zamanında islam dinine geçen bazı kesimlerin arap kültürüyle iyice yoğrulmasından dolayı onların hurafelerini bile edinmeleri, türk iseler türklükten uzaklaşmaları. araplaşmaları.
çölde devesi ile gezen bir bedevi ile baloya smokinle giden biri aynı dünya görüşü ve inanca sahip olamayacagı ve arapların da önümüzdeki bin yıl degişmeye niyetleri olmadıgı için, türklerin degişmesi normaldir.
biz buna arap kültür emperyalizmi diyoruz arkadaşlar arasında.islam'ı yaymak adı altında birçok toplumun araplaştırılması yani asimile edilmesi.ki kendileri bu konuda çok başarılı olmuşlardır.bugün yurdumuzda türk milliyetçiliği'ni*savunan partiler islam'ı türklükten önde tutmaktadırlar.ayrıca kendileri laiklik karşıtıdır ve türkiye cumhuriyeti'nin borçlarını ödediği osmanlı devleti'ni çok sevmektedirler nedense.
türkleri müslüman olmalarından önce gerçekten de çok büyük bir medeniyet falan sanma sanrısıdır. çadır devletinden saray devletine, sözlü devletten yazılı ve bürokratik devlete geçişini islamla şereflenerek kazanmış bir milleti vareden değere ve o değeri o millete veren başka bir millete öykünmeyi zul saymak yanlışıdır. dilbilgisi yanlışı bir tarafa selçuklulardaki idari, sosyal ve askeri yapıyı bilmeden işkembe-i kübradan sallamak, bize tarihte okutulan nice türk devletinin birkaç yöneticisinin türk, ordusunun arap, sanatkarının-bilimadamının pers olduğunu bilmeden tarihçi kesilmektir bu saçma iddia. kültürel etkileşim nedir bilmemek, türklerin boylardan oluştuğunu, her boyun birbirinden fersahlarca farklı olduğunu bilmemek ve osmanlı, selçuklu vs. bunların arabistan yarımadası arapları gibi entariyle dolaştıklarını sanmak da bu salaklığın özelliklerindendir. öyle ya bizim atalarımız anadolu dağlarında çöl kıyafetiyle dolaşmışlardır. zaten türkler orta asyadayken fötr şapka giyerken araplarla karşılaşınca sarığa geçivermişlerdir.
din değişen ve benemsediği dinin toplumuyla etkileşim sonucu ortaya çıkan durumdur.
gayet normal olarak karşılanması gereken hadiseler sosyal hayatımıza, siyasetimize ve en önemlisi edebiyatımıza yansımıştır. beğenilsede beğenilmesede türk kültürüne önemli katkıları olan arap ve fars kültürü yüzyıllardır hayatımızın içindedir. mesela edebiyatımızın bu kadar sanatlı, kıvrak, manalı oluşu türk-arap-fars kültürlerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. edebiyatımızla birlikte günümüze kadar gelen sisyasi eleştiri niteliği taşıyan eserlerimiz, şairlerimizin dünya edebiyatındaki yeri ve önemide bu kültürlerin (kültür beraberinde dil ve yaşayış tarzını getirir) türk kültürüyle etkileşimi sonucu ortaya çıkmıştır. bunlar göz önüne alındığında kültürlerin hakaret derecesine varacak şekilde eleştirilmesi yerine bizi biz yapan ya da en azından bize çok şey katan oluşumlara minnet duymalıyız...