6 günde yaratmış ve 7 gün dinlenmiştir. Bu Yahudilerin kutsal günü olan cumartesiyi pazara bağlayan geceye denk gelir. Sümerlilerin de 6 gün çalışıp 7 gün dinlendiğini görüyoruz.
--spoiler--
Sümer Dini çok Tanrılı bir dindi. Fakat inanç ve dini işlemlerde tek Tanrılı dinlere büyük etkileri olduğu anlaşılıyor.
Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü, Tanrı korkusu, insanların Tanrı tarafından yargılanması, Tanrılara yaranmak için kurbanlar verilmesi, törenler, dualar, tütsüler, ilahiler, çalgılarla Tanrıyı sevindirmek, iyi ahlaklı, saygılı olmak ve temizlik, Sümer inanışlarının temeli idi. Bunlar tek Tanrılı dinlere geçmiş.
Sümerlilere göre Tanrılar şehirleri ve bütün kültür varlıklarını meydana getirip insanlara vermişlerdir.
Aynı düşünceyi Kuranda da buluyoruz. Allahın insanlara elbiseler yaptığı (Araf: 26), dağlara barınaklar, sıcaktan koruyacak elbiseler, savaştan koruyacak zırhlar (Nahl: 81) ve gemileri (Yasin: 82) yaptığı yazılıyor.
Sümerde Tanrılar ol deyince o şey olur. Yasin: 82de Allahın yaratmak istediğine ol demesi yeterlidir. denmektedir.
Sümerde Tanrılar istediklerini yok ederler. Ordular Tanrılarındır. Aynı düşünceyi Kuranda da (Enfal: 17) savaşta insanların değil, Allahın öldürdüğü, atılan öldürücü silahların Allah tarafından atıldığı yazılı.
Sümer Tanrıları kızarsa kendi ülkelerini bile yakıp yıkarlar. Tevratda, Yahve (Yehova) nın insanlara kızarak onlara yok edici felaketler verdiği, komşu devletleri israilin üzerine saldırttığı bildirilmektedir.
Kurandaki birçok sure içinde Allahın çeşitli milletleri nasıl yok ettiği sayılmaktadır. Bunların bazıları kasırga, bazıları dondurucu soğuk ile ortadan kalkmış (Ankebut: 38, Furkan: 38, Hace: 44, Akkaf: 27, Muhammet: 13, Fussilet: 13.. bunlardan birkaçı).
Sümer Tanrılarının gök yüzünde Duku denilen toplandıkları yerleri, kürsüleri vardı. israillilere göre de Tanrının gökte sarayı ve etrafında bir çok yarattıkları var. Kuran da 26 ayette Allahın Arşda, etrafında melekler, cinlerden oluşan bir toplulukta oturduğu yazılı. Arşda saray demek.
Sümerde Krallar yeryüzünde Tanrıların vekili sayılıyor. islamda da halife Allahın gölgesi, vekili idi. Papa da öyle. islama giren kadınların başlarını örtmeleri Sümer mabed fahişelerinin simgesiydi.
Sümerliler dünyadaki olayların ve Tanrı isteklerinin yıldızlarda yazılı olduğuna inanırlardı. Burue: 17-18, Nemi: 75 ayetlerinde Kuranın ve diğer olayların gökte Levh-i Mahfuzda yazılı olduğu bildiriliyor.
Sümerde sosyal adaleti koruyan Tanrıça senede bir kez insanları, o yıl içindeki davranışlarını göre yargılar. Bu inanış islama Şaban ayının on beşindeki Beraat Kandili olarak girmiş.
Sümerliler dini törenlerini ayın görünüşüne göre yaparlardı. Tek Tanrılı dinlerde de öyle.
Sümerde her şahsın ve ailesinin kendilerine özgü bir Tanrısı vardı. Onun görevi onları korumak isteklerini büyük Tanrılara iletmekti. Kuranda (Kaf: 17-18) hiç kimse yoktur ki, onun üzerinde bir koruyucusu ve denetleyicisi bulunmasın denmektedir.
Tevrat ve Kuranda bulunan evrenin, insanın yaradılışı, Havvanın Ademin kaburgasından var edilişi, Habil Kain cinayeti, Cennetten Kovulma, Tufan, Babil Kulesi, Tek Dil, Eyüp Peygamber, konuları hep Sümerlilerden gelmektedir.
islam daha önce gelen peygamberler ile hiçbir şekilde çelişmez. Hz adem ve hz. Nuh da birer kanun koyucudur.
Bu kadar araştıran birinin hammurabi kanunlarının, hz. adem veya hz. Nuh'tan esinlenmiş olabileceğini düşünememesi onun suçlu olacak derecede aptal olduğunu gösterir. Ayrıca benzeşen bir takım kanunlardan bu varsayıma ulaşmak ellerini ovuşturan bir takım çakal sürüsünün işidir.
Ulan bu peygamber iyi ki ümmiydi de daha da küstahlaşamıyorsunuz.
her kavme peygamber gönderildiği için dünyanın farklı bölgelerinde dinler ne kadar yozlaşırsa yozlaşsın pek çok ortak noktaları bulunabiliyor. islam'ın diğer dinlere benzemesinin altında bir şey arayanlar allah'ın tarih boyunca peygamber gönderdiğini(ve allah'ın kuralları belirli olduğu için) göz önünde bulundururlarsa mantıklı bir sonuca varırlar.
islam'ın diğer dinler ile bazı ortak yönleri olması çok normaldir. Çünkü kur'an ile sabit ki peygamber gönderilmeyen bir topluluk yoktur. Bütün milletler bir zaman peygamber ile müşerref olmuşlardır. Bu gönderilen peygamberlerin sayısı bir hadiste 124 bin olarak rivayet edilmektedir. Kur'an'da bilindiği üzere çok az peygamber ismi geçmektedir.
Hindu dinlerinden, çin dinlerine, gök tanrı inancından, afrika'da ki inançlara kadar bir çoğunda islam ile bazı konularda benzerlikler olması o dinlerin islamı etkilemiş olmasını asla kanıtı olamaz. Çünkü islam vahiy dinidir. Peygamber efendimiz ümmidir ve kur'an-ı Kerim ona indirilmiştir. Her şey bir kitapta apaçık beyan edilmiştir. 23 sene boyunca ümmi (anadan doğma, okuma yazma bilmeyen) resulullah efendimiz islamın esaslarını kur'an ı kerim ile aktarmıştır.
Diğer dinlere gelince, o dinlerin muhtemelen büyük bir çoğunluğu da vahiy kaynaklı dinlerdi. Fakat daha sonra peygamberin getirdiği öğretilere sadakatle bağlı kalamadılar ve işlerine nasıl geliyorsa değiştirdiler. Hristiyanlığın bile siyasi amaçlarla milattan sonra değiştirildiği düşünülürse, ondan çok evvel olan dinlerin değiştirilmiş olması ve inançlarının gittikçe batıla kayması normaldir...
kısmen doğrudur. zira bütün dinler aslında islam'dır; hepsinin orjinalinde, allah'ın varlığı ve birliği, namaz, zekat, vs. gibi bir sürü ortak nokta vardır. o bakımdan islam, aslında hz isa aleyhisselam'ın getirdiği dinin de, hz musa aleyhisselam'ın getirdiği dinin de adıdır ve onlarda olan bir çok şey, son peygamber'in de kitabında olan şeylerdir. hakikat birdir, değişmez.