çelişmez. *
çelişen islam ve demokrasi değil, insanların yüce duygularına hitap eden bir dini kullanıp kendi adi çıkarlarına alet ederek rant devşirmeye çalışan takiyyeci din bezirganlarının ucubik siyasal islamıdır. siyasal islam denen yoz ideoloji de islam demek değildir.
Demokrasi de haklar verilmez, alınır. Yani bir nevi demokrasi sisteminde gücün yoksa, sessizsen, mülayimsen zokayı yuttun.
E şimdi islam ı savunacağım bir Müslüman olarak ,lakin savunmuş olduğum ayetler alimlerce nesh edildiği için bir şey diyemiyorum. Fıkıhdaki din anlayışının da hani demokrasiden pek farkı yoktur. Orda da hep zenginler, güçlüler bağırıp çağırdığı için bayağı bayağı haklar kazanmışlar.
Benim dinim kur an ve onunla uyumlu peygamberin sünnetidir. işte orda haklar alınmaz, verilir.
muammer kaddafi'ye göre; ''demokrasi islam'dan bir parçadır.''
sosyalist kaddafi'nin bu sözü doğru olabilir. islam bir yaşam biçimidir ve hemen bütün ideolojiler islam'dan etkilenmiştir. demokrasi'de de, sosyalizm'de de islam'dan bir şeyler bulabilirsiniz ama islam hiç birisi değildir. islam bütünüyle insanlar için göndirlen bir yaşam biçimidir.
demokrasi'nin açmazları başladı bile. bir gün allah'ın nuru yer yüzünde hakim olup adalet tecelli edecek. şimdi saldıran ateistler bile memnun olacak.
Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.
en am 116
lan okadar güzel anlatmış ki demokrasiyi. harbi kuru zannımızla seçim yapıoz iç yüzünü bi haltı bildiğimiz yok.
türkiyem de ikisinin birada nasıl olabileceğinin başarıyla gösterildiği durumdur.
ayrıca MansonicAddiction ın şeriatla ilgili birşey yazmadığını görünce iki rekat namaz kılıp israfil in sesini beklettiren iki kavram.
bir zamanlar başkenti medine olan islam devleti'ne karşı savaşanlara karşı savaşma eylemini garipseyen moronların ilişkilendiremediği kavramlardır.
halbuki 4 büyük halifenin seçimle başa geldiğinden bile haberleri yoktur bunların.. ya da "onlar ki her düşünceyi dinlerler ve en güzeline uyarlar" ayet mealinden.
"Onlar ki her düşünceyi dinlerler ve en güzeline uyarlar.
işte onlar Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir
bulaşık deterjanı ve antivirüs yazılımı ne kadar ilişkili ise ancak o kadar ilişkili olabilen kavramlardır. ikisinin ortak noktası? "Eeeee, insan tarafından tüketilmesi!" demek ki insan aklı gerçek evrenden daha fantastik olabiliyor: gerçekte olmayacak kombinasyonlara kalkışıyor.
genelde islam coğrafyalarında demokrasiden aşağı yukarı anlaşılan şudur: muhalefetteysen sayına göre ya yeraltı örgütü kur ve sağı solu kendinle birlikte havaya uçur, insanları ayaküstü idam et, internete koy; ya da -biraz daha kalabalıksan mesela- seçimlere katıl ve hep zulme uğrayan zavallı masumu oyna, tek başına iktidar ol, sonra diğerlerinin sesini tek tek kısıp haklarını bir bir gaspetme imkanlarının kullanılması, toplumu olduğundan daha geri götürme çabaları, yok hemen beceremiyorsa en azından olduğu yerde sayması için dünyadan kopuk bir fantezi aleminin pompalanması, beyinler iyice çürüyene kadar hep aynı hikaye yani.
