cemil meriç'in diliyle söylersek daha doğru olur: sosyalizm, islamiyet'i olmayanların islamiyet'idir. yoksa sosyalizm dünkü çocuk, o daha halkların kardeşliğini fransız ihtilalinden sonra öğrendi.
islam sosyalizme indirgenememekle birlikte ekonomik açıdan sosyalizmin ihtiyaçlarını en iyi karşılayan dindir. Ayrıca islam sosyalizm denilemez, dense dense sosyalizm islamdır denilebilir o da tutarsızdır. Emevi devrinde islam dini zengin ve iktidar sahibi kodomanların çıkarları adına kullanılmıştır. Ancak özünde islam dini toplumda fırsat eşitliğine oldukça önem vermiştir.
1- "işçinin hakkını alnının teri kurumadan veriniz": Kimse kusura bakmasın beyler, açlık sınırının 1000 tl'yi geçtiği ülkede işçinin hakkı 630 tl değildir. Ayrıca bir de bu paradan devletin gelir ve damga vergisi kesmesi haraçtır..
2- Zekat müessesesi islamın yüce kitabında daima namazla birlikte anılmış, müslümanın vasıfları sayılırken istisnasız her ayette kullanılmıştır. Bir anlamda zekat islamın nişanesi ve sosyal anlamda simgesi haline gelmiştir. Daha efendimizin vefatından kısa bir süre sonra hz. ebubekir, zekat vermeyi reddeden müslümanlarla savaşa tutuşmuş ve bu konuda asla taviz verilmeyeceğini göstermiştir.
3- ilk dört halifeye hazineden maaş dahi bağlanmamış, gerektiğinde emire baş kaldırmak müsaadeye değil emre bağlanmıştır. Hatta ebu hanife zalim hükümdara baş kaldırmamayı münafıklık alameti saymıştır. Ayrıca hz muhammed alimlerin emirlerin kapısına gitmesini şiddetle yasaklamıştır.
Daha önce de belirttiğim gibi, taklitteki arıza asla nispet edilemez. Bugün müslümanların içinde bulundukları durumun sorumluluğunu islamiyete yıkmak, papaza kızıp oruç bozmaya benzer.
sosyalizm eğer "halk içinde sınıflaşmayı önlemek, gelir dağılımındaki adeletsizliği kaldırmak, sosyal devlet düzenini tabana yaymaksa" islam'dan başka sosyalizm yoktur.
- işçinin alınteri kurumadan hakkının ödenmesi
- zenci bir köle ile zengin bir tüccarın aynı secdeye başkoyması
- kurumsallaşmış zekat müsessesesi ile zenginin malından fakire verilmesinin şart olması
- işin torpilliye değil ehil olana verilmesi
- beyütülmal'den (devlet hazinesinden) yetim, öksüz, dul, sakat, yaşlı ve düşkünlere maaş bağlanılması
komşusuna ve çevresine karşı sosyal sorumluluk yükleyen bir yaşam biçimi olmasından sebep katıldığım düşüncedir.
gerek devlet adamlığı sorumluluğu gerekse vatandaşlık bilinci günümüz yönetimlerinden çok daha adil ve ileridedir.
hz. ömer adaleti bunların arasında en bilinenidir.
elmalarla armutları karıştıran bireyin sözüdür. biri dini görüş, ahlak kuralları bütünü, moral kaynağıdır. diğeri ise toplumsal yaşam düzenidir(dikkat ederseniz tarzı değil düzenidir, çünkü sadece sosyalizmde insanlar gerçek anlamda toplumu oluştururlar). sonuçta elbette her ikiside insanlar var olduğu için vardır ve yer yer içiçe geçtikleri yerler olacaktır. tıpkı bir sepette duran karışık meyveler gibi.
köleliği kaldırması, komşusu açken tok yatan bizden değildir felsefesi, işçinin emeğini teri kurumadan verin demesi, sadaka, fitre, zekat gibi paylaşımları, sömürü zihniyetinin olmaması, hz peygamberin dahi hiç bir kimseye büyüklük taslamaması ideal sosyalist düzenden bile on kat daha yaşanılası toplumlar kurar.
islam sosyalizm değildir, sosyalizmden daha ilerdedir. daha gerçekçidir.
