körü körüne, ana-baba dini olduğu için müslüman olmuş, olduğundan beri sağdan soldan duydukları dışında bir bilgisi olmayan, düşünmekten, okumaktan, araştırmaktan imtina eden kimlik müslümanlanı ve islamdan özel olarak nefret eden, ateist olduğunu iddia edip diğer dinlere hiç bulaşmadan sadece islama saldıran, deist olduğunu iddia edip hristiyanlığın isa'sına veya tevrat'ın musa'sına ses çıkarmayıp islam'ın isa'sına, musa'sına, muhammed'ine salyası sümüğü akarak saldıran yobazlar bu entry nin muhatabı değillerdir.
en sona yazacağımı başta yazayım ki uzun entry sevmeyen ve eksiyi basmak isteyenler fazla yorulmasın; her ne kadar islam ana hatlarıyla bireylerin yaşamına yön vermeye çalışsa da detaylara fazla girmeyerek bireyleri bu konularda özgür bırakır. kimine göre islami olan bir durum kimine göre islami olmayabilir ki bu hem islamın toplumsal değil bireysel bir din olmasından kaynaklanır hem de detaylarda ki özgürlüklerin farklı yorumlanmasından.
islamı eleştirebilir, sizce yanlışlarını ortaya dökebilirsiniz, amaç üzüm yemekse üslubunuza dikkat etmelisiniz, kaba bir üslup söylenilen doğruları doğru olmaktan çıkarabilir ve insanların karşı çıktığınız görüşlere daha sıkı sarılmasına sebep olur, amaç üzüm yemek değil ise gidilen yol doğrudur, durmak yok yola devam.
oyun eksisini, entry nin kısasını severler için yazı önceki paragrafta bitti.
islam doğduğu günden bugüne tıpkı diğer sempatizanı fazla diğer dinlerde olduğu üzere, karşıtları tarafından yozlaştırılmaya çalışılmış, yayıldıkça ve toplumlar tarafından kabul gördükçe o toplumların bir takım gelenek ve göreneklerini içine alarak genişlemiş ve ortak inancın bir gereği olarak ise zamanla ise dinin emir ve yasakları ile bu toplumların gelenek-görenekleri iç içe geçmiş, ayırt edilmesi zor bir hal almıştır.
"ben müslümanım" diyen insanların her şeyden evvel "allah nedir, kimdir" sorularına bir cevap bulması gerekir ki nasıl bir allah'a inanacaklarına dair bir fikirleri olsun.
1- acaba allah; canı istediği için bir evren yaratan, sonra hayatsız devam eden evrenin hareketsiz olduğunu düşünüp canlıları yaratan, sonra da "acaba kurallarıma uyacaklar mı" diye bir takım kurallar koyan bir varlık olabilir mi ?
2- veya allah; bir öncekine ilaveten koyduğu kuralların tüm detaylarını da seçtiği bir elçiye açıklatmış olabilir mi ?
3- allah; dünyayı bir insanın hürmetine yaratmış olabilir, yarattığına aşık olmuş olabilir mi ? ( buradaki aşk seksual anlamlar içermemektedir )
4- evreni matematiksel bir dille ve fizik kanunlarıyla yaratan allah, bunlarla çelişecek bir din gönderip insanların kafasını karıştırmak istemiş olabilir mi ?
5- evreni yaratırken kanunları koymuş ve gerisini bu kanunlar çerçevesinde doğal akışına bırakmış, hiç müdahale etmemiş olabilir mi ?
uzatıp götürebiliriz bu tür soruları. önemli olan bireysel olarak sizin allah'ınızın kim olduğudur. detaylar sonranın konusudur, önce bir ana konuyu bilmek lazım.
allah'ınızın kim olduğuna karar verdikten sonra ise sıradaki konu kaba hatlarıyla o'na nasıl bir dinin yakışacağı konusu gündeme gelir.