senin daha farklılığı kodlaman, anlaman ve anlatış şeklin demokrasinin temel prensipleri olan özgürlükçü tavır, hadiseleri kansız da tartışabilme ve senden olmayanı tolere etme ilkeleri ile uyuşmuyor: batının 1400'lerden itibaren geliştirdiği bu prensiplerin altını boş buluyorsan, sen "bir müslüman olarak" al daha farklı doldur, farklı yorumla ve yeni bir bakış açısı kazandır, alternatiflerini getir. ama hala koyun masalları ile tatmin olan bir sürü insan hangi düşünsel malzeme ile yapacak bunları? "ahlak"ın ancak öldükten sonra işe yarayacak bir çeşit "cennet puanı" olduğunu zannetmek ile mi? bilim diye teknolojik icatları tüketmeyi anlayan, insanı ancak bir hayal kahramanının kulları paydasında ortak sayıp, sabit kimlikler ekseninde sosyal alanı tanımlayan bir öğreti. hangi dinamik ile?
demokrasi insanlar arasındaki farklılıkların ifade edilebilmesi, yaşanabilmesi ve toplumun içinde ses bulabilmesi, eyleme dönüşebilmesi; kurumların, anlayışların ve şahısların sürekli sorgulandığı çetrefilli hadiselere adeta bağımlıdır. mükemmel olmadığının farkındadır, ama geliştirilebileceğini deneyler. gelgelelim "islam'ın çok şükür hiç bir bağımlılığı yoktur, gayet mükemmeldir daha iyisi gelmez bir daha, zaten bu dünya ve üzerindeki herşey, canlı cansız farketmez külli yalandır, gelip geçicidir, hayat test yeridir, allah sadece kendisinin bildiği bir proje çerçevesinde zaten hem olacakları hem de kimin ne olacağını yazmış, herbir şeyleri de muhammed'in yüzü suyu hürmetine "löp" diye yoktan yaratmıştır, tarihsiz gürültüsüz, zamansız ve mekansız, keyfi... bir de her kafadan bir ses çıkarsa sosyal nizam bozulur, şeytan kazanır," vs. uydurun işte, sebil bu din batağı; dibi bir türlü gelmeyen bir bataklık.
ve elbette "demokrasiiiii" diye yırtınmak ihmal edilemez bir ibadettir... arka planda islam dehası içten içe tekrarlıyor elbet "demokrasi de ne lan, yemişim demokrasisini..." diye.
islamın ortaya çıktığı coğrafyaya getirdiği yenilik, namaz, oruç gibi ritüeller değildi. namaz, oruç, hacc, kurban gibi ritüeller zaten islam öncesi arap toplumunda var olan ritüellerdi. islam sosyal adalet, dayanışma, yardımlaşma gibi özellikler taşıyan devrimci bir yaklaşım ve aynı zamanda yerleşik tabulara savaş açmış bir isyan felsefesidir. komşun açken tok yatma, düşüncesi tamamen sosyal yardımlaşma orijinlidir. veya kurbanın bölüşüm ilkeleri. ilk önderi olan muhammedin de devrimci özellikler göstermesi bu fikri güçlendirir(kadınlar konusu hariç).
muhammedin ölümünün ardından(özellikle de osmanın hilafeti sırasında) güç elde etme adına şeklen büyük bir değişime uğrayan felsefe yanlıları, aynı zamanda içerikle de oynamışlardır. bazı konuların muallakta kalmasından yararlanarak egemenliği ele geçirme hırsı, islam ideolojisini ilerici olmaktan çıkarmıştır. mesela, haksızlıkla ve zalimle her daim mücadele ilkesi yerini itaat ve tanrıya havale etmeye evrilmiş, yöneticiyi rahatlamıştır.
peki şimdi ne olacak? islam demokrat mı totaliter mi? ilk yılları itibariyle devrimci ve isyankar bir yapısı olan islam demokrattır. senin dinin bana, benim dinim bana, demokrasinin tavanıdır. ancak şu anki islam(müslümanlar değil, islamın kendisi) totaliter ve antidemokratik bir felsefedir.
peki sorumlu kimdir? elbetteki müslümanlardan başkası değil.