genelde "heyoo ben ateistim ne kadar marjinalim bakın" tavırlarındaki gençlerin ısıtıp ısıtıp önümüze koyduğu söz. defalarca söyledik, yine söylüyoruz, islam hoşgörü dinidir evet, ama enayilik dini değildir. sen gelip burda milleti tahrik edersen zılgıtı da yersin.
neymiş efendim ramazan davuluymuş. islamda ramazan davulu diye bir kavram yoktur kardeşim.
neymiş efendim islamda 4 kadın olayı varmış kadınların hakkı gözetilmiyormuş. ilk kadının rızası olmadan 2. evlilik yapılamaz bu bir. kadın çocuğa bakmakla bile yükümlü değildir. kocasından talep ederse kocası çocuğa bakıcı tutmak zorundadır bu iki. annenin çocuğa süt anne isteme hakkı da vardır bu üç. kadının mirastan az pay alması, hem kocasından hem de babasından pay düştüğü içindir bu da dört.
neymiş efendim nerede islam varsa orada savaş varmış, kan varmış. 10'dan fazla haçlı seferi yapıp yüzbinlerce masum insanı kılıçtan geçirenler de müslümanlardı değil mi? kızılderililerin kökünü kazıyanlar da avrupalı müslümanlardı. hitler, stalin falan da mümin kardeşlerimizdi zaten.
hadi gidip belki üç beş hatun düşer diye ateistçilik oynamaya devam edin siz. sizi aşar bu işler.
müslümanların hatalarını islam'a maal etmekten kaynaklanan zandır. ayrıca "hoşgörü" kavramının ne olduğu da ortaya konmalıdır. mesela bir insan içip sarhoş olup, elin karısına/bacısına saldırıyorsa, bu adama hoşgörü gösterecek değiliz. islam ahlaksızlığa, fuhşiyata, fitneye, fesada hoşgörülü olmaz.
müslümanlar da bir yanlış varsa, bunu uygun yöntemle ortadan kaldırmaya çalışır. müslümanlar yanlış yaptığı taktirde de bu yanlış islam'a nispet edilemez. yani bir matematik hocası dersini kötü ya da yanlış anlatıyorsa, bu matematik dersinin değil, hocanın sorunlu olduğunu gösterir. aynı şekilde, müslümanlar bir yanlış yapıyorsa, bu islam'ın değil, yanlış yapan müslümanların sorunlu olduğunu gösterir.
bir yanda oruç açanlar mevcutken diğer yanda da bira içenlerin mevcut olduğu caddeler vardır. böyle bir memlekette yaşayıp da hala hoşgörüsüzlükten bahsetmek çok ilginçtir, başka birşey değil.
yıllardır ısıtılıp ısıtılıp ortaya koyulan bir tartışmadır. islam dinine inanmayanlar tarafından "hoşgörü dini olsaydı götüne içki şişesi sokup kapağını burun deliğinden çıkaranlara hedö hödö denilmezdi" şeklinde argümanlarla antitez sunulurken, inananlar tarafından da "bre gavur dölü, cehennemin yedinci katında lavlar götüne sokulunca görürsün" şeklinde bir karşılık sunulur.
kimse de demez ki yahu önce kelimenin anlamını irdeleyelim de sonra tartışalım islamı. efenim nedir hoşgörü? bir kişiyi, kişileri yahut bir toplumu belli eylemlerinden yahut fikirlerinden kaynaklanan farklılıklar neticesinde, yargılamak yerine anlamaya çalışmaktır. imtiyazdır, müsamaha göstermektir. içinde biraz da kibir barındırır bu davranış aslında. ancak bu kelimeyi irdelerken dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. hoşgörünün sınırları, yine insanlar ve toplumlar tarafından belirlenir ve farklılık gösterir. hoşgörü, nevresim takımı gibi değildir. nevresim takımını götüne sokarak kullanmayı yeğleyen bireyler yoktur. tek bir amacı vardır ve o amaç tartışılamaz. lakin hoşgörü, sınırları kati suretle çizilemeyen bir kavramdır.
şimdi iki adam düşünün. biri kamil biri de hıdır olsun. kamil hıdırın karısının burun deliklerine hıyar sokmak istesin. kamilin inanışına göre bu çok normal ve olağan bir eylemdir. ancak hıdır, karısının burun deliklerine hıyar sokulmasının sapkınlık olduğunu düşünür. kamil, hıdır'ın hoşgörülü olmadığını iddia edebilir mi? pek tabi edebilir. zira kamil'e göre bu eylem hoşgörüyle karşılanması gereken bir eylemdir. ancak hıdırın kurallarına göre, kamil'i eşeğin sudan gelmesini beklemeden komaya sokmak gerekir.
üstteki uç örnekte de açıklamaya çalıştığım gibi; bir dinin, bir inancın, bir toplumun hatta daha da basite indirgeyerek söyleyeyim bir kişinin anlayışına göre "hoşgörü" gösterilen konular farklılık gösterebilir. senin hoşgörü anlayışına uymayan bir eylem yahut inanış, inananlar için hoşgörüdür. sınırlarını aşmadan müsamaha gösteriyor olması, sınırlarını yıkmasını gerektirmez.
buraya kadar okumadın biliyorum. okuyanlar için son cümleyi söyleyip çekileyim. "hoşgörü" üzerinde tartışılabilecek bir kavramdır. keskin çizgileri yoktur. haliyle süregelen bu tartışma oldukça saçma ve gereksizdir.