örneğin ilk soruya muhatap bir allah'a, her an değiştirebilir, müdahale edilebilir, gidişata yön verilebilir bir din yakışacaktır. böylece siz inanırken bunları dikkate alacak, allah'ın insanlara müdahale etmeyeceğini iddia eden hadislere inanmayacak veya uydurma olarak nitelendirecek, benzer ayetlerin yanlış tercüme edildiğini düşüneceksiniz.
veya 4. allah diğerlerinden biraz daha sempatik olacaktır. şaka yapmasını bilen bir allah'tır ve cem yılmaz gibilerin şansı oldukça yüksektir. espiriden anlamayan bir sığırsanız, yanma talimleri için yaz aylarını sahillerde geçirmek hem eğlenceli hem faydalı olacaktır.
benim inandığım allah 5. allah'tır. evrensel kanunları yaratılışla beraber koymuş ve gerisine bir güç olarak karışmamıştır.bu allah nasıl ki evrene kanunlar koyduysa ve evren o kanunların dışına çıkmıyor/çıkamıyorsa kulları için de bir takım kanunlar koymuştur ve tüm bu kanunların mantığı vardır anlasak da anlamasak da.
zina, cinayet, alkol, hırsızlık, dolandırıcılık, faiz, domuz eti, insan eti, leş, tecavüz vb. hep bir mantık çerçevesinde yasaklanmıştır.
alkolü seven birisi için bu mantık bir anlam ifade etmeyebilir - nasıl olsa hiçbiri içince sarhoş olmuyor - fakat genel anlamda alkolün zarar verici bir madde olduğu gerçeğini değiştirmez. alkol alıp tarfikte can alan milyonlarcası, özellikle ülkemizde alkol alıp karısına çocuğuna zarar veren yüzbinlercesi, alkol verilip tecavüz edilen binlercesi vs.
bu demek değilkir ki alkol kötüdür. başta tıp alanında gayet yararlı olduğu yerlerde olmakla birlikte alkol ve insan bünyesinin tepkimeye girmesidir yasak olan.
bu nedenle hastanede pansuman yapılırken alkole karşıyım demek ibişliktir. çünkü islamda alkol kötü değil, içildiğinde zarar veren bir maddedir ki günlük hayatımızda ispatlı şahitli bir gerçektir.
bu çerçevede orucu değerlendirebilir aslında nasıl bir ibadet olduğu fikrini edinebilirsiniz. ancak oruca mahsus önemli bir nokta, yılın belli bir zamanına hitap ettiği için onunla birlikte değerlendirilmesidir. o kadar muhteşem özellikler bahşettiğimiz allah nasıl olur da yerinde durabilen bir takvim yaratamaz? en önemli soru budur. ramazan ayının dönü durmasının bir mantığı var mıdır ? kelime anlamı "çok sıcak, kavruk, yakıcı" olan ramazan'ın aralık ayına denk gelme ihtimali akılcı mıdır? ağustos ayında kavurucu sıcaklar altında bir yudum bile su içmeden günde 15-16 saat geçirmek, üstelik bunu yaparken çalışıyor zorunda kalmanın mantıklı açıklaması var mıdır? varsa nedir ?
bu çerçevede örtünmeye de cevaplar aranılabilir. saçı kapatmanın faydası var mı ? açmanın zararı var mı ? insanlar ( sapık değilse ) e vücudun hangi bölgelerinin görünmesinden tahrik olur ? örtünmede cinsiyet ayrımı yapılması allah'ın adaletine uygun mudur ?
gibi sorular ve bu sorulara verilecek mantıklı cevaplar örtünme konusunda sizlere gereken cevapları bulmanızda yardımcı olacaktır.
fakat en çok dikkat edilmesi gereken nokta; bulduğunuz cevaplar sizin şahsi inancınız olmaktan öteye geçmez. çünkü kuran okunursa görülecektir ki islam bireysel bir dindir ki bu da bireysel bir görüştür.
ancak zekat emri gereği bu görüşlerinizin doğru olduğuna eminseniz ve bunun dışında davranan müslümanlar varsa çevrenizde onları kırmadan, incitmeden, baskı yapmadan ve en önemlisi karşıda ki bireyde istiyorsa uyarmak görevinizdir.
zekat sadece mal için değildir, aklın da zekatı vardır.
islam akıl-mantık dinidir. çünkü bizzat aklı- mantığı yaratan tarafından gönderilmiştir.
namaz, oruç gibi temel ibadet kabul edilen konular dahil her şeyde bir mantık aramak bir müslümanın asli görevi olmalı, her konuya bu çerçevede yaklaşmalıdır.
tabi ki bu mantığında bir mantığı olması koşuluyla.
çakalların bir açık bulurum umuduyla hep çarpıtma yaptığı konulardır. bu olguların bu hale gelmesine sebep olanların vebali inanmayanlara göre daha büyüktür.