kendi içlerinde de bir sömürü sistemi olmasından kaynaklıdır. zaten şiddet eğilimleri kendi içlerinde meşru hatta yer yer sevap. birbirlerine karşı afları hoşgörüleri sıfır. düşünün islam ülkelerinden daha geride olan 'yamyam' diye kaile almayacağınız bir çok ülke de bir sıyrılma sivrilme mevcut, islam ülkeleri ise tek tek teslimiyet bayraklarını çekmekteler ve bu teslimiyete karşı çıkanlara da çoğunluğu oluşturan müslümanlar düşman kesilmekteler. özetle islam ülkeleri hak ediyor.
din-kafa'ya sorsan "dini gerektiği gibi yerine getirmedikleri için" der, "sınav" der, "esas olan öbür taraf, bunlar geçici" der ve neden hak ettiklerini özetler.
doğru önermedir. allah'ın dininden adım adım uzaklaşmış ve içini boşaltmışlardır. doğruluk üzerine kurulu din mensupları arasında yalan, rüşvet, riyakarlık kültür haline gelmiştir.insanoğlu güçlü olana meyleder ve böylece elin insanları gelir materyalist bilim anlayışını kullanarak kendi inancını da sana transfer eder ve kendi kültürünün derinliklerinden kopmuş insanlar hediye olarak kalır elde. sonra emperyalist toplumlarca bolca ruj ve güzellik kremi satılan tüketim alanı haline dönersin. devir imaj devri, kabuk özden değerli.
Bir olamadık. Kendimize zulmettik. Yine de der ki sezai karakoç "yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır". Necip fazil da güzel söyler "yarın elbet bizim, elbet bizimdir/ gün doğmuş, gün batmis ebed bizimdir".
allah ü teala; aklını kullanmayanın üzerine pislik yağdırır. bu tanım kur an ayeti olup, sözü edilen pislik çeşitli tanımlar(terör-savaş-varlık içinde yokluk) ile açıklanabilir.